İÇİMDEN İÇİNİZE
Duygularım eline aldığı zaman kalemimi, sözcükler, kelimeler ardı ardına güvercin olup uçmak istiyor en derin maviliklere. Ama sonra düşüncelerin kafesi oluyor beyaz kağıt bence deyip tartışılır yanını size bırakayım..
Zor olan, insanın kendini sorgulaması değilde. Sorgularken şeffaf olması. Yani her yapılan şeyin iki mutlu tarafı olmalı. Hem kendini hem karşındaki insanı iyi etmeli.. Acıdır, eğer biraz daha fazla kendinize iyi geliyorsanız bencil diye fatura keserler hemen. Karşıdaki insanı çok düşündüğünüz zamanda ise şunu hissedersiniz. "O iyi olsun aman, beni boş ver şimdi". İşte tamda bu. Bunu söylediğiniz anda kendinizi buruşturup çöp kovasına atmış oluyorsunuz. En iyisidir ki hassas terazide tartmalı yapılacakları. Hepsinin yanı sıra fedakarlık yaptıklarınız olur yaşamınızda. İşte kim neyi ne kadar hak ediyor demez atılırsınız bir uğraşa.. Bunun güzel tarafı ise, taraflar arasında işler ters giderse dahi, pişmanlık hissi olmuyor ortada.. Şüphesiz suya benzer insanlarda.. Hep "rengi belli onun" dediğiniz zamanlarda insanların, hem şekli hem rengi değişebilir... Peki sizin hiç uzun bir soluğunuz oldu mu? Böyle derin, huzurlu bir şekilde... Benim oldu. Oluyor. Külün olduğu yerden anka kuşu var olur belki doğru. Ama ortada kül kalmayacak kadar yanmıştan ankayı yaratmak güç işte, zor olan bu. Kimselerin olmadığını karanlıklardan, kalbinizi alıp en kalabalık kimselerle oldurabilenler... Var olsunlar. İyi ki varlar.
Uyuyun. Kapansın gözleriniz.. Zihniniz durulsun biraz. Gözlerinizi tekrar açtığınızda ilk şunu fark edin. Kim yanınızda? Ve siz kimi yanınızda barındırıyosunuz? Alın hassan terazinizi. Çizin üstünü çürüklerin.. Son olarak ruhunuzda taşıyın birini. Taşıyın ki, beden dahi yitip gittiğinde ebedi kalsın ruhunuzla...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.