MOZOLE
Mozole!
Antik dönem İyon kralları içinde adı geçen Kayra kralı Mouseleos"un Türkçeye çevrilmiş halidir. M.Ö.351 yılında öldüğünde onun anısını sonsuza dek yaşatmak için ilahlaştırmak istediler. Heykeli hazırlandı ve onun adına kız kardeşi ve aynı zamanda yaşarken de eşi (evli ve karısı) olan Artemision anıt mezar yapımını başlattı. Yıllar sonra “MOZOLE” anıtkabiri ortaya çıktı.
Şimdi sormak gerekiyor: -Atatürk için ölümünden yılar sonra tanrılaştırılmak istenen bir insan İonyalı(Yunanlı) kral Mouseleos"un anıtı örnek alınarak Ankara"da Anıtkabir neden yapıldı. Ve Atatürk"ün yattığı yere de MOZOLE adı verildi!
Bu sorunun kısa cevabı: Anıtkabir, İyonyalı ve Kayra Kralı Mouseleos"u ilahlaştırmak için yapılan MOZOLE anıtı ilham alınarak yapıldı. İslam inancına bağlı Türk milletinin tarihinden kültüründen gelen değerler yok sayıldı. Anıtkabir yapımına üst düzey mason üstadı muhteremleri olan bir grup insan karar verdi. Bu gerçeğin ışığındaAnıtkabir, Masonların Atatürk"ü ilahlaştırmak isteme düşüncesinin ürünüdür.
Aşağıda Wikipedia Ansiklopedisinde Kral Mouseleos ve anıtı hakkındaki bilgileri sunuyorum:
Artemis Tapınağı
Artemis Tapınağı, (Yunanca: Artemision; Latince: Artemisium) aynı zamanda Diana Tapınağı olarak da bilinir. Tanrıça Artemis’e ithaf edilmiş tapınak Efes’te M.Ö. 550 yıllarında tamamlanmıştır. Tapınak tamamen mermerden inşa edilmiştir. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan tapınaktan geriye bugün sadece bir iki mermer parçası kalmıştır. Türkiye’deki antik kent İzmir’de bulunmaktadır.
Tapınak Lydia Kralı Kroisos tarafından başlatılmış 120 senelik bir projenin eseridir. Dünya’nın yedi harikasını derleyen Sidon’lu Antipader tapınağı şöyle tarif etmiştir.
Mağrur Babil’in üstünde savaş arabaları için yol olan duvarını ve Alpheus’daki Zeus heykelini ve asma bahçeleri gördüm ve Güneşin kolosusunu ve yüksek piramitlerin devasa işçiliğini ve Mausolos’un engin mezarını; ama Artemis’in bulutlar üzerine kurulmuş evini gördüğümde diğer tüm harikalar parlaklıklarını kaybetti ve dedim ki "İşte! Olimpus’un dışında, Güneş hiç bu kadar büyük bir şeye bakmadı. (Antipater, Yunan Antolojisi [IX.58])
Bizanslı Philon ise tapınak için şunları yazmıştır:
Kadim Babillilerin kudretli işçiliğini ve Mausoleus’in mezarını gördüm. Ama bulutlara doğru yükselen Efes’teki tapınağı gördüğümde, diğerlerinin tümü gölgede kalmıştı.
Efesli Artemis
Artemis, Ay tanrıçası olarak Titan Selene’in yerini alan Apollon’un kardeşi
bakire avcı Yunan tanrıçasıdır. Efesli Artemis ise oldukça farklıdır. Efesli Artemis’in (Efesya) bir Anadolu tanrıçası olan Kibele’nin bir kültü olduğu sanılmaktadır. [1]
Anadolu’nun ana tanrıçası Kibele’nin Efes’e nasıl geldiği ve orada Artemis adıyla kültünün nasıl başladığı bilinmemekle beraber Kibele’nin çeşitli evreler geçirerek Artemis haline geldiği kabul ediliyor.
Yunan tanrılarının aksine daha çok yakındoğu ve Mısır tanrıları gibi vücudu, altından ayaklarının çıktığı ve bacaklara doğru gittikçe incelen, sütun benzeri bir bölümle kaplıdır. Çok göğüslü Tanrıça (37 adet)[2] Efes’te basılmış paraların üzerinde başında Kibele’nin bir özelliği olan duvar gibi bir taç ile resmedilmiştir. Paraların üzerindeki resminde, kolları birbirine geçmiş yılan ya da Ouroboros yığınlarından oluşan bir asaya dayalı durmaktadır. Aynı Kibele gibi Efes’teki tanrıçaya da megabyzae adı verilen hierodüller ve kore’ler hizmet etmekteydi.
Ayrıca Bennett’in bahsettiği[3] muhtemelen millatan önce üçüncü yüzyıldan kalma bir adak yazıtı Efesli Artemis’i Girit ile ilişkilendirmektedir:
"To the Healer of diseases, to Apollo, Giver of Light to mortals, Eutyches has set up in votive offering (a statue of) the Cretan Lady of Ephesus, the Light-Bearer."
Yunanlar’ın birleştirme adetleri, tüm yabancı tanrıları kendi anlayabilecekleri bir şekilde Olimpus panteonunun bir biçimi halinde asimile etmiştir. Efes’te İyonyalı yerleşimcilerin "Efes’in Hanımı" için yaptıkları Artemis özdeleştirmesinin cılız olduğu çok açıktır.
Tarihçe
Efes’teki kutsal alan Atremisium’dan çok daha eskidir. Pausanias, Artemis ibadet yerinin İyon göçünden çok eski olduğunu hatta Didyma’daki muğlak Apollo tapınağından bile eski olduğunu kesin bir ifade ile belirtmiştir. Söylediğine göre İyonya öncesi şehirliler Lidyalılar ve Lelegeslerden oluşmaktadır.
Tapınak M.Ö. 550 yılları civarında Giritli mimar Chersiphron ve oğlu Metagenes tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Bu inşaat Lidya’nın zengin kralı Kroisos tarafından finanse edilmiştir. Yaşlı Pliny’ye göre inşaat yeri olarak bataksal alanın seçilmesinin sebebi[4] gelecekteki depremlere önlem amacı taşımaktadır. Tapınak pek çoğu Artemis’e çeşitli mallar ve mücevherlerle hürmet eden tüccarlar, krallar, turistler ve tapanlar tarafından ziyaret edilen bir yer haline geldi.
Hem Herakles hem de Dionysus tarafından bahsedilen bir mite göre orada sığınan Amazonlar ile ilişkilendirilen bir gelenek sonucu tapınak aynı zamanda çok saygı gören bir sığınaktı da.
Efes’teki Artemis Tapınağı M.Ö. 356 yılının 21 Temmuz’unda Herostratus adında birinin kundaklaması sonucunda yıkıldı. Hikayeye göre Herostratus’un güdüsü, her şeye rağmen ünlü olmaktı. Dolayısı ile "herostratik ün" terimi buradan gelir.
"Bu muhteşem güzellikteki yapının yok olması pahasına ismi tüm dünya tarafından duyulabilsin diye Efesli Diana’nın tapınağını yakmayı planlayan bir adam bulundu."
Kaynak: Valerius Maximus, VIII.14.ext.5
Bugün Artemis Tapınağı’nın yerinde yıkılmış kolonlardan oluşturulmuş bir sütun haricinde hiçbir şey yoktur.
Çok öfkelenen Efesliler Herostratus’un adının hiçbir zaman kaydedilmeyeceğini duyurdular. Daha sonra Strabo ismi not etti. Bu yüzden nasıl olduğunu bugün bilebiliyoruz.
Aynı gece Büyük İskender doğdu. Plutarch Tanrıça Artemis’in Büyük İskender’in doğumu ile çok meşgul olduğu için tapınağını kurtaramadığını söylemiştir. Daha sonraları İskender tapınağın yapılması için para ve yardım önerdi fakat Efesliler kabul etmedi. Nihayetinde tapınak İskender’in ölümünden sonra MÖ 323 yılında restore edildi.
Bu yeniden inşa ise 263 yılında İmparator Gallienus zamanında Gotlar’ın bir akını sırasında yıkıldı. "Respa, Veduc and Thuruar, Gotlar’ın liderleri, gemiye bindiler Hellespont boğazını geçtiler. Orada çok nüfuslu birçok şehri yok ettiler ve Efes’te Diana’nın ünlü tapınağını ateşe verdiler." diye rapor etti Getica’dan Jordanes (xx.107).
Daha sonra Roma İmparatoru Konstantin şehri yeniden yaptırdıysa da Hristiyan oldukları için tapınak tekrar inşa edilmedi. Geçen 200 senede Efeslilerin çoğu Hristiyanlığa geçti ve tapınak dinsel çekiciliğini kaybetti. Kalıntılarının çoğu Hristiyanlar tarafından parçalanarak başka yapıların inşasında kullanıldı.
British Museum’un sponsorluğunda John Turtle Wood 1863’te tapınağı araştırmaya başladı. 1869’da 6 metrederinlikte, çamurların içinde tapınağın temellerini buldu. Bulduğu heykelleri ve bazı kalıntıları British Museum’a götürdü. Tapınaktan çıkarılan yapılar ve heykeller orada görülebilir. Bugün bataklık halinde olan Tapınağın asıl yerinde ise tek bir sütun haricinde hiçbir şey bulunmamaktadır.
1904’de yine aynı müzeden D.G. Hograth’ın liderliğindeki bir ekip kazılara devam ettiler ve sitede birbirinin üzerine inşa edilen 5 tapınak olduğunu keşfettiler.
Mimari ve sanat
Tapınağın üç evreden oluştuğu sanılmaktadır. A evresi Artemisium olarak adlandırılan tapınaktan önce orada yaklaşık MÖ 7. yüzyılda yapılmış bir sunaktır. B evresi daha sonra bunun üzerine yapılmış olan tapınak, C evresi ise yangından sonra yapılan restorasyondur.
Tapınağın içi ve içindeki sanat hakkındaki tanımlamaların ve hemen hepsi tarihçi Plynus’un anlattıklarına dayanmaktadır. Pliny tapınağı 115 metre uzunluğunda ve 55 metre eninde neredeyse tamamen mermerden[5]olarak tanımlamıştır. Tapınak her biri 18 metre olan 127 İyonik stilde kolondan oluşmaktadır.
Artemis Tapınağı içinde birçok sanat eseri vardı. Ünlü Yunan heykeltıraşlar Polyclitus, Pheidias, Cresilas, ve Phradmon tarafından yapılmış heykellerle, tablolarla ve altın ve gümüşle bezenmiş kolonlarla donatılmıştı. Sanatçılar en güzel heykeli yaratmak için birbirleri ile yarışırlardı. Bu heykellerin büyük bir çoğunluğu Efes şehrini kurduğu söylenen Amazonlar’ın heykelleridir.
Pliny ayrıca, Mausolos’un mozolesi üzerinde de çalışan Scopas’ın tapınağın kolonlarındaki kabartmaları oyduğunu söyler.
Atinalı Athenagoras, Efes’teki baş Artemis heykelinin yaratıcısı olarak Daedalus’un öğrencisi Endoeus ’un ismini vermiştir.
Kült ve tesir
Artemis Tapınağı [trakyanın]’nun ekonomik olarak güçlü bir bölgesinde yer almaktaydı ve tüccarlar ve Anadolu’nun her yerinden yolcular tarafından ziyaret edilmekteydi. Tapınak birçok inanıştan etkilenmiştir ve birçok farklı dinden insan için bir inanç sembolü olmuştur. Efesliler Kibele’ye taparlardı ve inançlarının büyük bir kısmını Artemis’e de dahil ettiler. Artemis Kibele, Romalı karşıtı Diana’dan çok farklı bir şekil aldı. Artemis kültü uzak diyarlardan binlerce tapanı çekti. Hepsi bu yerde bir araya gelip ona taparlardı.
YORUMLAR
Ben de çok severdim potikare giysileri ama ne zaman ilk kez onlardan
perde ve mutfak masası örneği gördüm işte o zaman soğudum ve
bir daha giymedim. :)
Eski resimlerin bulunduğu albümler ise, benim en kıymetlilerim. Acı tatlı
ne hatıralar var onlarda. Bakar bakar anılara göç ederim.
Sevgiler,
Billur T. Phelps tarafından 11/12/2014 12:18:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
Albümler yaşlanınca gülmek için mi hazırlanır?
Belki biz yaşlanınca başkaları bize gülsün diyedir. Nedense kendi gençlik haline bakıp da gülmek isteyecek bir orta ya da daha yaşlıyı düşenemiyorum. Belki de herkesi kendim gibi sanıyorum. Saygılarımla.