- 721 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÖZÜR DİLERİM RAHATSIZ OLDUNUZ
Ruhunda ışık varsa, insanda güzellik olur. İnsanda güzellik varsa, evinde ahenk olur. Evde ahenk varsa, ülkede düzen olur. Ülkede düzen varsa, dünyada barış olur.
Eski Çin Atasözü
İlçelerimizin bir okulunda birinci sınıfları teftiş için sınıfa girdim. Öğretmenimiz “hoş geldiniz” dedi. Kendisiyle tanıştık, halini hatırını, çalışmalarının nasıl gittiğini sordum.
-Çok iyi, her şey planımıza uygun gidiyor, öğrencilerimden ve gösterdikleri çabadan memnunum. Yalnız bir öğrencim biraz sınıfı rahatsız ediyor bana sıkıntı olmuyor ancak arkadaşlarını bazen üzüyor dedi.
Öğretmenimiz konuşurken, “bana sıkıntı olmuyor ancak arkadaşlarını bazen üzüyor” ifadesi dikkatimi çekmişti. Ben bu öğrencime katlanabilirim, fakat çocukları üzmesi beni de üzüyor demek istiyordu.
Sözünü ettiği öğrenciyi fark ettirmeden biraz inceledim. Kaynaştırmaya alınmamıştı. Özel eğitime muhtaç biriydi .Aslında öğretmen bu çocuğu istese okutmayabilirdi.
Çünkü özel eğitim okullarına yönlendirilmesi veya alt özel sınıflarda kendi grubuna uygun öğrencilerle birlikte özel eğitim öğretmeni tarafından okutulması gerekmekteydi.
Öğretmenimize hitaben;
-Öğretmenim siz buyurun dersinize devam edin dedim.
-Peki efendim diyerek derse başladı. Az sonra bahsi geçen çocuk kendini gösterdi.yerinden kalkarak bir öğrencinin defterini önünden alıp kaçtı.Defteri alınan öğrenci ağlamaya başladı.Öğretmenimiz bu çocuğun huyunu çok iyi tahlil etmiş olacak ki hemen yanına giderek müdahale etti.Tatlı ve ikna edici bir ses tonuyla:
-Defteri bana verir misin Tolgacığım dedi.
Çocuk vermek istemeyen bir tavırla omzunu çekti. Öğretmenimiz tebessüm ederek Tolganın başını okşadı:
-Hadi güzelim defteri vermeni rica ediyorum.
Tolga gülerek defteri öğretmenine uzattı. Öğretmen teşekkür ederek aldığı defteri sahibine verdi.bana dönerek:
-Özür dilerim efendim, işte böyle zaman zaman Tolga bizi üzüyor.
Beni Tolga’nın davranışlarından ziyade öğretmenin yaklaşımı etkilemişti. Sabırla, şefkatle, sertlik göstermeden öğrenciyi ikna etmişti. Üstelikte takdire şayan bir davranışından dolayı benden özür diliyordu. Kalkıp elini öpmemek için kendimi zor tuttum. Kendisine hitaben:
-Öğretmenim özür dilenecek bir şey yok, siz dersinize devam edin dedim.
Bu öğretmenimizle iki ders saati çalıştık. Her dakikasında bana hayat dersi verdi. Tolga ders boyunda dersliği terk etti.
Bir süre öğretmenin masasında oturdu. Defterini karalayarak sayfalarını yırttı. Kalemini arkadaşlarına fırlattı. Ağladı, güldü, uyuma numarası yaptı vb. Tüm bu davranışların her birinde öğretmen sabırla şefkatle ve sevgi ile makul çözüm yolları uygulayarak Tolga’yı ikna etti.
Ders denetimi bittikten sonra kendisine sordum:
-İsteseydiniz bu öğrenciyi sınıfınıza kabul etmeyebilirdiniz, çünkü kaynaştırmaya alınacağına dair rapor ve yazı yok, bunu biliyor muydunuz?
-
Öğretmenimiz şaşırtıcı bir cevap verdi:
-Evet biliyordum. Ancak almasaydım Tolga sokaklarda kontrolsüz kalacaktı. Belki ben özel alan bilgim olmadığı için bir şeyler yapamıyorum.Hiç olmasa kötülüklerden uzak tutmaya çalışıyorum.
Bana dönerek.
-Efendim sizi de üzdü. Acaba Tolga’yı derse almakta hata mı yaptım?
Her seferinde beni şaşırtan ve duygulandıran bu davranışlar mı yanlış.Şu mütevazı yaklaşıma bakın.Neler yaptığının farkında değil.
Kendisine hitaben:
-Öğretmenim çok isabetli ve güzel bir uygulama yapmışsınız. Sizi tebrik ediyorum. Asli görevinin yanında böyle özverili bir görevi de üslendiğin için değerlendirmemde çalışmalarına artı olarak ilave edeceğim dedim. Sevinmişti fazla belli etmedi. Belli ki karşılık beklemiyordu. Her halde yanlış yapmadığını öğrenmek kendisini daha çok memnun etmişti.
O gün bu okulumuzdan mutlu ve huzurlu ayrıldım. Tabi ki en büyük dersi de alarak: Sabır, hoşgörü, yüreğini koymak ve sevgi… Seminerlerde öğretmenlere anlattığım, ancak örneğini veremediğim bir dersi bu gün bu okulda bir öğretmenimiz bana uygulamalı olarak göstermişti.
İsmi belli olmayan eğitim ordumuzun kahramanları, kıymetli öğretmenlerini, işbaşında, yürekleriyle, sevgilerini çocuklarımızın yüreklerine akıtırken görmek her zaman beni duygulandırmış ve gururlandırmıştır.
Böylesi öğretmenleri tanıdıkça, mesleğimden duyduğum haklı gururun mutluluğuyla, kalbimde kelebeklerin kanat çırpışlarını hissetmişimdir.