Devran
Ne kadar hızlı değişiyor her şey.Farkında olmadan alışıyoruz,tepkilerimiz törpülenmiş,heyecanımız silikleşmiş.Hulusi Kentmen’lerin,Adile Naşit’lerin filmlerindeki ,o bize özgü her şey masalmışcasına yabancılaşmış.Farkettirmeden çalmışlar bizi bizden.
Komşusuna merhaba demekten acizleşmiş,kendisiyle birlikte herkezi ötekileştiren,sürü bile denemeyecek bir toplum...Böyle değildik ki biz.Öğrencilerimiz duyarlıydı mesela.Dünyayı,ülkeyi,hayatı tartışırken paylaşıyorlardı da.Değerleri,sorumlulukları vardı.İşçiler utanmazlardı işçiliklerinden.Saygındılar ve vardılar."Her koyun kendi bacağından asılır" demek ayıptı.Banane! de yoktu,gemisini kurtaran kaptanlar da.Köyler sihirli bir dünya gibiydi.Köylü simgesiydi insanımızın.Her köy ayrı güzeldi,bizimdi.
Aşklarımız da,karasevdalarımız da güzeldi.Sahiciydiler ve vardılar.Cıvıl,cıvıldı çocuklar.Kırlangıçlar gibiydiler.Gerçekten özgürdüler,mahalleler bizimdi.Orta yerde düğünler yapılırdı,kına geceleri...İlk aşkların yaşandığı,iz bırakan anıların,kalıcı dostlukların kurulduğu sokaklar.
Bireyleştikçe,yanlızlaştık.Yanlızlaştıkça yabancılaştık.Şimdi Amerikalı’yız hepimiz."Beni ilgilendirmez bayım" deyip geçiyoruz,ıskalıyoruz her şeyi.Her şey emitasyon,illüzyon,kabus gibi...Tarihin tekerine çomak sokmaya çalışan karanlık yüzlüler,geleceğimizi pazarlamaktan çekinmeyen utanmazlar, toplumu hiçleştirdiler.
Altın bir tepsinin içindeyiz hepimiz...
"O iyi insanlar,o güzel atlara bindiler,çekip gittiler" derken, haklımıydı Yaşar Kemal? Gerçekten neredeler?Yoksa onlarda sahici değilmiydiler ?Devran...Döner mi?
YORUMLAR
Yazı insanın içini acıtıyor gerçekten.
Acıtıyor çünkü kaybolan değerlerimizi ve benliğimizi düşündükçe.
Ben çok küçükken hatırlamıyorum ama ablamlar anlatırlar her zaman; bayramlar da rahmetli babam evimizin kapısını örttürmezmiş asla. Gelen girsin hemen diye. Mahallemizde herkes bir birini tanır ve severdi. Birinin yardıma mı ihtiyacı var? Herkes seferber olurdu. Şimdi bırakın mahalle de komşularınızı, kapı komşunuza güvenemiyorsunuz.
Hakikaten neler oluyor bize.
Bence bireyleşmekle, bireycileşmek farklı, bireyi kişilik ve erdemsel değerleri olan; aklı,kalbi ve de vicdanı doğru çıkarsamalar yaparak eylemleşmek olarak öneriyorum. Bireycilik ise; sizin güzel yazınızda, haklı olarak yakındığınız yeni tip "alien" insanımsıdır.
Yazınızı beğenerek okudum.
Saygılar.
Döner..
Onlar hep vardılar ve hep de varolacaklar ..
Evet , birey olurken bencilleşmiş bir toplum var karşımızda ama onun yanında çok da aklı başında bireylerimiz var, yani umutsuz olamamlı ve bir büyüğümüzün de dediği gibi '' enseyi karartmamak lazım '' diyorum ben de ...
Sevgilerimle, güzel ve anlamlı bir yazıydı, kutluyorum sizi, sevgilerimle ..
Yedi tane UÖŞ.e satıldık. Bunlar yatırım yapmak için uzun vadede dengede iki farklı güç istemiyorlar. Politikaları da bunların biribirlerini yiyip, sonuçtan Uluslar Ötesi Şirket çıkarlarının hakim kılınmasıdır. Bütün patırtı ve kütürtünün. Bunların halk kesimine yansımasının insanların yabancılaşmayı en acımasız biçimde yaşamasının sebepleri bunlardır.
Her zaman için bize gösterilen alana değil tümevarım,tümdengelimli diyalektik mantıkla büyük kareyi görebilmek gerekir.
Yazdıklarınızdan dolayı sizi tebrik ederim. Duyarlılık gerçek ayrıcalıktır.