- 832 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Pierre loti
Bir kişiye verilen isim, bir bölgeye, caddeye, sokağa ve ülkeye verilen isim, o bölgenin geçmişiyle ve geleceğiyle doğrudan alakalıdır. İsim verilirken sözlükten seçerek isim verilmez, çocuğa isim verilecekse dinsel bir içerik, kahramanca bir özenti veya ailenin şerefiyle alakalı olunan veya olunması istenen bir isim verilir. İsim hem hak edilmiş bir unvan, hem de ulaşılmak istenen bir ünvanın tetikleyicisidir.Dolayısıyla isim ulaşılmak istenen bir hedef veya elde edilmiş bir başarıdır.Kahramanmaraş, Gaziantep gibi mesela.
Çocuklara Yiğit, Mert gibi isimlerin verilme sebebi de yine aynı düşüncelerdir. Zaten çoğu kişinin ismiyle özdeşleştiğini görmemiz mümkündür. Adı Mert olan çocuklarda bu yönde eğilimler olduğu, yine soyadı Çalışkan olan birinin de Çalışkan olarak anılmak istediği ve bu yönde gayret ettiği bir gerçektir.
Ailenin dini yaşamdaki düşünceleri de çocuklara dini şahsiyetlerin isimlerini çocuklarına vermek şeklinde ortaya çıkar, çocuklarına bazı peygamberlerin ve sahabelerin ismini bu yüzden verirler. Çocukların bu isimler doğrultusunda yaşamasının arzu ederler.
Birde cadde sokak veya önemli bölgelerin isimleri var ki bunlarda yine aynı sebeplerle verilir, ismi verilen şahsiyet o bölge insanı için önemlidir ve ismi caddelere, sokaklara veya okullara verilebilir. Unutulmak istenmeyen kişinin ismi caddelerde ve sokaklar vs yaşatılır.
Bunlardan biri de İstanbul’da Pierre Loti tepesidir. Çoğu entelektüel, sanatçı ve yazarın o tepeye çıkmayı bir ayrıcalık sayması yine o şahsiyete olan sevgiden, özentiden, aşağılık kompleksinden ve en acısı da ihanetten kaynaklanmalıdır. Çünkü kendini milletin mayasına uzak hisseden sözde entelektüellerin yazılarında, anılarında anlattığı gibi biri değildi Pierre Loti. İstanbul’da yaşadığı yıllarda Eyüp Esnafının yanına Arif efendi isimli bir derviş olarak gelen, kendi yandaşları arasında ise asıl kimliğiyle dolaşan bir ajandı.(Fransız vatandaşı) Bir kriptoydu.Türk ve İslam düşmanlığını gizlemediği gibi,Eyüp Esnafına kendisini Müslüman olarak tanıttığını ve onlarla nasıl dalga geçtiğini de itiraf edecek kadar utanmaz biriydi.İstanbul Eyüp’te onun adını taşıyan bir kahvehane yapıldı, şimdi ise o kahvehanenin olduğu tepeye ismi verildi.Gerçek adıysa Julian Viaud.
Bize yıllarca dayatılan batı ve emperyalist olguların yöresel tamamlayıcısı durumunda olan isimle hizaya getirme meselesini de bu şekilde açıkladık arkadaşlar. Bundan sonra köşe yazısında Pierre Loti’yi överek orda çay içtiğini anlatan tuhaf yazarların satılık yazılarına denk gelirseniz bir daha yazıyı ve yazarı gözden geçirin derim.
Çünkü Müslüman olduğunu belirten Türk, Kürt herkesin kendi adı da, çocuğunun adı da, oturduğu, gezdiği ve yaşadığı yerlerin adı da kendi kültürü ve inancı doğrultusunda olmalıdır. İçimize fitne tohumu ekmek için gelen Pierre Loti gibi Gevur Tohumlarının adı İstanbul’un en güzel tepelerinden birine verilmemelidir.
O tepeye verilecek binlerce isim var, ama bula bula bir İslam düşmanının ismini vermek, ve bu inadı sürdürmek akla ziyandır.Ve hemen oranın adı değiştirilmedir.
Çünkü İstanbul’u fetheden asker güzelse, Fetheden Kumandan güzelse, bu müjdeli şehrin taşı toprağı da güzeldir, gevur ismiyle kirletilemeyecek kadar güzel hemde.
Tunar Çalışkan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.