- 2103 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
(pert olan kadınlar 3) BİR PERİ MASALI
Yine küçük kardeşleri ağlıyordu Peri’nin, onlar hep ağlarlardı zaten...
Aylardan Nisan günlerden Cuma.her Cuma aynı dertti, hoş bu küçük bedenin derdi çilesi hiç bitmezdi ama o yine de memnundu halinden.Başını sokacak bir evi, sofralarına koyacak bir kap yemekleri vardı en azından. Ya komşuları gibi olsalardı? Allah korusun dedi içinden Peri ve yine küçücük elleriyle şükredip yüzüne sürdü kirli ellerini.
Köyün pazarıydı bu gün, annesi bahçede yetirdiği maydanoz ve rokaları pazara götürdü, gayesi satıp evine yemeklik bir şeyler almaktı.Tüm şiddetiyle yağan Nisan yağmuruna aldırmadan sabahın erken saatinde çıkmıştı evden.ne olurdu sanki erim, kocam dediği de çalışsaydı da biraz gün yüzü görselerdi çoluk çocuk.çocuktu onlar, giymek, yemek, oyuncak, insanca yaşamak isterlerdi.Dert bir değil iki değildi, bunca hengamede olan güzel Periye oluyordu.İlk göz ağrısıydı, ilk can yangını.Peri koymuştu adını çünkü masallardaki gibi olsun yaşantısı, sıkıntı, dert görmesin istemişti; ama olmadı işte. ananın kaderi kıza dedikleri doğruydu demek.o da annesinin kaderini yaşamamış mıydı?
Peri 13 yaşında, sarışın, gök mavisi gözleri olan, gülünce yanaklarında gamzeler gonca gül gibi duran ufak tefek bir kız çocuğuydu. Yaşadığı yere göre yaratılmamıştı sanki, naif, ince fikirli son derece olgundu ve çok güzeldi.Kardeşlerine bakmaktan, ev işlerinden ve babasının bitmek tükenmek bilmeyen istekleri yüzünden neredeyse hiç sokağa çıkmaz, kimseleri tanımazdı.Ayık gezmeyen baba hep aynı şeyleri söyler dururdu ’ bu kız kurtaracak bizi sefillikten.’ Düşünürdü peri ’ nasıl kurtaracaktı bu küçük haliyle ailesini, ne yapacaktı?’ anacığının yüreği cız eder kor düşerdi döşüne bu lafları duyunca.Nefretle bakardı kocasına ve ’ uzak dur kızımdan o daha küçük, ben çalışıyorum bakıyorum ya işte sana’ der ağlardı.
Nasıl geçti, nasıl bu yaşa geldi hiç bilemedi Peri, o artık 16 yaşındaydı.Dört beş aydır babası umulmadık derecede iyi davranıyordu Periye.Ellerindeki nasırların, yüzündeki güneş yanıklarının geçmesi için krem bile alıp gelmişti, hatta geçen hafta bir iki yeni kıyafet bile almıştı kızına ama giymesine izin vermedi, vakti var dedi.Anne çok huzursuz ve mutsuzdu.Ayyaş kocasının eline kaynağı belirsiz bir para geçmişti ve bu onun kabuslar görmesine neden oluyordu.Ne yapıyordu bu adam, şeytan’lamı oynuyordu düşünceleri?
Yine nisandı ve günlerden Cuma: ’hadi’ dedi babası gül goncasına.’Aldığım yeni elbiselerini giy, pazara gideceğiz seninle.’ Şaşırdı, ne diyeceğini bilemedi Peri, bir yandan da çok sevindi, elbiseleri çok güzeldi ve artık giymek için bir fırsat çıkmıştı.Giyindi usulca, yavaş ve ürkek adımlarla babasının yanına bahçeye gitti. Baba gördüğüne inanamadı, o küçük kız gitmiş bir genç kız gelmişti. Nasılda yakışmış, duru ve pamuk teninde kusursuz bir güzelliğe imza atmıştı kırmızı elbise.Sırıttı arsızca. ’ Gittiğimiz yerde sesini çıkarmayacak ve sana sorulan sorulara evet, istiyorum diyeceksin’dedi.Yola düştüklerinde herkes onlara bakıyordu, nihayet pis ayyaş kızını gün yüzüne çıkarmıştı, üstelik umulmayacak derecede güzel ve aleni.
Eve döndüklerinde anne onları bahçede bekliyor bir yandan da ağlıyordu.Kızını görünce ağlaması daha bir içten, hıçkırıklara boğularak çoğaldı.Sarıldı sımsıkı kızına,öfkeyle baktı adama.’Ne yaptın canıma,nereye götürdün onu’ diye bağırdı.Adam bir tiran misali kükredi’aklın ermez senin kadın, kapa o uğursuz çeneni.’Kadın bahçenin ortasına savruldu tokadın darbesiyle, afalladı toplanamadı. Peri koştu annesinin yanına, tuttu kolundan doğrulttu onu sarıldı boynuna’ ağlama anne, ağlama ne olur, babam kötü bir şey yapmadı.Kasabaya gittik,hakim amca bana sorular sordu sonra artık 18 yaşındasın’ dedi.
Peri artık o evde yaşamıyor.Yaşının büyütülmesinden 1 ay sonra 40 yaşında 3 çocuklu zengin bir adamla evlendirildi.Baba aldığı paraları bir kaç ay içerisinde harcadı, her fırsatta kızının zengin kocasından para alıyor, geride kalan çocuklarını kendi için büyütmeye ve hayatlarını karartmaya devam ediyor.Anneyse peri gittiğinden beri hasta ve ölmeyi bekliyor dört gözle....
YORUMLAR
"Kasabaya gittik,hakim amca bana sorular sordu sonra artık 18 yaşındasın’ dedi." Saf kızcağız, yaşının büyültülmesi için neticesi en az onbeş gün sonra alınabilen adli tıpta kemik ölçümü yaptırdı, mahkemede onun doğru doğum gününü bilen şahitler dinlendi, ama farkında değil...Altı boş, imlasız,kuralsız, yazılmış, deneme değil de belki öykü olarak nitelenebilecek bir yazıydı. Daha ustaca yazılara...
seyide cinaloğlu doyran
çoğu zaman prosedürler okuyucunun canı sıkar, detaylara yer vermeyişim bu yüzden, belki hata, haklısınız.Zaman içinde muhakkak taşlar yerine oturacaktır. Teşekkür ederim uyarılarınız ve iyi dileğiniz için.
hayatın taaaaa içindendi..
iki hayatı kararan kadın biri peri biri annesi..
ne zaman bir çocuk ölse
iki cenaze çıkar evden biri tabutlu, ya da duvaklı
biri tabutsuz pembesi solmayan nüfus kağıdında...ki yaşamak ne kadar ederse işte..
tebriğimle
çok güzeldi
çok gerçekti..
sevgimle