- 739 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yamyamlık ve Hayatta Kalmak
Yamyamlık iç yamyamlık ve dış yamyamlık olarak ana hatlarıyla 2 kategoriye ayrılmaktadır. İç yamyamlık aile fertleri yada kabile üyelerinin ölenin yağlarını,kaslarını yerine göre kemiklerinin beraberce yenerek onun anılarının yaşatılması ve gücünün kendi aralarından ayrılmamasını sağlamak ve içlerinde yaşatma isteği.Dış yamyamlık da ise kendi topluluğundaki kişileri avlanacak,yenecek besin olarak görmek ve yine ondaki yaşam güçlerinin kendilerine geçmesini sağlama ve yedikleri kişileri aşağılama(siz bizim için sadece yenecek bir gıda kadar değeriniz var)
şeklinde bir güç gösterisi bu durumlar ağırlıklı ilkel toplumlarda görüldüğü söylense de 17 Yüzyıl Avrupa’sında
da görüldüğü kaynaklarda geçmektedir,baltayla başı koparılan sağlıklı mahkumların
kanının halk tarafından kaselerle alındığı ve iyileştirici etkisi olduğu , sara hastalarına da tabibler tarafından kullanıldığı ve ceset tıbbının yaygın olarak kullanıldığıdır,Tai Bao Kapsülleri ve Kralın
damlalarıdır , damıtılmış beyin.Tai Bao kapsülerinde insan dokuları ve cenin parçaları olduğu ve astım tedavisine çok etkili olduğu ve cildi yenilediği ve gençleştirdiği,Kralın damlalarını bizzat İngiltere Kralı II Charles kullandığı içinde ezilmiş kafatası kemiği bulunduğu ve kralın bunun patenttini üreticisinden aldığı ve kendi imal edip sattığı,damıtılmış beyinde de insan beyini ezilerek lavanta ve zambak ve tatlı şarapla birleştirerek sara rahatsızlığında kullanıldığı ,20 yüzyılda ise Çin -Japon Savaşında açlıktan insanlar yamyamlık yapmıştır bir kadın kızına son nefesinde şöyle demiştir’’kızım ben ölüyorum bir deri bir kemiğim yenecek sadece kalbim ve ciğerim kaldı iç rahatlığıyla ye’’Leningrad ve Stalingrad mücadeleri sırasında da böyle olaylar yaşanmıştır,1972 Uruguay Hava yollarına ait bir uçağın düşmesi ardından uzun süreli açlık çeken yolcular hayatta kalmak için arkadaşlarının cesetlerini yediler bu elimizdeki bilgiler insanın doğasında hayatta kalmak ve ömrünü uzatmak yada korunmak için ve diğer insanların gücünü eline geçirmek için her yola başvurduğunu gösteriyor,insan doğası karanlıktır ve bu karanlığın nasıl ortaya çıkacağı belli değildir,kendi hayat bütünlüğünü korumak için en sevdiği varlığı bile yok edebilir,insan yaptığı eylemlerin temelinde hayatını idame ettirme üzerine kuruludur mesala şöyle düşünelim bir anne ve baba oğlunu çok sevmektedir,herkes gibi her şeyini feda eder ama çocuk annesini bilinçli ve farkında olarak öldürme eyleminde bulunduğunda o sevgi yok olur ve uçar direk savunma mekanizması işler oğulları tarafından dövülen,fiziki ve manevi işkence gören malları gasp edilen ebeveynler oğullarının ölmesi için
dua etmektedir demek ki ölüm kalım gibi hayati durumlar gerçek kişiliğin ortaya çıkmasına ve
saf ,mutlak idraki kavrayışı gün yüzüne çıkarmaktadır,öle ise insan aslında şevkatli bir anne yada baba yada oğul içinde insanın en eski ilkelliği ve onun Darvinist mücadelede evrim halkasının en yükseğine çıkmasını sağlayan ölümcül bencilliğini taşımaktadır,bu davranış hayatta kalmak için bütün sınırları aşma bütün kavramları çiğneme olarak karşımızda bu durumu aslında ilahi kitaplar keşfetmiştir,mesala islam teolojisinde hayatta kalmak için din değiştirmiş gibi görünebileceği ,çok aç kalması durumda ölmeyecek kadar,yaşayacak kadar insan etinin yenebileceği fetvalara yol açmıştır,insanın yaşama arzusu çok kuvvetlidir,her şeyi göze alır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.