- 543 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ACELEYE GELMİŞ BİR YAZI ve DUYGULARIMIN İTİRAFI...
Filistinli Bir Babanın İsrail Tarafından Öldürülen Kızına Sarılması (belki dünya seslerini duyar PAYLAŞIN lütfen)
Paylaştım ve izledim ilk defa sonuna kadar, genellikle izleyemem...Bir adam uzanmış boylu boyunca, yerden kaldırmaya çalışan insanlar birikmiş başına. Çekiştiriyorlar, altında, sarılmış olduğu küçücük bir kız çocuğu görünüyor, adam hıçkırıklarla ağlıyor ve bırakmak istemiyor çocuğunu, kalkmak istemiyor kızını cesedinin üzerinden...
Lanet eden edene, çocuk katilleri, bu akan gözyaşlarının bir damlasını bile ödeyemeyecekler...Bu kesin de ya bizler, ben korkuyorum kendi adıma, yandık ki yandık...
Ağlamaktan başka yapacak çok şey olmalı. Ama bu miskinlik, bu boşvermişlik, faydasız saçma sapan şeylerle uğraşmak varken biz adam olmayız, sıra bize gelene kadar da bön bön bakarız işte, uyuyalım biz daha , sabaha çok var, güneş bizim uykumuza göre doğmuyor lakin, düşman uyumuyor işte... İçten içe zaten bizim ülkemizi de sardı sarmasına da biz farkında değiliz... Ha Filistin ha Türkiye... Her yerde Müslüman kanı akıtmak onların niyeti. İnsanlar öldürülmesin, çocuklar öldürülmesin, hiç bir cana kıyılmasın ya...
Neden bu acımasızlık hakim tüm dünyada... Ve biz ufacık şeyler için üzüyoruz birbirimizi, kırıyoruz, kınıyoruz, eleştiriyoruz üzerek, ezerek...
Hakkınızı helal edin, az çok bilen bilir kırmak değil, üzmek hiç değil, kalemimi sıkı tutmam gerek biliyorum, ama ayarı kaçıyor belki bazen...
Özür dilemek, ve bir daha yapmamak için aynı hatayı, dikkat etmeye söz veriyorum...Uzak durmam lazım beni üzen konulardan, üzmemek için de uzak durmam lazım bazı sevdiklerimden... Bu yüzden zaten bu sanal dünyanın bir parçası olmadık mı ?
Uzak durmak insanlardan, yazıyla stres atmak, iç dökmek. Ciddi olan ve gerçek olan her şeyden ırak olmak.
Burada yazmayı ruhuma iyi geldiği için yapıyorum, sanat vs şiir kuralları, imla hataları, şiir yazı eleştirileri, yorumlar, güne gelen, gelmeyen, en ustaca yazılan yazılar, çok çok usta kalemlerden çıkmış şiirler, bunlar hep ikinci üçüncü beşinci planda benim için...
Bu yüzden ruhuma iyi geldi ise, biraz da olsa duygu alışverişi yaptığım her yazıya her şiire güzel şiir, güzel yazı diyorum, teşekkürler diyorum, puan vermeden geçemiyorum, bakmadan imla hatalarına, yazının düzenine, özenine bakmadan... Ders notu gibi değil yani benim takdirim, puanım, yorumum... Samimi içten...
Yeter ki dinime sövmesin, inançlarıma ters düşmesin, ahlaken cozutmasın, dururum ve ya sesimi çıkarmadan giderim, ya da bir kaç kelam ederim... Kırmadan ve yapabiliyorsam, kıracağımı sezersem usulcacık kaçarım sayfadan... Yalakalık adına yapmıyorum yapmasına da, benim sayfama gelenler hakkında da böyle düşünmek istemiyorum asla...
Beni tanımayanlara bu kadar anlatım yeter sanıyorum, engellediklerim var ise de muhakkak haklı bir sebebim vardır kendimce... Onlar da haklarını helal etsinler, şu üç günlük dünyada boş işler bunlar boş...
Önce iç dökmek, rahatlamak, güzel vakit geçirmek, yazanlara arkadaş olmak, okuyanlara bir şeyler sunmak, paylaşmak acıları, sevinçleri, varsa kesemizde birazcık faydalı olmaya çalışmak, azıcık güldürmeye çalışmak...
İşte güldürmeye çalışırken, kırmış isem birilerini özür diliyorum buradan...
Yarenlik yaparken olur o kadar, diyenler de demiyenler de sağ olsun, hoşcakalın...