- 716 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Karmakarışık Bir Şey
Şüpheler...
Bazen şüpheler o kadar inandırıcı ki; inanılacak şeyler bilinemiyor. Ya, öyle kalıyorsun ya da buralarda kalmak istemiyorsun. Bİr denemenin şüpheliğinde gezinirken ben; birilerine bir şeyler söyleme ihtiyacı duyuyordum. En azından diye başladığında inan ki; hiçbir şey bu kadar emin olmuyor. Ya da diye başlayan cümlelerdeki kararsızlığımı gizleyemiyorum.
Hep öyle söylenen sözlerde yine de bir gerçeklik payı vardır aslında. O söz benim olsa da. Belki benim sözüm yanlış, değil mi? Şüphelik işte böyle başlıyor ve bazen şüphelik ’her şey’in kaynağı olabiliyor. İnsanlardan yaşam bulan kaygı ve şüphelerin içindeki gizem ve doğruluk insanın içinde gizlenen mücevherin ta kendisi. Ama içinde işte; çıkarmak gerekiyor.
Ben böyle düşündüğüm zaman hiçbir şeyin zor olmadığını görüp mutlu oluyorum. Seviniyorum üstelik. Çünkü aslında her şey kolay. Zor anlatılsa bile...
Yine bir gün koltuğumda otururken öylece, sessizce,dalıp giden yüreğimin altında bir neden aramadım. Zaten bulamazdım da. Kırıkların bir gün kaybolacağını zannettiğim için sapasağlam düşüncelerin arasındaydım hep. Kafamı hiç yormadım ama gelişigüzel de değildi her şey. Ölçü ve düzenden bahsettikleri bu olmalıydı ya; onu yaşıyordum. Ya çok iyiydim ya da öyleydim işte.
Ama hiçbir zaman iyi olamadım. Çünkü yaşanan güzel şeyler hataları silmeye; en azından unutturmaya yaramıyordu. Hatta bazen yaşanan güzel şeyler bile hata olabiliyordu. Bu yüzden işte; hiç kafamı yormuyordum. Yorulmuyordum böylelikle. Yorulmadan kazanamazsın dediklerinde her şey çorba olmuştu. Hayat buydu işte. Senin hayatın, senin çorban...
Ne kadar anlatırsam anlatayım hayatımı, tek ben biliyordum her şeyi.
Anlattıklarım yaşananlardan bazen farklı olabiliyor. Yaşıyorsun ama bunu anlatmaya kalktığında anlattığın kadar yaşıyorsun.
Bir kere olan şeyler süregeldiğinde komiklik sadece içinde bulunulan hâl. Ya deli oluyorsun ya da çok düşünmüş oluyorsun. Gereksizler bazen çöpe atıldığında; o günün yarını yol kenarlarında aranıyor aslında. Rahatlamak içimin üşümesi gibi bir şey. Her rahatlığımda neden tekrar sıkılır insan? Bak; aslında isyan etmiyorum ama isyan gibi bir şey. Öfke varsa; işin ucunda bir ’pes’ yatıyor. Ama irade kavramını da kurduklarına göre sonsuzluk devreye girer ve hiçbir şey bitmez.Sonlara kafayı taktığımızda kısa ve çabuk olanlar asla bitmez. Aslında yine çabuk ve kısadır ama unuturuz biz onu sonsuzluk için.
’Bir şeyler için’ diye bir şey varsa demek sadece biz yokuz.Bir sinek kadar olan gölgelerde bile ışık bulmak, ayrı bir umuttur. İçerilerde gizlenen bu büyük ve muhteşemlik insanı olduğu yerde bırakırken aslında hissedilenler, yaşanılması olağanlardan aşırı...
Arkadaşlarım bile bir gün kaybolduğunda kendimi bulabilmek güzel bir şey. Yalnız kalmamak için bir neden uydurmak güzel bir şey. En mutlu günümde deli olmak güzel bir şey. Deli gibi sevmek deyip kendini avutanlar, zaten delidir. O yüzden onların tüm dediklerine inanın.
Amaçsız gibi dolaşan sonuçların içinde bile bir güzellik yatıyorsa hiçbir şey suç değil bu hayatta. Hem güzel hem uzunsa kaçırmamak güzel bir şey yine.
Sıkılmak bile güzel bazen ne kadar acı verici bir şey olsa da. Çünkü acının ne kadar şehvetli bir şey olduğunu bizler söylüyoruz, değil mi? Söylenenlerdeki kayıpları hiç hatırlamıyorum. Sözlerimi bile hatırlamıyorum kimi zaman.Bu da şüpheliğin bir parçası olmalı.
Ama hayatımın her aynasında farklı bir yüz görebiliyorum. O yüzler şüpheden çok farklı. Bazen delicesine akan zaman gibi; bazen küçük bir şans kadar...
Ama şüpheler asla kaybolmuyor. Şüphe bile gerek olduğu zaman hiçbir zamana dert kalmıyor.
Basit gibi ama o kadar ki uzun ki; bu kısacık şey. Her tuş kadar olsa kelimelerim; bitmeyecek gibi gözüküyor.
Burcu ÖREKÇİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.