- 1094 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Keşif
Hiç derinlere inmeden, sadece gözlemleyerek çevremi, çevremdeki insanları, bana yakın, benden uzak olanları kendimi sana sunuyorum ey dünya!
Kendime bakıyorum kırık bir aynada ve gördüğüm yansımada paramparça ben. Hoş kırık olmasa da ayna, derince işlenmiş parçaların izleri bedenime. Toparlamaya çalışıyorum dağınık düşüncelerimi, kimi kirli, kimi temiz; ortalığa saçılmış çamaşırlar gibi, üzerimde bir yorgunluk ve ayırmaya da vakit kalmadı birini diğerinden.
Sana bakıyorum kendimden çıkıp, yine kendimi görüyorum sende; sende istediklerim, sende ulaşamadıklarım, sende sevgilerim, arzularım, hayallerim ve ben… Daha da yaklaşıyorum kendime özlemimle... ve düşlerime.
Ona bakıyorum; o, benden uzakta durana. Anlıyorum niye bu denli uzak kaldığını bana. Anlıyorum ki ne onda bir “ben” ve ne de bende bir “o” var. Biz olamadığımız gerçeği esiyor fırtına gibi, ki biz olamadıkça hep daha da uzak durmadık mı birbirimizden…
Eşyalarıma dokundukça, şarkılarım ruhuma değdikçe, okuduğum kitapların cümleleri içinde kayboldukça ve yazdıkça içimden geçen her şeyi, keşif başlıyor ve sunuyorum pervasızca kendimi. Sonra… sonra bir korku kaplıyor yüreğimi. Korkuyorum böylesine ifşa etmekten, korkuyorum çözülmesinden bulmacanın ve kapıyorum kapılarımı bir süre. Çıt çıkmıyor duvarlarımın gerisinden ve ışık sızmıyor pencerelerimden…
İçimde bir ses, seste avaz avaz bir çığlık, çığlıkta “ben”…
Yeniden uzanıyor önümde yol daha sonra. Yine ben, yine sen ve keşfe devam. Yolculuğumuz hep sürecek kendimize doğru…kimse bilmeden, kimseye sormadan…
Atilla Güler