TERKİP-İ VEDA
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
.. /SELAM
"...aşkast ber âsmân perîden, sad perde beher nefes derîden.
Güftem ki dilâ mübâreket bâd, der halka-i âşıkân resîden..."
"Aşk göklere uçmaktır, her solukta yüzlerce perdeyi yırtmaktır.
Dedim ki; A gönül! aşıklar halkasına ulaşman kutlu olsun...’
Üç vakte gelinmezler biriktirilen gergefleşmiş düğümlerde olsundu bir hali gidenin.Vakitsiz ney taksimlerinin vakitli bekleyen adamları ,kadınları ;nedirlerin ,nasılların ,niçinlerin haritalarında koyu kırmızıyla gösterilen bir aşka uçmanın peşinde ,sazlıkların üstünde uçan meltemin çıkardığı ney notaları oldular.
Aşka düşen de ,aşkı düşleyende birdi; birlik ayniyetinde zimmete geçirilmişliğin manasında.Manası bir lokma lütuf ,bir lokma vuslat ,bir lokma görmeden sevebilme yanığı.Kavuşamadığın anın büyüklüğünde bir çukurun çıkılmaz dahili, bağırır da sesi gitmezin kısıklığında,sevebilmek .
A gönül bir şevk ile sevebildiğin anların kıyısında bana dönüp bakma ,ben seni zaten teslim ettim uzun ince parmakların kitli mahpusluğuna ondan bil artık neyse şikayetin ,ısrarın.Feri sönmüş lambanın isini bana yorma ;yunus balığının peygamberi yuttuğu kadar suçluyum adil divan da.
Gayrisini bilmek bile artık bana aşktır;her solukta perdeleri yırttığım benden.
UFUK ATAMAN
*
Ferahfeza Mevlevi Ayin-i Şerif, 3. selamdan
YORUMLAR
neyi dinleyen tüm dostlara şükran dolusu
selamlar,sevgiler.
bu virgülün hikayesi şudur;
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Dinle, bu ney nasıl
şikayet ediyor, ayrılıkları nasıl anlatıyor:
Beni kamışlıktan
kestiklerinden beri feryadımdan erkek, kadın... herkes ağlayıp inledi.
Ayrılıktan parça
parça olmuş, kalb isterim ki iştiyak derdini açayım
Aslından uzak düşen
kişi,yine vuslat zamanını arar.
Ben her cemiyette
ağladım, inledim. Fena hallilerle de eş oldum, iyi hallilerle de.
Herkes kendi zannınca
benim dostum oldu ama kimse içimdeki sırları araştırmadı.
Benim esrarım
feryadımdan uzak değildir, ancak (her) gözde, kulakta o nur yok.
Ten candan, can da tenden
gizli kapaklı değildir, lakin canı görmek için kimseye izin yok.
Bu neyin sesi ateştir,
hava değil; kimde bu ateş yoksa yok olsun!
Aşk ateşidir ki neyin
içine düşmüştür, aşk coşkunluğundur ki şarabın içine düşmüştür.
Ney, dosttan ayrılan
kişinin arkadaşı, haldaşıdır.
Onun perdeleri, perdelerimizi yırttı.
Ney gibi hem bir zehir,
hem bir tiryak, ney gibi hem bir hemden, hem bir müştak kim gördü?
Ney kanla dolu olan
yoldan bahsetmekte, Mecnun aşkının kıssalarını söylemektedir.
Bu aklın mahremi
akılsızdan başkası değildir,
dile de kulaktan başka müşteri yoktur.
Bizim gamımızdan
günler, vakitsiz bir hale geldi; günler yanışlarla yoldaş oldu.
Günler geçtiyse, geçip
gitsin; korkumuz yok.
Ey temizlikte nazirı olmayan, hemen sen kal!
Balıktan başka her şey
suya kandı, rızkı olmayana da günler uzadı.
Ham, pişkinin halinden
anlamaz, öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselam.
(mesnevi-ilk onsekiz beyit
metinekinci çevirisinden)
"Aşk göklere uçmaktır, her solukta yüzlerce perdeyi yırtmaktır.
Dedim ki; A gönül! aşıklar halkasına ulaşman kutlu olsun...
**********************************************************************
UÇMAK çokgüzel bir benzetme...
ayrılıkta sonu tehlike saçar o da ayrı bir parça...çok güzel anlatım aşka dair...güçlü kanatlarla hep uçmanız dileğim...
.. /SELAM
"...aşkast ber âsmân perîden, sad perde beher nefes derîden.
Güftem ki dilâ mübâreket bâd, der halka-i âşıkân resîden..."
"Aşk göklere uçmaktır, her solukta yüzlerce perdeyi yırtmaktır.
Dedim ki; A gönül! aşıklar halkasına ulaşman kutlu olsun...’
...............
Gayrisini bilmek bile artık bana aşktır;her solukta perdeleri yırttığım benden.
aşk... Mevlâna, bunu şöyle dile getirir: Biri “Aşıklık nedir?” diye sordu. “Benim gibi olursan anlarsın” dedim. Kalem ki, çarçabuk yazıp gidiyordu. Aşkın tefsîri bahsine gelince, tahammül edemeyerek yarıldı. Akıl, aşkın şerhinde çamura batmış merkep gibi aciz kaldı.
İlahî aşk mensublarından Yahya b. Muaz, Bayezid-i Bistami’ye şöyle der: “Muhabbet kadehinden o kadar içtim ki, sonunda mestoldum.” Bayezid, şu anlamlı cevabı verir: “Muhabbet şarabını kase kase içtim. Lakin ne şarap bitti, ne de benim hararetim geçti.”
“Hoştur bana Senden gelen
“Ya gonca gül, ya da diken
“Ya hil’atu ya da kefen
“Narın da hoş, nurun da hoş.”
çok özel ve değerli bir kalemsiniz...yazının ruhundaki güzellikleri daha iyi yakalamak için Dede Efendi' nin o muhteşem eseri " Ferahfeza Mevlevi Ayin-i Şerifi " ney sesi eşliğinde okudum... yazmaya çalışıyorum ama ney sesi beni benden alıyor...
aşk çözülemeyen sır...aşk ya mecazidir ya da hakîkî. m..ecazî aşk, fanilere gönül bağlamaktır... hakiki aşk ise Allah’ı sevmektir...bazen mecazî aşk, hakîkî aşka vesile olur..
Mecnun, Leyla’ya sevgisinden deli-divane olur. Çöllere düşer. Gözleri Leyla’ya benziyor diye, çölde ceylanlarla arkadaş olur. Bir gün bulunduğu yere bir köpek gelir. Kimse ilgilenmezken, Mecnun köpeğe büyük ilgi gösterir. Niye böyle yaptığını sorarlar, “Siz bilmiyorsunuz, bu köpek Leyla’nın diyarından gelmiştir” der. Neticede, Leyla’yla bir araya geldiğinde, hayır, der, Leyla sen değilsin. “Sen yürü Leyla ki ben Mevla’yı buldum.” der. Böylece kendisindeki mecazî aşk, gerçek aşka inkılap eder.
hakiki aşk herkese nasip olmayan...bütün mesele onu yaşayabilmekte..mecnun gibi...
kutlarım yazar gönül güzellikleriniz harika anlamlı düşünülesi değerli yazınızı..başarılarınızın devamı dileklerim...
sevgi saygı selamlarımla.
...aşkast ber âsmân perîden, sad perde beher nefes derîden.
Güftem ki dilâ mübâreket bâd, der halka-i âşıkân resîden..."
**************************
bir kamusi-türki bulup
aslına bakacağım önce
yazar hiç yorumunu eklemiş mi türkçeleştirirken diye))))
İmdü,
Yunus balığının peygamberi yutmuşluğunca suçlu addetmek divanda cümlesi ile
yapacağını yapmış zaten yazar...
dünyevi işlerle yorulmuş yüreğimiz,
iç alemimiz biraz okuyupta rahatlasın...bu akşamki gibi...
bu ya tür yazılar sıkça yazılsınki
gönül gözümüz ışısın...
herkese dediğimiz o klasık sözü sizede demeden,gerçekten mükemmel bir yazı okuttuğun için teşekkürler..
Yeşim Deren arkadaşın dediği gibi bu yazı bizleri aşar.
günün yazısı olabilmesi dileğiyle diyorum...
notum tabiiki on üzerinden on...
sevgilerle kalın...
Birliğin yüce tınısında bir tasavvuf sesi değdi kulaklarıma.
"birlik ayniyetinde zimmete geçirilmişliğin manasında.
Manası bir lokma görmeden sevebilme yanığı."
Bana nice yakındır ki varlığını bileyim?
-Zaman,mekan senin içindir derim ki gerisi sonsuzluktur!
Sonsuz ne kadar uzaktır bana? /3 kadar 5 kadar ya ne kadar?
-Kavramdır derim sonsuzluk, kavramı sayıyla nasıl kıyas edersin!
Çok güzeldi...
Tebriklerim ve teşekkürlerimle...
Aşk göklere uçmaktır, her solukta yüzlerce perdeyi yırtmaktır.'(mevlana)
mevlana nın felsefesinden yola çıkan güzel bir anlatım
yine yüce düşünür mevlanaya göre :
cihâd-ı ekber; yani en büyük savaş olarak nitelendirdikleri nefisle, akılla olan savaş ve buradan elde edilecek başarı sonucu ulaşılacak aşk;
insân-ı kâmil, yani olgun insan olmaktır.
üfle yüzüme aşkın gamını neyzen
üfle ki dönsün yüzüm divan'a
diyerek ;
tebriklerimi gönderiyorum