- 1290 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
NALBANT SABRİ (SARKİS) AMCA....
Hayatımda ilk defa bir ermeniyi görecektim,o gün sabaha kadar uyumadım duyduğumda.Nasıl birşeydi ermeni sabri amca onunda bizim gibi gözü kulağı vardı diyordum kendi kendime .Ermeni olduğu nasıl belli oluyordu onu çok merak ettim .Rahmetlik babam ermeni nalbat sabri yarın gelecekmiş, dediğinde onunla karşılaşmayı sohbet etmeyi hayel ettim.
Evet ermeni sabri gelmişti köy meydanında ,deli "kürt" mamoğun duvarının dibinde bir heybesi ve yanında eşşekleri nallamak için malzemeleri,tırnak kesmek için orak benzeri keskin bir aleti ve eşeklerin dudaklarına takılan ağaçtan bir kelepçesi vardı.Karşısına oturduğumda çok heyecanlandım ermeni sabri buydu işte kızıl hafif sakallı uzun boylu zayıf gemrik bir şeydi yüzleri de hafif çilliydi,başında ilk defa gördüğüm va hayran olduğum deve tüğünden güzel bir papağı vardı.
Merakım nerden gelmişti:Eğitmen ismail amcam kışın karlı günlerde sömestri tatilinde köye geldiğinde başına toplanırdı babamlar ,amcalar, ismail amcam ermeni katliamının canlı tanığıydı ı uzun uzun nasıl katledildiklerini anlatırdı,Arapkirden sürüler halinde iple bir birine bağlanmış şekilde mürfezeler onlara vura vura morhamama götürüp fırat nehrine attıklarına tanık olmuştu,bağdat bibim ve gebikli yusuf amcada aynı şekilde anlatırlardı ,içim geçerdi bu korkunç katliamı işitikten sonra rüyalarıma girerlerdi,onların yerine kendimi koyardım yatakta nefesimin kesildiğini hissederdim.Anlattıklarına göre korkunç bir katliam yapılmış yanı soy kırımı hem canlarına kast etmişler hem de mallarını yağmalamışlar.
Eşekler sabri amcadan korkuyorlardı ,sabri amcada ağaçtan kelepçeyi hayvanın alt dudağına geçirip hızlı hızlı iple bağlıyordu ,eşek biraz dirense de acıya dayanamıyor sabri amca ile birlikte gidiyordu.Sabri amca mesleğini titizlikle yapıyordu hayranlıkla bakıyordum,önce hayvanın ayağındaki çapakları o keskin aletle temizliyor sonra nal çakıp çiviliyordu o esnada hayvan nasıl sıçırıyordu ve sonra hayvanın ayağını takoz üzerinde törpileyip bırakıyordu.Sonra hayvanın rahatladığı ve koştuğu mutlu olduğu açıkca belli oluyordu,
Merak ettiğim sabri amcayı kim misafir edecekti,konuşa bilecekmiydim düşüm nasıl gerçekleşecekti,sabri amcayı ATÖĞ amca misafir etmişti o da köyün yaşlısı ve dini bilgisi olan saygın bir insandı.Atöğ amca kısık sesli elinden kitap eksik olmayan kırçıl gür sakallı bir insandı,nalbant sabri orada kalıyordu .
Sabahları erken kalkıp 5 km yürüyüp Arguvanda orta okul son sınıfa gidiyordum .Yola çıktığımda bir de baktım Sabri amca gidiyor düşümün gerçekleşme heyecanı sarmıştı beni hem de yanlız ikimizdik,bu büyük bir şanstı benim için,önce sabri amca ile selamlaştım elini öpmek istedim laf koparmak için tabi,ama o elini öpmek için vermedi .Biraz sessiz yürüdükten sonra ben bildiğim halde mahsus nerelisin dedim sabri amcaya , o da Arapkirli olduğunu söyledi,sonra ufak ufak heyecanla konuya girdim,en büyük korkum 15 yaşındaydım çocuk muamelesi yaparda hiç birşey anlatmazsa dedim içimden ama her şeyi anlattı......"......katliam olurken kendisi 8 yaşındaymış,annesini ve 4 ağabeyini öldürmüşler babası normal hastalıktan katliamdan bir kaç yıl önce ölmüş zanatkarmış,lehim kalay işleri yaparmış,nalbantlık mesleğini amcasından öğrenmiş,tüm akrabalarını öldürmüşler mallarını mülklerini talan etmişler,kendisini çobanlık yaptığı bir türk aile saklayarak kurtarmış ,kuzularını gidiklerini güdüyordum eve gitmek istedim bırakmadılardiyor sonra durumu anlatmışlar günlerce samanlıkta yatıp kalkmış ve ağlamış Arguvan da demircilik yapan Vartan uzaktan akrabasıymış onun çok faydasını görmüş.....
Aklımdan hep eğitmen ismail amcamın anlatıkları hikaye değil doğruymuş diye geçti,içimden ne utanmazlık hem canlarına hem mallarına kastet ve hem de düşman olarak gör bu kadar vicdansızlık tanrının hangi kitabında yazıyor dedim içimden ...
Ermenilerin hemen hepsi zanatkar ,üretken insanlar .madencilik,demircilik nalbantlık sıradan meslek değil o zamanlar nal ve özel çivisini yapmak kuyumculuk ,lehimcilik vb eğer bu insanlarkatledilmemiş olsalardı Anadoluda şimdi yoksulluk diye birşey olmıyacaktı,bu katliamın ahlaksal,vicdani,dini,sosyal analizi yapılırsa çağın en utanç verici soy kırımlarından biridir,adamların hem canına hem malına .......dört kitabın dördünüde okudum tanrının bütün kelamlarıda insan denen varlığın kutsallığı ve merhamet duygusu ortak payda...insanlığımızdan utanmadığımız herkesin kardeşce yaşadığı kimsenin kimsenin dinine etnik kökenine karışmadığı güzel bir dünya dileğimla okuyanlara sevgi ve saygılarımı sunarım "ADALET VE MERHAMETE GÜN GELECEK HERKES MUHTAÇ OLACAK......
YORUMLAR
İnsanların Dinleri,dilleri,ırkları önemli değildir...önemli olan insan gibi insan olmaktır...Uzayın büyüklüğünü bir düşünün Dünya bir nokta kadar bile değildir...İyinin güzelin ve doğrunun peşinde koşmak ise bir erdemdir...Dünyanın neresinde olursa olsun...katliamlar...soykırımlar...savaşlar...yıkımlar...içimizi kan ağlatmıyorsa...kendimizi sorgulamalıyız...Saynur Öztürk ...Bende hukucuyum..Kamu hukuku yüksek lisans okuyorum...Meşru mudafayı anlamak için taraflara bakmak lazım değilmi...Türk tarafı devlet ve güvenlik aygıtı elinde,Ermeni yerleşkelerinde sürgün ve katliam yapıyor...Türk tarafınınki devlet erkini temsil ettiği için meşru mudafa olmaz..diğer taraf yerleşkelerine...konutlarına ve mallarına canlarına gelen şiddeti def etmek için uğraşıyorlar onun için meşru mudafadır...Hukuksal basit tanımı budur,,,Virjinya Haklar Beyannamesi, "yetersiz" hükümete karşı isyan hakkını da içeren insanın doğuştan gelen doğal haklarını beyan etmek üzere hazırlanan bir belgedir...Bu evrensel belgede Hükümete karşı isyan hakkını kabul ediyor yıl 1776 o zaman Ermenilerin karşı koyuşu meşrudur...saygılarımla...görüşlerinizi yazdığınız için ayriyeten teşekkürler...şu üç beş günlük dünyada keşke bu acılar yaşanmasaydı...Benim baba tarafından zaza kürdü ...anam ise Türkmen...ama ne ifade eder...
ARIT tarafından 11/26/2014 1:40:06 AM zamanında düzenlenmiştir.
Vallahi bir şey söyleyeyim mi size...soyumu sopumu bu ülkenin topraklarına şehit vermiş biri olarak her nedense yabancı kökenli insanlara duyduğum sevgi takdir ve güven çocukluğumdan itibaren süregelmektedir hala.
Başta dürüstlükleri, işlerine verdikleri önem, bilgi, görgü ve insanlıkları beni her zaman çok etkilemiştir. Onlar gitti İstanbul bitti! Annemin vefat akşamı okutulan duada Ermeni Rum ve Yahudi komşularımızı gözleri yaşlı ve "Yerini dolduran bir kadındı" sözleri bana acımı unutturmuştu sanki.
Selamlar.
ALİ ADIGÜZEL (ARIT)
Sayın ARIT, bir önceki yoruma cevap yazmak istedim, ama yazamadım. Ben de Adem Bey gibi yanlış anladığımı düşünüp tekrar okuyunca gerçek anlatmak istediğinizi anladım. Meğer siz anlatmak istediğinizi gayet güzel anlatmışsınız da, ben farklı düşündüğümden, anlayamamışım.
Anlatım tarzı bence de güzel, ama fikir olarak ben de size katılmıyorum. Hele Ermenilerin yaptıklarının meşru müdafaa olduğuna şiddetle karşı çıkıyorum. Yaptıkları mezalimdir, meşru müdafaa kapsamına girmez, olsa olsa vatana ihanet kapsamına girer. Bir hukukçu olarak kanaatim budur. Kökeniniz Ermeni ise bir diyeceğim yok, zira kendi milletinizi aklama çabası olarak bir derece kabul edebilirim, ama...
Selâm ile.
Saynur Öztürk tarafından 11/25/2014 1:47:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
ALİ ADIGÜZEL (ARIT)
edebi olarak güzel bir yazı ama ermeni milletini öyle bir anlatmışınız ki sanki katliamı biz Türk milleti yaptı sandım. bir kere ermeni milletinde bu millete hep zeval gelmiştir hiç bir zaman iyilik gelmemiştir. Osmanlının onlara yaptığı iyilikleri hiç bir millet yapmamıştır ama onlar nankör olduğu için sahiplerini ısırmaya kalkmışlar ve başkalarının hoşkilemisiyle de ısırmışlardır. kurtuluş savaşında bize yaptıkları ortada daha yeni olay Ermenilerin Azerbaycan halkına yaptğıda ortada o yüzden onlar sevilecek bir millet deyil. kuranı kerim hariç ki onu değiştirmeye Allahtan başka kimsenin gücü yetmez diğer üç kitap değişmiştir ve insanlar kendi kafalarına göre yazmışlardır o yüzden onların kitaplarında, (tanrının bütün kelamlarıda insan denen varlığın kutsallığı ve merhamet duygusu ortak payda..) yazdığınız bu satır asla ortak payda olamaz olsa bugün filistin Gazze mısır Libya liberya Somali afrika arakan gibi bir çok ülke de yaşayan din kardeşlerimiz acı çekmez...bu sebeplerden dolayı fikirlerimi yazdım umarım kızmadınız.onlar acınaçak bir isnan deyil. ama bir türk milleti olarak he zaman mazlumun masumun yanında olduğumuz için biz acıma şefkat koruma duyguları çoktur..diğer bir konu ise katlimaı kimler yapmış orda bir çelişki ve anlasızlık var ben anlamadım kimler yaptığını ki türkleri kastediyorsanız büyük bir yanılgı içindeniz onuda bildirmek isterim sayğılarımla