13
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1895
Okunma
Öyle lafı uzatmadan direkt giriyorum konuya. Son bir kaç gün içinde kim nerede ne yaptı? Konumuz bu.
1- İşid Denilen köpekler Suriye’nin Ayn-el Arab Kasabasına saldırdı. Böylece öğrenmiş olduk ki o kasaba bir başka köpek grubu olan Pkk nın kutsal kentiymiş ve onlar tarafından Kobane diye adlandırılıyormuş.
2- İşid Köpekleri Kobane’yi büyük ölçüde ele geçirdiler.
3- Pkk nın yurt içindeki ve yurt dışındaki kahraman gerillaları(!) İşid adını işittiklerinden beri korkudan altlarına sıçmakla meşgul olduklarından sivil kanatları devreye girdi ve İşidi tükürüklerinde boğmak(!) için sınıra yığıldılar. Türk askeri ‘’Ulan militanlarınız Türkiye’ye girip asker ve polis öldürürken bizden mi izin alıyordu? Sınır kapısı ananızın g.tü müdür kü öyle her canı çekene açılsın’’ dediler. Bunun üzerine ana fahişeleri asker taşladı.
4- İmralı’daki köpek havladı. Bunun üzerine Türkiye’deki Pkklı gayler makjajlarını yapıp eteklerini giyerek fahişeliğe çıktılar. Yakmalar yıkmalar, tüm Türkiye’de eylemler yaparak nasıl birer fahişe olduklarını ortaya koydular. Hoş bilmediğimiz bir şey değildi ama bir kez daha görmüş olduk.
5- Aynı İşidin katlettiği Türkmenlere kapalı olan sınır kapısı Kobane’den kaçan sivil halk için açıldı ve 160.000 Kobaneli Türkiye’ye giriş yaptı. Ana fahişenin taşladığı asker Kobanelilerin eşyalarını, hatta doğrudan doğruya kendilerini sırtlarında taşıdılar. Böylece İşid zulmünden g.tlerini kurtarmış olan bu nankör hainler sınırdan içeri girer girmez yerleştirildikleri kamplara Pkk bayrakları astılar.
6- Kobene’den gelenler içinde İşidi tükürüğünde boğacak olan(!) sayısız Ypg-Pyd-Pkk militanı da sınırdan içeri girdi. (1400 ün üzerinde olduğu belirtiliyor ) Bu militanlardan yaralı ve hasta olanlar özel araçlarla çeşitli hastanelere nakledildi ve tedavileri yapıldı. Bu arada İşid’i tükürüklerinde boğcak olan bazı kahramanlar (!) bir yolunu bulup sınırın öte tarafına geçtiler ama bir saat sonra gerisin geri döndüler çünkü g.t korkusundan ağızlarında -İşid’i içinde boğacakları- (!) tükürük kalmamıştı.
7- Gezi Eylemlerine katılanların tedavisini yaptılar diye ‘’ Görevi bırakıp eylemlere katılmak ‘’ suçundan haklarında soruşturma başlatılan doktorlara Pkk militanları ve aynı şekilde sınırdan içeri alınan alınan İşid militanlarının en muteber hastalar olarak tedavi edilmesi için HİPOKRAT YEMİNİ Hatırlatıldı bir kez daha SAĞLIK BAKANIMIZ Tarafından..
Sınır kapıları Türkmenlere yine kapalıydı. ( Zaten hep kapalı oldu )
8- Hakkari’nin Yükekova ilçesinde üç askerimiz sivil kıyafetleri ile bir takım ihtiyaçlarını temin için çıktıkları çarşıda Pkk lı köpekler tarafından enselerinden vurularak kalleşçe öldürüldü.
Şehitlere rahmet, kederli ailelerine baş sağlığı diledik.
9- Askerlerimizin cenazeleri defnedilmek üzere memleketlerine gönderilirken ve cenaze namazlarını müteakip kara toprağın kara bağrına emanet edilirken İstanbul Validebağ’da ‘’ Burada Cami istemiyoruz’’ Eylemleri devam etmekte olup Edirne’den bile bu eyleme destek için gelenler oldu.
10- Karaman’ın Ermenek ilçesinde bir kömür Madeninini su bastı. On sekiz madenci yerin 350 metre altında mahsur kaldı.
Ölenlere rahmet, kederli ailelerine baş sağlığı ve sabır dilemek için yüz on bin ton suyun ahtapot denilen bir araçla boşaltılmasını bekliyorduk ben bu yazıyı yazarken
11- Pkklı fahişler yakıp yıkmaya devam ettiler,
Validebağ eylemcileri ‘’Validebağ Haziran kokuyor, Diren Validebağ’’ Eylemlerine devam ederken yaşlı bir abla ezan sesinden duyduğu rahatsızlığı ‘’ Ben her sabah ezan sesiyle yatağımdan fırlamak zorunda mıyım? Ezan sesi beni rahatsız ediyor’’ diye dile getirdikten sonra ‘’ Yani kulağımın dibindeki ezan sesi diyorum, yoksa uzak camilerde okunanlar değil elbette. Çok şükür ben de Müslümanım EHAMDÜ-RİLLAH’’ Diyerek bir Müslümanın da ezan sesinden rahatsız olabileceğini ifade etti
İşid ve Pkk militanlarının hastanelerdeki tedavileri devam etti.
12- Diyarbakır’da bir astsubayımız eşiyle birlikte çıktığı pazarda alışveriş yaparken silahlı saldırıya uğradı ve şehid oldu.
Şehid astsubayımıza Allahtan rahmet, hamile eşi başta olmak üzere kederli ailesine baş sağlığı diledik. Haa unutmadan. Faillerin yakalanması için geniş çaplı bir operasyon da başlattık.
13- Karaman- Ermenekteki madene giden Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanımız Devletin her türlü imkanlarının seferber edildiğini ve gereken her ne ise yapılacağını belirterek madenden çıkarılacak naaşlar için en güzel cenaze töreninin yapılacağı sinyallerini verirken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız meydana gelen bu hadisenin Torba Yasa ile hiçbir alakası olmadığını beyanla kanayan yaralara su serpmiş oldu. Allah razı olsun(!) bu açıklamaları yapmasalardı halimiz nice olurdu(!)
14- Özel Güvenlikçisinin bile güvende olmadığı canım ülkemde bir fabrikanın güvenlik görevlisi olan aslan gibi bir delikanlı, aynı fabrikanın bahçesinde yine güvenlik amacıyla bulunan köpeklerin saldırısına uğradı ve beş köpek tarafından parçalanarak öldürüldü.
İki evladı özel güvenlik görevlisi olan bir baba olarak rahmetliye Allahtan rahmet, kederli ailesine baş sağlığı diledim.
15- Kocasından boşanmak üzere annesinin evine taşınan bir kadın kocası tarafından bir parkta pompalı av tüfeği ile vurularak öldürüldü.
Mutlaka ölen kadına rahmet, kederli ailesine baş sağlığı dileyen birileri olmuştur. Eminim..
16- Cumhuriyet Bayramını kutladık. Lakin bir yerlerde 10. Yıl Marşının okunması yasaklanmış. Sebep: Bu şarkıyı Serdar Ortaç o meşhur Ahmet Kaya’ya çatal fırlatma olayından hemen sonra okudu diye.
Ahmet Kaya’ya daha önce rahmet ve kederli ailesine başsağlığı dileklerimizi iletmiş olduğumuz için bu sefer bu vesileyle bir kez daha rahmetle, minnetle ve bu vatanın birlik ve beraberliğine olan unutulmaz katkılarından dolayı (!) rahmet ve şükranla yâd ettik.
17- Tüm bunlar yaşanırken sosyal medyayı şiir, yazı, resim ve sloganlarımızla salladık
18- Cumhur Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhuriyet RECEPtionu iptal edildi Karamandaki elim kaza(!) yüzünden.
19- Validebağ Korusu eylemleri devam etti. Polis eylemcilere biber gazı ve tazyikli su sıktı…Hatta silah doğrulttu.
Cumhuriyetimizin 91. Yılını kutlamak isteyen vatandaşlarımız yurdun her yerinde ellerinde bayraklarla sokaklara, caddelere döküldüler.
PKK yurdun her yerinde yakıp yıkma eylemlerine devam etti.
Sosyal medyada Cumhuriyeti başı açıkların mı, başı kapalıların mı kurduğu üzerine bilimsel(!) tartışmalar yaptık.
Şiirler, yazılar, resim ve slogan yazmaya devam etti bazılarımız ( Ben de içlerinde olmak kaydıyla)
Gezi eylemcileri, Dantelli kefenci- Rabiacıları ‘’ Hani ulan neredesiniz kefenlerinizi giymiştiniz hani, çıksanıza PKK nın karşısına’’ Diye göreve davet ederken,Dantelli Kefenci- Rabiacılar da Ülkücüleri ‘’ Haydisenize, gösterin bakalım Bozkurtluğunuzu’’ diyerek göreve davet etti. Bu arada tabii ki Hem ülkücüler hem de dantelli kefenci-Rabiacılar da Gezi Eylemcilerine ‘’ İbnelerle, Ermenilerle kolkola yürümek kolay. Cami istemeyiz diye kıçınızı yırtmak da kolay, sıkıyorsa Diyarbakır’a yürüsenize’’ diye göreve davet edince gördük ki Allah korusun bir savaş olsa her kes ‘’ Bana ne ya onlar gitsin’’ diyecek, dahası ‘’ ben bilmem eşim bilir’’ diyecek, hatta ve hata ‘’ Ben karışmam ya, benim hanım gitsin’’ diyecek.
Büyük çoğunluğumuz ise aşk acılarıyla olan meşguliyetlerinden dolayı olan bitenle çok da ilgilenmediler.
20- Uçakla Urfa’ya getirilen Peşmerge Kobaneye doğru yola çıktı. Yol boyunca PKK Bayrakları, zılgıtlar, zafer işaretleri ve halaylarla gelişleri ve gidişleri büyük gösterilere sebep olan Peşmergenin özel olarak Cumhuriyet bayramında geçirilmiş olması manidar olmakla birlikte bu tür görüntüleri yadırgamadık ne de olsa Habur olayından bir aşinalığımız olduğu için.
21- Sami Biberoğulları denilen bir vatandaş Edebiyat Defteri adlı bir sitede ‘’ Biji Kurdistan mı, Long Live Hayastunum mu?’’ Başlıklı bir yazı yazdı. Yazısında bu olayların Ermenistanla olan bağlantısını dile getirirken Ermenilerin Diyarbakır’a ‘’ Digranakert ‘’ dediğinden bahsetti. Bir başka vatandaş ( maalesef vatandaş ) ‘’ Diyarbakır olmasın da Amed yahut Digranakert hiç farketmez’’ diye yorum yazdı.
22- İmralı iti 1 Kasım 2014 tarihinden itibaren ‘’Türkiye’nin altını üstüne getirin’’ emrini verdi itlerine.
23- Ve sıkı durun…
Bu vatan toprakları üzerinde tüm bunlar yaşanırken hepsinden çok çok daha önemli ve hayati bir olay yaşandı. Şimdi diyeceksiniz ki ‘’ Yahu bütün bu olanlardan daha önemli ve hayati ne olabilir ki? Hemen açıklıyorum
SAĞLIK BAKANIMIZ vatandaşın beden ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olan bir sürü faktörü ortadan kaldırmak üzere kolları sıvadı ve astsubayımızın şehid edildiği gün ( öncesi ya da sonrası da olabilir. Artık olayları sıraya bile koyamıyorum bu hızlı akış içinde ) Evet o gün bir genelge yayınlayarak tüm kamusal alanlarda bundan böyle çayın tek şekerle içileceğini bildirdi. Bundan sonra özellikle memur takımı ‘’ Hıdır abi bir şeker daha rica edebilir miyim’’ diyemeyecek. Derse? Valla Hıdır abi büyük bir ihtimalle ya ‘’ Naah sana şeker’’ diyecektir, ya da ‘’Bu memur benden bir şeker daha istedi ‘’ diye memur hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacaktır. Benden duyurması..Sonra hiç kimse ‘’ vay efendim ben duymadım, vay efendim benim haberim yoktu ‘’ Filan deyip de adamın kafasını bozmasın.
İnşallah evlere karışmazlar. Bir bardak çayı üç, hatta bazen dört şekerle içen ben resmen ceza manyağı olurum.
24- NETİCE : Devletimiz ve Millet-i Merhumemiz Rahmet-i Rahmana irtihal eylemiştir. Kendilerine yüce Mevla’dan rahmet, kederli evlatlarına başsağlığı diliyoruz. Cenazesinin ne zaman, nereden kaldırılacağı şu an itibariyle bilinmemekle beraber çok da uzak görülmüyor.