- 794 Okunma
- 5 Yorum
- 2 Beğeni
AŞKIN BOYUTU...
Mucizevî bir yadsımazlık huşu yaratırken derinlerde, gizemli ve kekremsi ve izafi bir ruhdaş eşliğinde hükümsüzce yol yarılanmakta. Tüm çeyrekler bir bütüne tekabül etti. Yoz ve sancılı mahlûkatın dipsiz bir evrimi yolun kesiştiği.
Aranan aslında bir içim su kadar avuçlarımızda, içimizde, yüreğimizde gizli her ne kadar vakıf olma yetisi yitip gitmiş olsa da nazarında çoğunun.
Ne bir yanılsama ne de izafi ve vebali ağır bir kanıksama.
Aşkın boyutu nasıl nasıl engin ummanlarda yüzerken. Sersefil gözüken değil olan sadece eş güdümlü bir mecrada ulaşılmış bir mefhum bitimsiz ve seyri ömre bedel.
Şems’den çıkmak yola ve diyar diyar gezmek gönül dergâhlarında. Ne ilk ne son ne tek ne çoğaltı… Sadece sür git bir desturun ruhtaki eşkâli gözlerden kaçan ve anlama yetisinin noksan kaldığı.
Hükümler nasıl sancılı, mefhumlar nasıl irdelenmeye mahkûm. Olsun. Aşka mahkûm ve meftun olduktan sonra hangisi önem arz edebilir ki…
Sancılı bir aşk izdüşümü arayış olan hüzne de düşse o bitimsiz yol.
Kıdemli ve bağnaz bir yanılsama katmerli bir devinimin paralelinde seyreden.
Vakti zamanında yüzyıllar öncesine yolu kesişmiş iki gönül dostu. Nazenin iki yürek aynı dilde konuşan ve ortak bir ritim ile nükseden. Sessizliğin ses olduğu iki kişilik yalnızlığın çoğaltısında günümüze kadar uzanan.
Egoların savaşı aralıksız sürerken ve hak bulurken düzenek mahkûmları nefisin imtihanı İlahi Gücün kayıtsız kalmadığı. Hükmeden, var eden ve can veren.
Kim bilir seçtiğimiz yol hangi minvalde?
Kim bilir kimler neyin telaşını tetiklemiş de gönül gözleri çoktan kör olmuş.
Başıbozuk bir düzenin ücretli münafıkları. Ve anlaşılmazlığın çeperinde başıbozuk bir derviş, ana ve mahlûkata rest çekmiş.
Sonbaharın yaş dolu bulutları koyultmakta iken evreni sırlı gün ve gecelere mecbur kılınmışız. Zafiyeti bitimsiz ve mecali çoktan tükenmiş addedilen o girizgâh.
Hayata müdahale ya da hayra yormayan bir o kadar destursuz bir yanılsama o meşum varlığın gizemi sürerken.
Peyder pey bürünülen onca naz. İzahatı öylesine olası ki yeter ki anlama zafiyeti çekmesin eşref-i mahlûkat.
Elif Şafak’ın kaleminden okuduğum şu satırlar belki de en güzel izahatı gönülden dile düşen:
‘’Konuşmayı unuturum. Kelimeler silinir zihnimden. Sonra göç eden kuşlar gibi bir anda geri dönerler. Bunların hiçbiri korkutmaz beni. Ne var ki insanlara tuhaf geldiğimi bilirim. Zamanla öğrendim ki, vecd hallerinden başkalarına pek bahsetmemeli. İnsanoğlu nedense anlayamadığım kötülemeye meyilli. Kaç kez bizzat tecrübe ettim bu şaşmaz kaideyi.’’
Allah aşığı, hakikat ehli Şems-i Tebriz’in mana ehli varlığı bir o kadar aşikâr. Zikrettiği gibi:
‘’Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya öldür ama asla yaralı bırakma.’’
Edebin ve güzelliğin derya olduğu nice söylem feyiz alınası ve yüreğe işleyen.
Vebali boynuna eşref-i mahlûkatın. Yine de süreklilik arz eden ve müphem bir ivme bazen ters işleyen. Sınırlı kelimelerle doyumun verdiği o lezzet acıdan neşeyi doğduran.
Güneş kadar asil ve sıcak ama olabildiğince yüreği ısıtan. Yeri geldi mi ketum bir sırdaş gönle gereken. Buzdağının o görünmeyen kütlesi güneşin eritmeye mecalinin yetmediği. Ve kuşkulu, sitem arz eden korunaklı dünyayı işgal etme gayesiyle çırpınan.
Ayarı düzeneğin her ne kadar kaymış olsa da kayıp gitme dürtüsü iştigal etmiş kaygan zemin her an tehdit ederken.
Dilin orucu makbul olan ve gönül ehli bir ömre nail olmak. Çelişkilerden uzak ve kalbe yakın…
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
Yürek dolusu teşekkürler kıymetli şahsınıza. Güne sizlerle başlamak adına çok mutluyum.
Yüreğiniz dert görmesin.
Sevgilerimle ve en iyi dileklerimle...
Var olun.
Diyelim ki:
Şu an bu sayfa da iki kalemin cümlelerinden oluşan satırlar var...
Sence okur ne yapar Gülüm?
... Hımmm önce ben mi söylemeliyim?... Peki.
Kanımca; okur isteseydi Elif Şafağın kitabını alır odasına çekilir okurdu zaten. Oysa Gülüm'ün yazılarındaki satırların rengi bambaşka...
Sevgiyle.
Gülüm Çamlısoy
Renkler nasıl da değişken sevgili dostum. Bir anda simsiyah iken sevginin ve dostlarımın varlığı birdenbire gök kuşağını yansıtıyor. Evet, o gök kuşağının altında dilek tutuyorum şu an hatta birlikteyiz o ışık deryası pırıl pırıl parlamaktayken.
İçimde sakladığım ve kaybetmemek adına aşırı çaba sarf ettiğim iyi niyetimin eşliğinde yürek dolusu sevgilerimi gönderiyorum eşlik ederken en iyi dileklerim. Kabul buyurursanız çok mutlu olacağım.
Sevgi mademki paylaşmakla çoğalıyor ek olarak zikrettiğim kelimeler sizlerin sayesinde bir değer ve anlam kazanıyor.
Ne güzel bir ziyaret ve nasıl mutluluk verici cümleler yüreğinizden dökülen. Çok çok teşekkür ederim.
Sevgiyle kalın, sağlıcakla kalın ve hep mutlu kalın...
Dilin orucu makbul olan ve gönül ehli bir ömre nail olmak. Çelişkilerden uzak ve kalbe yakın…DEDİĞİNİZ GİBİ...HAK ŞERLERI HAYREYLER , SANMA Kİ GAYREYLER ,ARİF ONU SEYREYLER,MEVLAM GÖRELİM NEYLER, NEYLERSE GÜZEL EYLER ...GÖRELİM BİZDE BU ALEMİ BAKALIM MEVLAM NE EYLER.KALEMİNİZ HİÇ SUSMASIN.EDEBİ YÖNÜ VE İŞLEDİĞİNİZ KONU ÇOK GÜZELDİ.KUTLUYORUM
‘’Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya öldür ama asla yaralı bırakma.’’
Atlar geldi aklıma, onları da vuruyorlar değil mi ? yaralı bırakmıyorlar...
güzel konu, teşekkürler yazınız için...
Gülüm Çamlısoy
Asıl ben teşekkür ederim.
Sevgiler, saygılar...
Gülüm Çamlısoy
Var olsun güzel yüreğiniz değerli gönül dostum.
Sevgiyle kalın, sağlıcakla kalın...