- 621 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Rutin Sahne
Gün batımı vururken senli yorgun saatleri
Ömrümün dönüp duran , bu aynı veda sahnesi …
Durdurup zamanı , yeniden yaşatıyorum kendime.
Bir damla mavisine muhtaç olduğum anda sarıya bürünüyor hayat.
Gözlerinin sarı mevsiminde boğuluyorum.
İklimler gelip geçiyor önümden özür dileyerek.
Göz ucuyla yokladıkları ben kayboluyorum bilmem kaçıncı sahnesinde.
Duvarlara dilenen özürler yetişmiyor kulaklarıma.
Bir sağırlık bahanesiyle es geçiyorum anıları.
Yok oluşumun bilmem kaçıncı yıldönümü.
Anma törenlerimde acılar onur konuğum.
Kucak kucak hediyelerle beni balkonda bekleyen serçeler üzgün halime.
Gariptir ki bu gün onlar da vefasız. Ne ben ararım ne onlar sorar.
Oysa en güzel hediye ben olmalıydım en muhtaç anına.
Gösterişsiz ambalaj kağıtlarıyla sarmalanmış olmam gözlerden uzak kalmaya çalıştığım için olmalıydı.
Bir vurdumduymazlık lekelememeliydi neşemi.
Neşem adresi sen olan armağanın üzerine seyrek serpilmiş süsüydü sadece.
Fırlatıp atmamalıydın değersizliğimi yüzüme vurarak hem de.
Nuruna tutkun gözlerim biraz daha kalmalıydı yanında.
Habersiz değildin geceden bile korkup titreyen küçük ruhumdan.
Ömrün sabahına kadar hiç değilse , yanımda kalmalıydın.
Ellerimi tutmanı istemem bedeli ağır bir iyilik olmamalıydı senin için.
Duyguların miskin ve üşengeç icabet edememişse yüreğimin bilmem kaçıncı davetine
Ardından ölümümün , gerek yok Sevgili hiç üzülme.
Yooo yo gerçekten üzülme.
Kapat gözlerini yüreğim , hadi korkma
Birazdan bu rutin sahne , geçecek nasılsa …