kız ve köpek
saat gecenin on buçuğuydu. karşı binada oturan kızı yaklaşık elli metre yürürken izledim. peşinde beyaz, iri sayılabilecek bir köpek vardı. kız hızlı adımlarla yürüyordu. hemen arkasından gelen köpekten bir an önce kurtulmak ister gibiydi. sonra binanın demir kapısını açtı anahtarıyla. ben kendini içeri atıp hemen kapıyı kapatmasını bekliyordum. ama o içeride durup köpeğe döndürdü yüzünü. köpek yarım metre uzağında, kapının önünde dikilmiş ona bakıyordu. sonra kız eliyle bir şeyler yapmaya başladı. komut veriyor gibiydi köpeğe. belli ki kendini güvende hissediyordu artık. çünkü istediği zaman bir saniyede kapıyı kapatabilirdi. köpek saldıracak bile olsa kesinlikle başarılı olamayacaktı. kız bunun bilincinde, köpeğe karşı olan üstünlüğünü –aslında korkaklığını- kabul ettirmeye çalışıyor gibiydi. demir kapıyı suratına çarpmadan önce ona bir kez bile olsa hükmetmek istiyordu sanki.
eliyle oturmasını işaret etti ona. ilkinde köpeğin kayıtsızlığıyla karşı karşıya kaldı ama pes etmedi. birkaç kez daha aynı hareketi yineledikten sonra oturdu köpek. arkasından da tam da beklediğim şey oldu. kız arkasını döndü ve daha ağır bir şekilde kapattı kapıyı. bunun üstüne köpek iyice yaydı vücudunu kaldırıma. bunu da ezildiği, kandırıldığı ya da alçak görüldüğü için değil, insanları tanımanın vermiş oldu kesin bir kayıtsızlıkla yaptı. kızın kendini soylu bir hükümdar gibi hissedip hissetmediğinden emin değilim. ama köpek kesinlikle bir köle, tutsak ya da soytarı gibi hissetmiyordu. nereden mi biliyorum bunu? bilmiyorum aslında. hissediyorum sadece. çünkü ben bir sokak köpeğini anlamaya çalıştım demin.
h. barış beledin
ruveranva.tumblr.com
YORUMLAR
Yaradılış gereği mi denir yoksa doğalarımız gereği mi bilmiyorum ama aynı davranış kalıpları etrafında hareket ediyoruz aslında. Yeryüzünü birlikte paylaşan iki farklı türün iç güdü ile dürtüleri ya da davranış biçimleri kıyas gerektirmeyen benzerliklerle dolu.
Mesela, iki tür arasındaki ilk benzerlik için şöyle diyebilirim. Hayatta kalmak yada ayakta kalmak söz konusu ise eğer, insanın zayıfı öldürmeye eşdeğer tavrı ezme içgüdüsüyken ya da az ihtimalle öldürme, hayvanın ezmeye eşdeğer olan güdüsü öldürme ve yine öldürmedir.
İkisinde de iç güdü haraketi var ama insan genelde iç güdülerini bastırmaya çalışır, çoğu zamansa yenik düşer. Oysa hayvan (köpek) neyse O dur. bazen bana daha karakterli geliyorlar. Bel ki de neyse O olduklarından, oldukları gibi göründüklerinden? Her neyse işte uzattım konuyu sanırım.
Uzun lafın kısası keyifli okudum kız ve köpeği...
Saygı ve sevgiler
absurtip
Hikayeler.denemeler hayatın içinde,dikkatli bakarsak belki burnumuzun dibinde.Bir köpeğin dünyasına sızıp bir insanın davranışından ne hissettiğini anlamaya çalışmak ? Durup böyle bir gözlem yapmadım ama okumak ilginçti sahi ne düşündü o köpek ya da ne hissetti ? Bizim dışımızdaki canlıların dünyasında bizim davranışlarımız nedeniyle ne fırtınalar kopuyor acaba ? Hep insanlar arası empati deneyimlemeye çalışırız bu yazıdada farklı bir deneyime yolculuk yaptırdı.