- 488 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Halı sahadan notlar
HALI SAHADAN NOTLAR
Acı gelir geçer ama pes etmek kalıcıdır dedi arkadaşına, söylerken ses tonundaki kararlılık o kadar barizdi ki, soğuk havada halka halka yayılan sıcak bir etki yapmıştı sanki. Takımdaki diğer oyuncularla göz göze geldiler, hepsinin bakışından kendilerinden emin oldukları okunuyordu, derken maç başladı, iki takım da ilk dakikalarda birbirini taktiksel manada yoklama gayretindeydi. Yaşça büyük olan takımın sol kanat oyuncusunun, top rakipteyken yaptığı ani preslerden biri fayda vermiş ve topu kolaylıkla kapmışlardı, Daum’ la yapılan duvar pası sonucunda topu yakın direğin dibinden kaleye gönderdiler, yaşlılar adına maç hiç de fena sayılmayacak şekilde başlamış oldu. Gençler enerjilerini yaşlılar ise deneyimlerini konuşturuyorlardı sanki, bir bakıma oyun, topun peşinden koşanlarla, topu koşturanların amansız mücadelesine dönmeye başlamıştı. Gençler yeni goller yedikçe daha da agresifleşiyor, kanat ataklarıyla, kaleyi gördüklerinde çektikleri şutları sıklaştırıyorlardı ama sonuç istedikleri gibi değildi, yaşlılar sabırla müdafaa yapıyor ve denk getirdiklerinde topu ileriye taşıyorlardı, tabela yaşlıların lehine değişiyor, gençlerin oyun motivasyonları gözle görülür derecede düşüyordu, hayatta böyle değil mi? Fırsatlar karşına çıktığında gerekli hazırlığın yoktur, sen hazır olduğundaysa düşündüğün şekliyle fırsatları bulamazsın önünde.
Yaşlılar, beyin ayak koordinasyonlarının artık eskisi gibi olmadığının ispatı hükmünde goller yiyordu fakat bu da gençlerin yetişmesine yetmiyordu, bir şeyler yapmalı bu maçı almalılardı, hafta içinde mental anlamda bunun hazırlıklarını yapmışlardı, o Daum’ u-ki bu isim, yaşlı forveti aralarında şifrelemelerinden başka bir şey değildi- tutsalar galibiyete yetiyordu, onu kaçırmasalar, engelleseler, kesin galiplerdi. Aralarında vardiya değişimi yaparak Daum’ u tutuyorlardı, aslında bu garip durum yaşlı takımın diğer ağır toplarına derin koridorlar açıyor ve onlara futbol zekalarını soğuk gecede yaldızla süsleyip sunma imkanı bahşediyordu, nitekim öyle de oldu, sağ ve sol kanattan yapılan bindirmelere ve içeri paslanan toplara karşı gençler çaresiz kalıyordu. Tabela 6-5 olmuştu, zamanla birlikte ümitler de tükenmeye başlamıştı, ışıklı tabeladan yükselen zil sesi maçın sona erdiğini ve yaşlıların bir kez daha galip geldiğini ifade ediyordu. Fransızlar’ ın ‘’Gençler bilebilse yaşlılar yapabilse’’ sözü bu gece ilk bölümüyle doğruydu, evet gençler keşke bilebilse, parlak bireysel yeteneklerin çoğu zaman işe yaramadığını, takım dayanışması ile şaşırtıcı işlerin ortaya çıktığını, zeki olmanın bir dersi layıkıyla vermeye yetmediğini, takım paslaşması neyse, zeka ile tekrarın ikili gayretinin aynı şey olduğunu bilebilseler keşke, gelelim atasözünün ikinci yarısına, pek de öyle olmadığını anlamak için tabelaya bakmak kafi zaten.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.