HAYVAN KADAR OLAMADI BAZI İNSANLAR!

• 11 Kasım 2014 Salı 11:29:47

Neden mi böyle bir başlıkla başladım cümleye? Çünkü defalarca rastladığım, hayvanlara şiddet uygulayan insanları gördüğüm manzarayı en sonunda sizlerle paylaşmak istedim. Hayvanlara neden şiddet uygulanır arkadaş? Sorusu bile saçma değil mi?

E o zaman bu insanlar ruh hastası mı? Bence evet. Tedaviye ihtiyaçları var.

Daha bir ay oluyor 10 veya en fazla 12 yaşlarında bir erkek çocuğunu işten eve dönüşte kendi oturduğum mahallede köpeğe tekme atarken gördüm. ‘Napıyorsun’ dedim, yanına gidip kızdım. ‘Sanane köpek benim değil mi ister döverim ister severim’ dedi bacak kadar çocuk! Bu yaşta ki çocuk nasıl böyle konuşabiliyor bu tarz konuşmaları ve kabadayılığı ailesi mi öğretti yoksa dışarda mı öğrendi diye düşünmeyi geçtim, bir insan savunmasız garip bir hayvana nasıl tekme atar? Acayip sinir oldum o gün. Yazarken aklıma o manzara geldikçe hala da içimden insanoğluna kızmadan geçemiyorum. Kızıyorum ama kendi kendime, içimden. Keşke elimden bir şey gelse de böyle çocuk yetiştiren ailelere özel eğitim verilmesini sağlasam. Başka bir tabloda da kimin yaptığını bilmediğim ama kuyruğu daha yeni kesilmiş 2 tane yavru kediye rastladım akşam vakti geçen hafta. Kanlıydı daha kuyrukları ve birinin bir gözü yoktu . Eğilip dikkatlice incelediğimde kedinin birinin bir gözüne yapıştırıcı sürüldüğünü farkettim. Tek gözünü kör etmişler hayvancağızın. Bilerek ve isteyerek! Bu nasıl bir insanlıktır yahu. Ben bakmaya bile dayanamazken hayvanın o yarasına, insanlarda nasıl piskopat bir ruh var ki bu derece zarar verebiliyorlar tüm savunmasız canlıya. Eminim Türkiye’nin her yerinde vardır bu tür manzaralar ama 7 yıldır yaşadığım bu şehirde bu gördüğüm kaçıncı korkunç manzara. Hayvan katilleri neden bu şehirde bu kadar çok artmış durumda?

Acil çözüm beklenen ve pek kimsenin farketmediği, yada farketmek istemediği bir konu bu. Ve yetkililerin bunlara acilen çözüm bulması gerek.

Hayvan sevgisi ve hayvanlara merhamet ile ilgili Peygamber Efendimiz H.z. Muhammed (s.a.v.) "Yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin" buyurarak merhamete erişmeyi, tüm yeryüzündeki varlıklara merhamet etmeyi dile getirmiştir. Bir köpeğe su veren hayat kadınının bağışlandığını belirtirken, bir kediye eziyet edip ölümüne sebep olmanın Allah’ın gazabını çektiğini vurgulamıştır.

Bir Rivayete göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki; ’Bir adam yolda yürürken
susadı ve susuzluğu arttı. Derken bir kuyuya rastladı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine: ’Bu köpek de benim gibi susamış’ deyip tekrar kuyuya inip, mestini su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti. ‘Resulullah’ın yanındakilerden bazıları: ‘Ey Allah’ın Resulü! Yani bize hayvanlara yaptığımız iyilikler için ücret mi var?” dediler.

Aleyhissalatu vesselam: ‘Evet! Her ‘yaş ciğer’ (sahibi) için bir ücret vardır’ buyurdu.

Merhametin ve iyiliğin güzelliği her kitapta her kaynakta bu kadar açık iken ve yüzyıllardır hayatın içinden bu kadar gerçek örnekler var iken Satanist ve şeytani bir ruh ile insanlar nasıl hayvanları katledebiliyor bu denli. Bu nasıl bir vicdandır? Elinizi vicdanınıza koyun diyeceğim ama olmayan bir vicdana da el konulmaz öyle değil mi? (Vicdanı olmayanlar için)

Aileler; ‘Lütfen ama lütfen çocuklarınızı yetiştirirken (büyüdüğünde ezmesinler çocuğumu gibisinden cahil bir kafa ile) kabadayılık ve şiddet aşılamak yerine önce hayvan sevgisi aşılayın ve hayvanlara merhameti öğretin. Hayvanları sevmeyen çocuk büyüdüğünde insanları da sevemez çünkü. Sevgi tohumları ekin çocuğunuzun yüreğine ki sevgi ekesiniz o büyüdüğünde tekrardan.

‘Şu bir gerçektir ki, öteki hayatta hak sahiplerine bütün haklarını ödeyeceksiniz. Hatta boynuzsuz koyun kendisine vuran boynuzlu koyundan kısas yoluyla hakkını alacaktır.’

Nitekim bu konuda Allah’u Teala der ki; ‘’Hayvanlar benim sessiz kullarımdır. Onlar şimdi zulme susuyorlar ama hesap günü konuşacaklardır’’

‘Yeryüzü bir imtihan dünyası ve bu adaletsiz, acımasız, şüphesiz ki hepimizin imtihan olduğu bu dünyada ne olur sizde yeryüzü gibi olmayın.

Hakkını vererek iyilikle yaşayın üç günlük ömrünüzü. Hakkını vererek geçin hayat sınavınızı. Merhameti başınızda taç yapın her daim ve onunla dolaşın.

Ve ‘Yaradılanı Sevin Yaradan’dan Ötürü’

Ayşe Erdoğan