- 650 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ŞARKILARIM
Bu mevsimde yüksek sesle şarkı söylüyorum. Tamam , tam masamın karşısında durmadan sarı yapraklarını döken ağacın etkisinden arta kalan zamanlarda diyelim.
O anlarda ise ,tek kelime etmeden oturuyorum.
Şu ağaçların döngüsel değişimine ne çok anlam yüklüyor insanoğlu , diyor , kalkıp kahve yapıyorum.
Bu da zihnin bir çeşit kendini koruma mekanizması işte.
Şartelleri indirmeden az biraz önce ,zaman tanıyor sanki ,sırası değil şimdi diye .
.
Tek başımayım tüm gün. Ne kapı açılıyor gürültüyle , ne de oda parfümü fıslıyor. Arkamı dönüp bakmam için hiç neden yok gibi.
Yüreğimin odaları insanlarla dolu tüm bu sessiziliğe rağmen. Gidenler ,kalanlar , mutsuzlar , elinde taş ile bekleyip , aşkı , yılanın küçük başına benzetenler.
Kimsesizler ,açlar , çaresizler ,çocuklar ille de çocuklar ve ağaçlar...
Kalabalığım işte. Bir oda daha açmalı belki de.
Kendimi yakalıyorum çokca ,elimde kahve , Yasmin Levy ’den ,’soghati ’dinlerken . Az önce bitmemiş miydi bu şarkı ?
Bu mevsimde yüksek sesle şarkılar söylüyorum ben.
Şarkılarım her birinizin kulağına başka başka geliyor eminim.
Bir şarkılar ,bir de cümleler , tekrar ediliyorsa , yine o vakitlerdendir işte...
Susuyorum ...
Bugün sohbetimiz haz üzerine olsun mu diyor , yolumun ışıklarından biri.
’ Gerçekte ,bir özgürlük şarkısıdır haz .
Ve ben ,kalplerinizin bütün neşesi ve coşkusuyla
söylemenizi isterdim onu.
Ama yine de ,onu söylerken
harcayıp bitirmenizi
istemezdim hepsini bir seferde ,
her biri özgürlük kadar değerli ve gerekli
başka her şeyi
ve her şeyle birlikte sevme yetinizi ,
kalbinizin ferini.’ (halil cibran)