- 746 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MEDENİYET
Her yıl çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından toplumların medeni ölçülerini gösteren insani gelişmişlik düzeyi ile ilgili sıralamalar kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Dikkatle gözlemlediğimizde batı toplumları genellikle üst basamaklarda yerini alırken, doğu toplumları ise listenin alt kısımlarını teşkil etmektedir. Ülkemiz ise orta kısımlarda bulunmaktadır. Hal böyle iken, bu listelerin hangi ölçütlere göre yapıldığı, hangi kriterlerin göz önünde bulundurulduğu ise muğlaktır.
Her insan daha umumî bir ifade ile her toplum medenî olduğunu iddia etmektedir. Muhakkak ki her insan kendini iyi, güzel, zarif olarak görmektedir. Bu ise insanın benlik duygusundan kaynaklanmaktadır.
Pekala, medeniyet nedir, ne değildir? Bunu objektif bir lisanla anlatabiliyor muyuz? Bize göre bu da meçhuldür. Güzel ahlak sahibi olan ve zamanın fen bilgilerinde yükselmiş olan insanlara “medeni” yani ilerici denir. Fende ilerlemiş ağır sanayi kurmuş ancak ahlakı bozuk olan kimseye “zalim” yani gerici denir. Fen ve sanatta geri ve ahlakı bozuk olanlara “vahşi” denir. Medeniyet, fen ve sanatın güzel ahlak ile birlikte olmasına denir. Yani fen ve sanatın insanlığın hizmetinde kullanılmasıdır. Medeni olan insan ise bunu yapar. Zalimler ise bunu insanlara işkence yapmak için kullanır. Medeniyetleri oluşturan en önemli unsur insanın kendisidir. Buna göre insanı tanımak medeniyeti anlamaya yardımcı olur. Çünkü bir kavramı layıkıyla anlayabilmek için, onu meydana getiren unsurları bilmek icap eder.
İnsanın yaradılış itibariyle iki kısmı bulunmaktadır. Bunları umumi ifade ile maddi ve manevi unsurlar olarak iki kategoriye ayırabiliriz. Bu itibarla medeniyetin de maddi ve manevi temeli bulunmaktadır. Maddi temelden kastımız “ bilim ve teknoloji”, manevi temelden kastımız ise “ sevgi, hoşgörü ve ahlak kaideleri” dir. Her yıl kamuoyu ile paylaşılan listede kanımca sadece maddi temel dikkate alınmaktadır. Çünkü batı medeniyeti hakkını vermek gerekirse, “bilim ve teknoloji” alanında oldukça mesafeler kat etmiştir. Bu, batı medeniyetinin maddi temelinin oldukça kuvvetli olduğunu göstermektedir. Ancak bir milletin bilim ve teknolojide çok ileride olması onun medeni olduğunu göstermez. Eğer medeniyet sadece maddi temele dayansa idi, insanlar bilim ve teknolojinin baş döndürücü bir hızda ilerlediği çağımızda artan bir hızda bataklıklara saplanmaz, intihar olayları artmazdı. Oysa insanlığın bunalımları fennin ilerlemesi ile daha da artmaktadır. Bu ise, aslında medeniyetin manevi temelinin ne kadar ehem arz ettiğini bize açıkça göstermektedir. Teknoloji, medeniyetin maddi temelidir. Manevi temelden mahrum olan bir medeniyet, barbarlıktan öteye geçemez. Tıpkı batı medeniyetinde olduğu gibi…
İslam Medeniyeti cihanşümul bir medeniyettir. Bu medeniyeti temel edinen Osmanlı medeniyeti de tüm dünyayı kendisine hayran bırakmış olan bir medeniyettir. İslam adaletine ve ahlakına dayandığı için altı asır payidar olan Osmanlı Devletinin hakimiyetinde mesut ve müreffeh yaşayanlar, bugün Osmanlının ve onun medeniyetinin özlemi içersindeler.
İslam Medeniyetinin dünyanın en ileri medeniyeti olduğunu gösteren misaller çoktur. Ancak bunları yazmaya denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa da yetişmez. Buna karşın İslam Medeniyetinin kurucusu Peygamber Efendimizin “sallallahü aleyhi vessellem” ilim ve ahlak konusundaki şu hadis-i şerifleri ile İslam alimlerinin sözleri her şeyi açıklamaya yeter de artar bile…
Hikmet, (ilim) müslümânın gayb olmuş malı gibidir. Onu nerede bulursa alsın.
Ahrette alimin mürekkebi ile şehidin kanı tartılacak. Alimin mürekkebi daha ağır gelecektir.
İlim Çin’de de olsa alınız.
Hz. Ali efendimize “radyallahü anh” hitaben “Ya Ali, ya alim ol, ya ilim öğreten ol, ya ilim öğrenen ol, ya da bunları seven ol. Bir başkası olma yoksa helak olursun”
Kötü ahlaklı kimse, parçalanmış testiye benzer. Ne yamanır, ne de eskisi gibi çamur olur.
Her binanın bir temeli vardır. İslamın temeli de güzel ahlâktır.
Güzel ahlâk güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir.
Güzel ahlâk, yaratanı düşünerek, yaratılanı hoş görmek, onların eziyetlerine sabretmektir.
İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.