- 721 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kara Bir Çalının Arkasına Saklanan Ayrılık
Ayrılığın, yoluna bağrına açan âşık hasret dolu yolun yürek yakan çağrısına uyarak ayrılığın yoluna düşer, bükülen belinin ağrısına aldırmadan, geride kalanlara son defa bakar. Gözlerinde inci gibi dökülen gözyaşı süzülürken gitme der, sanki yüreği. Yazılmıştır, ayrılığın yolu anlına gitmek mecburiyetindedir gidemem denilmez alnına nakış nakış işlenmiş ise ayrılık. Vuslatı içinde saklayan gönül sazının tellerini parçalayan ayrılıktır.
Kara bir çalının arkasına saklanan ayrılık, o anda çıkar meydana, yolları dağları dik olan ulaşılması zor sarp yollu dağların arasında ilerleyen ayrılığın yolu onu sıladan uzaklara atar.
Dil lâl olur o anda, gözler konuşamaz, hisler körlenir garip tek başına başı öne eğdiren ayrılık, yürekte yanan aşkın ateşini rüzgârı ile üfleyerek harlandırır, yakar da yakar yüreği ayrılık denilen bu yol...
Ayrılığın hançeri sırtında, acısı her an yüreğinde yürür âşık aşar yolları tekrar yâre dönecek yola dönmenin hayali ile, boyunu aşan yolları aşan hasretin esen yellerinde sürüklenir durur.
Açar mı bir perde vuslat yolunda diye bekler durur, yüreğinde sakladığı sevgiyi yalnız karanlık gecelerde esen rüzgârda kokusunu aldığı yârin kokusuna hasretine ekler, vuslatı bekler.
Alalım gönül sazını elimize bakalım ne söyleyecek bize.
Yar adını gece gündüz söyledim
Aşılmayan yolları düz yol eyledim
Kavuşurum diye yüce dağları aştım
Gönlümde taze taze açtın sevgilim
Sanma ayrılık seni bana küstürdü
Sevgini alıpta süpürdü
Olunmaz dertler içinde adını unutturdu
Gönlümde taze taze açtın sevgilim
Budur seven kulun değeri
Sana kavuşmaktır emelim
Sanma ki yaşadığım bir kördüğüm
Senin ile olacak inan benim düğünüm
Mehmet Aluç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.