KALP KARASI..
" Nedir yüreğimizde ki siyah nokta, gizli niyet süveyda..? "
Metin Altıok..
Trafik kazasında sevgilisini kaybetmiş birinin tv muhabiriyle konuşmasını seyrediyordum..
Öylesine doğal öylesine sıradan birşeymiş gibi anlatıyordu ki, sevgilisinin ölümünü... Sanki üzerinden büyük bir Yük kalkmış, rahatlamış gibiydi...
Gözlerinde ki o donuk pırıltıdan ölen sevgilisini çoktan unuttuğu, asıl önemli olanın kendisi, kendi varlığı olduğu anlaşılıyordu...
O ayaktaydı.. O yaşıyordu, iyiydi.. Sevgilisi için, sanki onu hiç tanımıyormuş gibi bir ifadeyle " o artık içimde yaşayacak " diyordu.. Sonsuza kadar içimde yaşayacak..!!
Kamera üzeri beyaz bir çarşafla örtülü ölüyü, yakın plan göstermeye başlayınca, bütün benliğimi derin bir sızı kapladı..
Beyaz çarşafın altında hareketsiz yatan o insana, sımsıkı sarılmak istedim.. Sanki bendim orda yatan..!
Anlatacakları eksik kalmış, yaraları öyle Açıkta kala kalmıştı.. Artık onun öyküsünü başkaları anlatacaktı.. Onun anlatılan, hakkında söylenen hiçbir şeye müdahale Hakkı yoktu..
Sonsuza dek susturulmuştu.. Ölümden bile daha acı bir gerçekti bu.. Ölümden bile daha adaletsiz...!
Oysa gerçek buydu.. Aslında bizi hiç tanımayan ama tanıdıklarını söyleyenlerin, insafına kalmaktı, öykümüzün kalan kısmı..
Peki ölmeden önce kendi öyküsünü tamamlaya bilirmiydi, anlatabilirmiydi insan..?
İnsan birini severken kim olduğunu anlayabilirmiydi..?
Şu tv ye çıkmış acılı olmaya çalışan genç adam gibi yada üzerinde beyaz çarşaf, altında cansız yatan, belkide can vermeden önce sevdiğine gülümseyen o genç kadın gibi..! Anlayabilirmiydi...?
Sanmıyorum...!
İnsan kendisiyle ilgili bütün doğruları kaybeder birini alınca yüreğine..
Bir başka akışa, damarında kapkara olan bir kana teslim eder kendini.. Çünkü dört Sıvı vardır, insan vücudunda.. Bunlardan biri sevdadır...
Sevda dedikleri kara, küçük bir kan pıhtısıdır.. Gelir kalbin en içteki en gizli yerine saplanır kalır... Ve ondan sonra bütün vücuda yayılır.. İşte o andan itibaren kan simsiyah akmaya başlar..
Buna " süveyda " denir.. İçinizde damarlarınızda bu kan aktığı sürece artık bir daha iflah olmazsınız.. Kendinizden koparsınız, bildiğiniz bütün zamanlardan, gerçekliğinizden, beklentilerinizden...
Beklentilerinizi, umutlarınızı , ihtiyaçlarınızı,kendinizi silersiniz.. Bütün Zaman’ların dışına çıkarsınız.. Bir mecnun tarifi gibi...!
Belkide şu okuduklarınız sevmenin deli bir tasviridir.. Belkide sevmek delirmenin ucuna gelmektir...
Hal böyleyken , sevmek bu derece derinlik verirken kişiye, ölmüş bir Sevda’nın ardından.. Kalkıpta " o kalbimde yaşayacak, onu hiç unutmayacağım " sözü komik kalıyor belkide...
Aşk basite indirgense de yaşadığımız şu zamanda, çıkarcı sevmelerde avutsakta kendimizi...
Aşk ve Sevmek diye birşey var yani.. Hemde yukarıda tanımını yaptığım şekilde insanı saran, kuşatan bir halde var..
Ha yazıyor olmam, yaşıyor olmam anlamına gelmiyor mutlaka, ben yaşayanların yalancısıyım...!
26/10/2014
YORUMLAR
Borç bir dünyanın, alacaklı aşklarına feda edilen duygular, bedenimi esirleştiren her düş, ruhumu özgürleştiren her hayalimin ardına saklanıyor. Aşk ,savaş meydanında, beyaz bir at üstünde savaşıyor. Halbuki sen ve ben; birer savaş esiri, tel örgülerin sınırında ,bir tarafta sen, bir tarafta ben.
" Tarifsiz bir melankoliyi sürekli içimde taşıyorum. Öyle bir duygu ki, kelimelerle açıklanamaz. Korkuyla karışık, ne olduğunu ancak şeytan bilebilir..."
Saygılar, Sevgiler
Aşk basite indirgense de yaşadığımız şu zamanda, çıkarcı sevmelerde avutsakta kendimizi...
Aşk ve Sevmek diye birşey var yani..
Dilerim aşk aşk gibi kalsın, yaşamasını bilmeyenlere aşk olsun...
Kaleminiz daim olsun..
degaje8
değerli kalem...ben de bir film sahnesini betimleyeyim...hala hafızamda ve gözümün önüne geldikçe gözlerim yaşarıyor,boyut değiştiriyorum o anda...
trafik kazası...kadın yerde ve son nefesini verirken,adam öyle bir ruhla sesleniyor ki sevdasına:-bizimle kal ne olur,bizimle kal...bizimle kal...bizimle kal...zaten filmin finaline gelmiştik ki...önceki sahneler muhteşem...yürekten bir performans...göz kapaklarını kendi elleriyle kapatışı...bakışı...gözyaşları ve ruh hali seyirciye geçmişti o an...işte dedim,sevda bu...bir anne gibi...baba gibi...kardeşten de öte...tüm ruhuyla sahiplenmek sevdiğine...sevdiğinin herşeyine saygı..ölüsüne-dirisine...karakterine...hobilerine...fobilerine...zevklerine ve herşeyine saygı ve yardımcı...sevdiğine dair herşeyi ezberlemek ve o yemek yerken bile aynı tadı alma...
maalesef ki değerli kalem,maddeperest olduk...Öyle der Bediüzzaman adlı bilge "herşeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir...göz ise,maneviyatta kördür.."materyalist ve kapitalist dayatmalara esir olduk...şimdilerde ise,ana,baba,kardeş,akraba,dost,sevgili artık farklı anlamlara büründü...varsa da yoksa da günü kurtarmak..tensel zevklerde sabahlamak..üç kuruşa adam satmak...ihanetler...adam satmalar...üç günlük aşklar(nasıl aşksa)..iç güzellikleri de neymiş canım,demek ve binlerce erozyona uğramış insana,yaşama dair değerlerin içinde debeleniyoruz hep beraber...
betimlediğiniz olayı iyi süzmüşsünüz...tebrik ederim...malum ki,her olaya,herkesin bakış açısı farklı...siz,tüh senin kalıbına ve sevgine,derken,diğerine sıradan bir olay gibi gelir bu durum...herkesin kalitesi,imanı,insanlığı,birikimi,karakteri işte böyle zamanlarda ortaya çıkar...bankada maaş kuyruğunda vefat eden amcanın üzerine gazete kağıdı örtüp,savcı beklerken ceset,diğerleri ortada ceset yokmuş gibi,kuyrukta kahkara kihkiri yapıyorlardı geçenlerde haberlerde...ha,bir de,boğulan adamı sahile yatırmışlar ve üzerine havlu atmışlar,güneşlemeye devam,cesedi pas geçerek...
Anladım ki,güzel insanlar hala atlarına binip gitmemişler...iyi ki var sizin gibi insanlığını ve duyarlılığını yitirmemiş insanlar...ayakta alkışladım hassasiyetinizi ve sevdaya yaklaşımınızı...
tebriklerimle...saygılarımla...devam...devam...devam...
degaje8
Alıntı seçiminiz ayrı güzel. Metin ALTIOK ve Madımak'da ölenlere üzülmemizde bile tam olarak anlamına varamamak var belki de. Timsah göz yaşları misali. Temelli de insanlıktan düşmemek. Ne ki bunun demirbaştan düşmemekle aynılaşması dehşetengiz bir durum doğuruyor. Duyarlı yüreğe teşekkürler.