- 444 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KIZLARAĞASINDA ZAMANA YOLCULUK
Dün daha dün uzun yıllardır yaşadığım güzel İzmir imin ünlü Kızlarağasındaydım.Dün başka anlamı oldu benim için; Hastane dönüşü uğradığımız hana hani derlerya " gönül ne kahve ister ne de kahvane " misali önce karnımızı doyurduk (Bizim Mutfak) ta sonra Şükrü bey Dibek kahvecisinden kahvelerimizi yudumladık.Dostluğa damga vurduk 40 yıla sonra yan tarafta cıvıl cıvıl gençleri gördüm sırf muhabbet olsun diye adının sonradan Neda olduğunu öğreneceğim genç kızla kahve falı muhabbetine girdik 4 tane pırıl pırıl genç kız sanat tarihi okuyorlarmış ikisi İstanbullu (Hayalimin şehri) biri Bakülü Azerbaycan bir diğeri benim hemşehrimmiş Tokat Turhallı kaynaştık durup durup sarıldı hemşehrim olan genç kızla sanki kızım vardı o an benimde kızım uzaklarda önce Malatya ve bu sene yatay geçiş yaparak Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Kimya Mühendisliğinde okuyan kızım dı herbirinde Nazlıcanıma kokladım düşündüm sarılıp herbirine bende sizin anneniz sayılırım diyecektim diyemedim malum artık insandaki güven duygusunu öldürdükya o yüzden güvenemiyoruz hep bir şüphe ile bakıyoruz ya acaba bana ne kötülük kemlik yapacak diye işte böyle ne yapalım sarsıldık birkere düzelemeyiz o bizim meşhur Misafirperverliğimiz bir ekmeği bölüşmemiz falan gitti zor tekrar o güveni kazanmak ama ben yinede karamsar olmak istemiyorum ve işte böyle eğer bana güvendilerse evime davet ettim sizi Şirinceye götürürüm dedim dedimya eğer bana benim gibi güvenirlerse gelecekler telefon numaramı verdim ben istemedim çünkü onların bana güvenip beni aramaları önemli kimbilir ? belki gelirler eğer gelirlerse paylaşırım buradan