- 787 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
DEPRESYON MU SENDEN GÜÇLÜ, SEN Mİ DEPRESYONDAN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Duygusal, bedensel ve davranışsal hareketlerdeki değişiklerle ortaya çıkan ve bitik bir ruh hali veren, ruhumuzun en büyük düşmanı olan, insanın kendisiyle savaş halinde olmasının adıdır depresyon. Depresyonun dünya üzerindeki ve ülkemizde ki etkisini artık görmezden gelmemeliyiz. Hem depresyonda olan kişi hem de bu kişilerin aileleri buna dikkat etmelidir. Zira intihara kadar, hatta cinayetlere kadar sürükleyebilen bir hastalıktır. Ruhu, bedeni ve beyni ilerleyen dönemlerde tamamen etkisi altına alır. Kişi yaşadığı hayattan zevk almamakla başlar. Ümitsizlik ve karamsarlık gün be gün artar. Ardından birşeyleri yapmaya dair bir üşengeçlik gelir ki üzerinize yerinizden kalkıp da aynı oda içinde az ilerdeki sehpadan tv kumandasını almaya bile üşenirsiniz. Aşırı bir halsizlik vardır üzerinizde. Bazen çevrenizdeki arkadaşlarınız veya aileniz bu üşengeç haliniz ile şaka amaçlı alay ederler. ‘Akşam beşik mi salladın oğluuum (veya kızıımm)’ gibisinden cümlelerle güler geçerler size. Ama siz; dalgın, bitkin, bazen bir noktaya dalıp uzun uzun düşünürsünüz. Öyle ki çevrenizde diğer insanların gözünden yaşlar gelene kadar gülmesine sebep olan olaylar, yapılan espriler, anlatılan fıkralar bile size pek komik gelmemeye başlar. Sabah ezanlarına kadar uykunuz gelmeyebilir. Zira akşam vakti çay, kahve içtiyseniz normaldir fakat bunların yanında uyku probleminiz de var ise mutlaka bir psikoloğa başvurun.
Psikolog diyince….
Bazı insanların şöyle bir düşüncesi vardır. ‘Ben deli miyim? Psikopat mıyım psikoloğa gideyim? Allah Allah gitmiyorum arkadaş ben depresyonda değilim’ der ve depresyonda olduğunu çoğu insan kendisi bile kabul etmez. Psikoloğa gitmek istemeyen, yada maddi yönden yetersiz olduğu için gidemeyen insanlar için ise şöyle bir önerim var; Başta uyku problemini çözmelisiniz. Uykunuz mu gelmiyor? Gecenin kaçı olursa olsun kalkın bir bardak süt için ve kitaplığınızda gözünüze çarpan ilk kitabı elinize alın 3-5 sayfa bilemedin 10 sayfa okuduktan sonra esnemeye başladığınızı göreceksiniz. Erken uyuyup erken uyanacaksınız böylece. Erken uyandığınızda yine bir bardak süt, o yoksa bir bardak su için ılık olsun. Ve kahvaltıdan önce en az yarım saat yürüyün. Yürüyüşten sonra simit peynir bile yeter kahvaltınız için. Zamanınız fazla olmaz çalışıyor iseniz işyerinde çünkü tam donanımlı kahvaltıya. Hafta içi çalışıyorsanız bile bunu yapabilirsiniz. Klasik takım elbiseleriniz aynı kalsın üzerinizde. Spor ayakkabınızla yarım saat yürüyün. İşe gittiğinizde klasik ayakkabılarınızla değiştirirsiniz. ‘Kim ne der, tipsiz olurum, klasik elbise altına spor ayakkabı mı?’ diye fazla düşünmeyin. Yolda yürürken yanınızdan geçip giden insanların çoğunu muhtemelen bir daha görmeyeceksiniz çünkü. Siz hayatınızı % 65 kendiniz için % 35 sevdikleriniz için yaşıyorsunuz. Sizin sağlığınız herşeyden daha önemli. Her gittiğiniz yere araba kullanmayın. İş yeriniz uzak olsa ve yarım saat çok gelse de en az yirmi dakika yürüdükten sonra dolmuşa binebilirsiniz.
Babamdan bilirim. Erkekler depresyonda olduğunda en çok traş olmaya ve dişlerini fırçalamaya üşenirler. Kadınlar ise dışarı çıkarken saçlarına şekil vermeye veya oje sürmeye…. At kuyruğu yada lastik bir tokayla iki dakikada sıradan topuz yapar çıkarlar.
Ve çok uyumanıza rağmen dinlenmiş olarak uyanamıyorsanız, aşırı uyuma eğiliminiz varsa, iki adım ilerden televizyon kumandasını bile almaya üşeniyorsanız, erkek iseniz traş olmak, kadın iseniz saçınız başınız ve kıyafetiniz ile ilgilenmek bile zor geliyorsa.. Depresyonda olma ihtimaliniz % 85! Hemen harekete geçin! Psikolog’dan önce hayatınıza çeki düzen verin. Spor yapmakla başlayabilirsiniz. Veya kendinize bir enstrüman alın. Gitar, bağlama yada başka birşey. Kendinizi ona verin. Günde 5-10 sayfa kitap okuyun. .Roman, hikaye veya kişisel gelişim kitapları…. Ve önce kafa içindeki sağlığı düzeltin ki bedeninizin sağlığı da düzelsin.
Unutmayın; Bedeninin sağlığı kafanın içindeki sağlık ile bağlantılıdır ve vücudumuz öyle bir sistemle yaratılmıştır ki düşündüğümüz her olumlu olumsuz düşünceleri algılıyor, duyuyor ve bu da sağlığa etki ediyor. Sen yapamam diyorsan zaten bedenin onu duyar sana otomatikmen halsizlik gelir. Yapamazsın. ‘Yaparım ben!’ diyeceksin ve harekete geçeceksin. Yaptığını sende göreceksin. Dediklerimi yapmaya hemen başlayın. Kendinize geldiğinizde Ayşe demişti dersiniz. Sağlıklı, mutlu ve enerjik bir yaşam dileğiyle…
Ayşe ERDOĞAN
YORUMLAR
Hassas bir konuya değinmişsiniz. Günümüzde hastanelerin en yoğun bölümleri arasında Nöroloji ve Psikiyatriyi de görebiliriz.
Psikiyatrist kavramı itici gelebiliyor dediğiniz gibi. Ancak psikolog sohbet mahiyetinde olumludur da. Profesyonel bir meslek insanıdır sonuçta. Çocuklar Duymasın dizisinde Haluk karakterinin, Psikoloğu oturduğu yerden para kazanan olarak tanımlaması da sosyal psikolojiyi negatif etkiliyor mu bilinmez. Bazen şaka yollu; Psikoloğu, pisikolog olarak hayal ettiğimde olur. Tabi kimse kendini kedi olarak görmez.
Ayşe Erdoğan
Ayşe Erdoğan
asude_vuslat
Ayşe Erdoğan
Güzel bir yazı; bir de ekler ayrılsa imiş daha güzel olacakmış.
Tebrik ederim...