- 571 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KARABASAN (Bölüm 1- Ayrılık Ölümüm Yollarından Geçiyordu Sessizce)
Ayrılık ölümün yollarından geçiyordu sessizce.
Ve ben kocaman bir şehirde yapayalnızdım.
Kendi dertlerimle meşgul, etrafıma dert yanıyordum.
Haberim yoktu.
Kocaman bir çınar yitip gidiyordu.
Kocaman bir çınarın dalları günden güne kuruyordu.
Kocaman çınar ölüyordu.
Sizin hiç sevdiğiniz biri öldü mü? Benim öldü. Yirmi bir yaşındaydım. Ama hiç acının tadını tatmamıştım. Ölümüm sinsice yaklaştığını anladığımda öğrendim. Büyümek nasıl bir şeydi? Ben hep küçük kaldım. Hep beş yaşındaki küçük kız. Canı acıdıkça büyüyormuş insan. Canım acıdıkça büyüdüm. Büyüdükçe duygularımı saklamak istedim. Bol bol gülmeye çalışmak, ağlamaktan saklanmak. Bazen tepkisizce davranmak. Canın yandıkça etrafına saldırmak yerine gözlerini boş bir noktaya sabitlemek. Düşünmemek gerçekleri. Hiç olmamış gibi davranmak yahut olmuş da umursamıyormuş gibi davranmak. Oysa nasıl böyle davranabilirdim ki... Sevdiğin kişinin ölmesi ve senin hayatına devam etmen. Etrafındaki herkesin acı çekmesi ulu orta ve senin hep dimdik durman. Gidenin arkasından bir kez bile ağlayamamış olman. Hatta bir şey olmamış gibi gülmen kahkahalarla, ölüm ile dalga geçmen. İnanmaman ölüme. Korkman geri kalanların da tek tek gideceğinden. Cesur bedenimin ardında korkaklığım var, öfkem var, kinim var! Ağlarsam kimse durduramaz beni. Ben ağlarsam herkes ağlar durduramam. Herkes ölüme alışmaya çalışıyor. Herkes birbirini avutmaya çalışıyor. Oysa herkes biliyor. Ölüm bir kere bizim evimize girdi ve bir daha geri gitmeyecek. Şimdi herkes teker teker ölüme teslim olacak...
YORUMLAR
Herkesin başına gelecek bir vuku. Mutlaka sevdiklerimizden biri göçmüş ve biz de o ruhsal çöküntüyü uzun süre üzerimizden atamamışızdır... Yazıyı nasıl devam edeceğinizi bilmiyorum, ama uzun yazmak istiyorsanız ayrıntılara, dil ve anlatıma ağırlık verin derim. Elinize sağlık, başarılar...