Sevgili Baki,
12.11.2014
Sevgili Baki,
Gazili günleri unutmuşsun diyorsun. Unutulacak günler miydi o günler? Yalnız, araştırmalara göre elem veren şeyler daha çabuk, haz verenler daha geç unutulurmuş. Değil Gazi’yi ilk, orta ve öğretmen okulu yıllarımı bile unutmadım.
Bayramın ikinci günü köye, anne ve babamın mezarlarını ziyarete gittim. Tokat’ta insanlar sevdiklerinin mezarlarını arife bayram demeden ziyaret ediyor. “Benim neyim eksik dedim.” Atladığım gibi korsaya köye gidip döndüm. Bu vesileyle 400 km. yol yapmışım. Helal olsun. Kabir ziyaretlerinin ölülerden çok ziyaretçilere huzur sağladığı kanısındayım.
Bunu anlatmamın nedeni, köyde bir sınıf arkadaşıma rastlamam ve kendisi dâhil en az on arkadaşımızın ad ve numaralarını tek tek saymam, ben söyledikçe “He, he” diye onaylamasıydı.
Gazili günlerli nasıl unuturum sevgili Baki, köyde çocukları severken, “Kotuız,(kötü kız), kotoğlan (Kötü oğlan) söylemlerini kınayarak kötü sıfatını arkadaşlarıma söylerken aynı sıfatın dönüp dolaşıp bana yapışmasını, Baki Gözen’in Zeki Müren şarkılarının tıpkısını seslendirmesini, Kapadokya’da resim çektirme önceliği için yarışmamızı. Güngör’ün nişan törenini, öykücü Sıtkı’yı, Kaya Bilgegil’in kahve ile kafayı bulmadan ısınamamasını daha bir dolu anıyı unutur muyum hiç?
Şiir dediğin karalamaları unuttuysam, onlardan haz almamışımdır. Aklında kaldıysa ve de hatırlatırsan sevinirim.
Sevgi ve saygıyla, hane halkına ayrıca hürmetler…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.