- 670 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şair öldü. Ama...
’’Allah bana uzun ömür vermiş.’’ dedi şair.
Ve herkes gülmeye başladı. O ise gülenlere aldırış etmeden oradan ayrıldı. Biraz sonra yağan yağmurun altında hüzünlenerek gözyaşlarına hakim olamadı. İnsanlar neden kendisine gülmüştü ki? Şair, bir anda bastıran bu aşırı yağmurun dinmesini beklemek için yıkık bir evin saçağı altında durmaya başladı. Şair, gözyaşlarını döküyordu ama öyle böyle bir ağlayış değildi bu. Hıçkırıkları duyan gökyüzü adeta çıldırıyordu. Rüzgar, o kadar sinirliydi ki estikçe esiyordu. Ağacı kökünden çıkaracaktı neredeyse. Şair, daha fazla beklemenin yersiz olduğunu ve bir an önce eve ulaşması gerektiğini düşündü ve olduğu yerden hızlı hızlı attığı adımlarla ilerlemeye başladı. Sanki rüzgarla yarışıyordu. Tam evine yaklaşmıştı ki, bir anda karşıdan gelen arabanın çarpması sonucu onu yerde yatıyor bir şekilde gördük. Kafasından akan güneşin kızıllığı bizi endişelendirdi. bir hışımla koşuşturduk ve onu hastahaneye götürdük. Doktor, durumun ciddi olduğunu ve hayati tehlikesinin olduğunu söyleyince başımdan aşağı sıcak sular döküldü. O bizim sevdiğimiz değer verdiğimiz şairimizdi. Yazdıkları dilimize vurulan kelepçenin ardında kalan şiirlerdi. O artık yoktu. Ölüm haberini almıştık. Morgtan cesedi almak için geldiğimizde avukatı da gelmişti. Avukatı, bırakmış olduğu vasiyetnameyi açtı ve şu satırları okudu. ’’ Eğer ölüm beni yakalarsa mezar taşıma ’’ Allah bana uzun ömür vermiş.’’ diye yazılsın.’’ demiş. Şairin bedenini toprağa koyduktan sonra kendi kendime düşünmeye başladım. ’’ Bu şair ne demek istemişti ki? Allah ona nasıl uzun bir ömür vermişti? Karşımda duruyor işte. Gömdük onu.’’ gibi düşüncelere dalmıştım ki; yazdıkları aklıma geldi. Evet. Şimdi ne demek istediğini anladım şairin.
Evet şair. Sen yazdıklarınla hep yaşayacaksın, yaşatılacaksın.
İbrahim Halil ÖZLÜ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.