- 864 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
YER ALTINDAKİ KAHRAMANLAR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Nereye gidiyoruz millet olarak? Neler oluyor bu ülkeye demekten kendimi alamadığım ve her sabah gözyaşlarıma hakim olamadığım haberlerle güne uyanmaktan ve her sabah bir ölüm haberi almaktan içimin kan ağladığı günleri yaşıyorum şu sıralar.
Çoğu insan okuyor geçiyor. Ertesi gün unutuyor fakat ben bir türlü unutamıyorum bir türlü hazmediyorum güzelim ülkemin bu hale gelmesini.
Şimdi yazıyı okumaya başlayınca bu kız neyden bahsediyor diyorsunuz değil mi?
Ülkemin bitmek tükenmek bilmeyen maden kazalarından!
Madencilerin bitmeyen acılarından!
Bir kömür çıkarmak için bir ömür verenlerden!
Ve sanki küçük bir ev kazasıymış gibi bu olanları normal görenlerden!
Türkiye’nin en büyük maden kazalarından birini yaşayan Manisa’nın Soma ilçesinde Mayıs ayında meydana gelen maden kazasının izleri daha geçmemişken, o insanların acıları daha kaybolmamışken gözbebeklerimizden bu defa da Karaman’ın Ermenek ilçesinde bir maden kazası meydana geldi. Hala 18 can içerde mahsur.
Ve bir annenin hala umudunu kaybetmemiş gözlerle bakarken içerde mahsur kalan oğlu için söylediği sözlerin (vicdanı olan insanlar üzerinde) yarattığı sızı; ‘Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?’
Ben bu annenin bu sözünü duyduğumda bu kadar etkilenmişken bu insanların ölümünden, bu insanların başına bu kazaların gelmesine sebep olan o yetkililer, o madenin sahipleri nasıl rahat nefes alabiliyorlar? Vicdanda saplı bir bıçak gibi acı vermiyor mu size yaşananlar? Yada şöyle söyleyeyim; ‘Sizler bilmem kaç yıldızlı otellerde tatiller yaparken, sıcak denizler de içeceklerinizi yudumlarken yüzme bile bilmeyen, deniz yüzü görmeyen o helal ekmek peşinde koşan işçilerin üzerinden tonlarca para kazanırken, onların o maden altında mahsur kalması nasıl içinize siniyor? İçinize çektiğiniz oksijen hiç mi ciğerlerinize acı vermiyor?
Soma’da ki maden kazasından sonra hayatını kaybeden işçilerin yerine işe alınan madencilerin maaşları bile düzenli verilmiyor? Daha bir maden kazasının acısı dinmemişken yeni maden kazaları oluyor, sürekli insanlar ölüyor…. Birisi de diyor ki; ‘Suçumuz yok, bu doğal afet.’
Türkiye İş kazalarında dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci sırada. Ve siz hala buna doğal afet diyorsunuz öyle değil mi? Siz hala bunu normal görüyorsunuz öyle değil mi? Pes doğrusu…
Ne garip değil mi? Yurdun bir köşesinde bir acı yaşanıyor ve tüm Türkiye bunu sadece izlemekle yetiniyor. Nerde disiplin? Nerde adalet? Samanlıkta iğne bile daha kolay bulunur herhalde.
Demem o ki; Bu acıların tüm sorumluları ara sıra vicdanını yoklasın. Belki kıyıda köşede bir parça duygu kırıntısı kalmıştır. Belki bir parça ahret düşüncesi vardır da içlerinde o çıkar meydana. Ve bu dünyanın öteki dünyasının da olduğu bir parça su yüzüne çıkar biraz vicdana gelirler.
Boşuna demez Atalarımız; Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.....
Ayşe Erdoğan
YORUMLAR
Merhaba;
Yaşınızın genç olduğunu sezinledim. Ülke sorunlarına duyarlı ve ilgili olmanız beni mutlu etti yaşanan onca
acılara karşın. Sorgulayıcı ve araştırıcı yanınız çok güzel. Şu var ki; dünyevi işlerin işlenen sayısız suçların cezasını öbür aleme ahirete -dine imana vicdana havale etmek doğru olmaz.İnsanlar Yaradan'dan ve günah işlemekten korktukları için değil, İNSAN oldukları için tüm kötülüklerden uzak durmalılar.
Sevgiler.
Ayşe Erdoğan
Saygımla..
Herkes neyin ne olduğunu biliyor da, ne hikmetse bir şey yapılamıyor.
Bu derece eli kolu bağlandı insanların...
Sesini çıkaranın da bir şekilde sesi kısılıyor.. Bakalım nereye kadar?