- 1165 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ŞERİATLA İDARE EDİLEN ÜLKEDE YAŞAYAN KADININ DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
ŞERİATLA İDARE EDİLEN ÜLKEDE YAŞAYAN KADININ
DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
Tiyatroda güzel bir oyun izledikten ve arabamı da çok uygun bir yere park ettikten sonra, her Cumartesi yemek yediğim lokantaya girerken televizyonda şu haber kulağıma kırbaç gibi çarptı.
‘’ Şeriatla idare edilen falanca ülkede, araba kullanmak isteyen kadınlar bölücü kabul edilecek ve buna göre yargılanacaklardır’’
Birdenbire bir gerçek kafama dank etti. Kadın başıma arabama binmiş, tiyatro izlemiş, lokantada yemek yemeğe hem de, akşam karanlığında gitmiştim. Bu bana o kadar doğal gelmişti ki, özgürlüğümün farkında lığına varmadığımı dehşetle hissederek, irkildim.
İnsanlar dünyaya gelirken bazı şeyleri seçme özgürlüğüne sahip değillerdir. Bunlardan biri de ‘’doğacağın ülkeyi seçme ‘’ özgürlüğünün olmaması gibi. Şeriatla idare edilen ‘’İslam’’ ülkelerinde yaşayan kadınların daha birçok özgürlüklerinin engellendiğini biliyordum. Ama hiç bu kadar yürekten hissetmemiştim.
Hissetmemiştim. Çünkü İslam Ülkesinde bir kadın olarak doğduğum halde, çocukluğumu, gençliğimi ve yaşlılığımı özgürce yaşamama izin verilmişti. Bu özgürlükleri elde etmek için hiç mücadele etmemiştim. Hepsi bana ‘’altın tabakta’’ sunulmuştu.
Okudum. Meslek sahibi oldum. Kendi paramı kendim kazandım. Ne bir erkeğe yaslanma ihtiyacı duydum, ne de onun bilmem kaçıncı imam nikâhlı karısı oldum. Ayaklarımın üzerinde dimdik durdum.
Seçimlerimi hep kendi irademle yaptım. Canım istediğinde bindim otobüse, uçağa, kendi başıma Yurtiçi ve Yurt dışı yolculuklar yaptım. Deniz kenarlarına tatile gittim. Mayo giydim. Denizin ılık sularına bedenimi, güzel yaz akşamı esintilerine saçlarımı bıraktım. Doğanın ne kadar güzel olduğunu ve benim de bu güzelliklerden bir kadın olarak en az erkekler kadar yararlanmaya hakkım olduğu bana öğretilmişti.
Oy kullandım. Adli Davalarda tek bir kadın olarak ‘’Şahitliğim’’ kabul edildi. Hakkımı aradım. Verilmediği takdirde ‘’demokratik yollardan’’ mücadele ettim. Evliliğimin bir erkeğin ağzından çıkacak üç kere ‘’boş ol’’ kelimesinde değil de, hukukun güvencesinde olduğunu biliyordum. İnançlarımı dilediğim gibi yaşadım. Kimsenin ırkını mezhebini sorgulamadım. Şimdi ağızlara sakız olan;
‘’Yaratılanı severim, Yaratandan ötürü’’ deyişini içimde hissederek yaşadım. Okullarda bana, doğaya saygılı, hayvanlara sevgili olmam öğretildi.
İslam Ülkesinde doğdum.
Kadın Oldum.
Anne oldum.
Birey oldum.
Özgür oldum.
Çocuklarımı özgür bireyler olarak yetiştirdim.
Yetmiş dört yaşındayım. Bundan sonra da, Mücadele etmeden ‘’altın tepsi’’ de sunulan bu özgürlükleri doya doya yaşayacağım. Ve özgürlüklerimden beni mahrum etmek isteyenlerle de sonuna kadar mücadele etmekten çekinmeyeceğim.
LÂİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURARAK BİZLERİ, ÖZELLİKLE KADINLARI ÖZGÜRLEŞTİREN VE BİREYLEŞTİREN, DEVRİMLERLE GÜÇLENDİREN BÜYÜK ATATÜRK; SANA MİNNATTARIZ. YÜCE RUHUN ŞADOLSUN. BİZE HAKLARINI HELAL ET.
ATATÜRK GİBİ AYDINLIK ’’CUMHURİYET BAYRAMIMIZ’’ HEPİNİZE KUTLU OLSUN.
AYTEN TEKİN
YORUMLAR
Ayten Tekin
meselenin islamla ilgisi kapitalist bağımlılıkla ilgisinden daha mı az,sanmıyorum.ki kırklar elliler altmışlar yetmişler seksenler doksanlar ikibinler cumhuriyetin tercihlerini şöyle bi o devrin gazete başlıklarından olsun takip ederseniz paradikmanın nerelerde iflas ettiğini görürsünüz.
ama bugünkü ikdidarın yaptıkları zaten delice ona karşı mücadele etmeli elbet,benim demem kaş yaparken göz çıkarmadan
gerçekten özgür bir ülkede değil gerçekten özgür bir dünyada yaşamak dileğiyle