- 652 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Belki Boş Olmanın Günahını Alıyoruzdur!
ne kadar boş konuşuyorum genelde! ve ne kadar boş, aşırı halet-i ruhiyem! artistçe ve dolu dolu görünsün diye; anlamını bile bilmediğim sözcük öbeklerini kullanma sebebim, yanlış anlaşılmasın! boşum ve boşluğumla mutluyum. belki boş olmanın da günahını alıyoruzdur. Aziz Kedi bunu da söylemeliydi bence ama söylemedi. olsun yerine ben söylerim. ondan bir şey azalmaz, bana bir şey katmaz bu..
belki de boş olmanın günahını alıyoruzdur. süper güçleri olan bir bilim adamının çektiği acıları düşünsene mesela. yazık; toplumun, düzenin bozulmasını; doğal zanginliklerin tükenmesini; sosyolojik ve etnik bozuklukların ortaya çıkmasını, etik kavramının gerektiğinden farklı anlamlara taşınmasını irdeleyip incelerken hiç mi üzülmüyor? ya da bir sporcuyu düşün. takımının yıkılmasını izlerken elinden gelen her şey, yetmiyor bazen.. mesela Ronaldo olsun bu sporcu. hiç mi canı sıkılmıyor? yetemediğinde sinirlenmiyor mu hiç?
hayat bir takım oyunudur bana göre. hayatın içinde ise siyasetten tut da dine kadar her şey var. ve bu bir takım oyunu.. nasıl mı? sana yanlış öğretilen bir matematik problemi ya da tarihi bir bilgi ki öğretilen yerine ezberletilen demeliydim; ilerde ne büyük sıkıntılara yol açıyor.. o kadar ki bazen soyunu bile çıkaramayacak, etnik olarak geçmişini bile bilemeyecek hale geliyorsun. şimdi düşünüyorum da bu nasıl böyle oldu? biz asıl bu kadar algı yanılgısına düşebildik ve nasıl bu kadar bencil olduk? emperyalizm nasıl bu denli kölesi edindi bizi?
devlet kendi politikası ile kendini sevdirirken bir kesime, diğer kesimi neden hep unutur? bu geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle, gelecekte de böyle olacak. bunu kavramak için ANZAK askerleri örnek verilebilir. ve daha bir çok şey.. o zaman devlet neden var? koruyamıyorsa halkını, milletini neden var olması gerekiyor ki? diyelim ki olsun. halk neden bu kadar kararsız. yönetimi beğenmiyorsan git ve oyunu kullan. hakkını kullan. beğeniyorsan böyle dolu dolu siyaset yapmanın anlamı yok! bizler artık siyasi ve toplumsal sorunları kendi kişisel sorunlarımız haline getirerek aslında kendimizi küçük düşürüyoruz.
burdan sonra siz diye bahsedeceğim kişiler, türk-kürt-ermeni-sırp-sünni-alevi vs. gibi saçma konuların davasını güden herkes içindir!
sizler dolu dolu siyaset yapın! aferin, devleti siz kurtaracaksınız! sizler her şeyi bilir ve uygularsınız! sizin dünya görüşünüz ve kişisel ahlak gelişiminizle herkesten üstünsünüz. medyaya güvenmez ama medya üzerinden ahkam kesersiniz. sadece konuşmayı bilirsiniz! sizin için aç ve açıkta kimse yoktur! sizin için aç ve açıkta akrabalarınız vardır! savaşta kaybettiklerinize üzülür, karşıdakinin kaybettiklerine sevinirsiniz! hatta çalgı çengi tutar oynarsınız! siz yas nedir, ölen bir insan için üzülmek nedir bilmezsiniz! siz emekçinin, işçinin hakkını savunur ama onları yolda görseniz dönüp bakmazsınız! siz çocuk mutlu etmeyi bilmezsiniz! hazlarınız ve zevkleriniz bacak aranızdan başka bir yere ulaşmaz! siz sevginin sıcaklığını bilmezsiniz! tarz görünüp, siyaset yaparken o siyasilerin baskılarından haberiniz bile olmaz! açlıktan ölen insanlar için pankart açar, pasta kesip yiyerek eylem yaparsınız! siz ölen bir çocuk için ortalığı yıkarken, öldürdüğünüz çocukları hesap etmezsiniz! siz bencilsiniz! siz dolusunuz! siz çok zeki ve akıllısınız! siz sizsiniz! biz de biziz!
-BİZ "MELALİ ANLAMAYAN BİR NESLE AŞİNA DEĞİLİZ!"-
M. Hanifi Kesik
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.