- 467 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SİNEK
Yatağıma uzanmış sigaramı yudumlarken, çevreye saldığım zehirli hoş kokudan sarhoş olmuş bir sinek dumanların içinden beni seyrediyordu. Tıpkı avını izleyen bir aslan ya da suyun içine pusmuş bir timsah gibi saklanmıştı dumanların içine. Bende onu izlemeye başladım. İzlendiğini farketmiş olacak ki benden uzaklaştı. Kitaplarımı kurcaladı, televizyonu açmaya yeltendi. Benimle ilgilenmiyormuş gibi yapmaya çalışıyordu ama benim gözlerimdeki "sana inanmıyorum lanet" bakışını görmüştü kapı koluna meyil etti. Açmak için uğraştı ama beceremedi!
Dün gece benimle türlü türlü fantaziler denedi; boynumdan öpüp kaçıyor, kulağımı emiyor ve dudaklarıma dudaklarını değdiriyordu. Beni uyurken taciz eden ve elinden gelse tecavüz edecek bu zavallıya dikkatlice bakıyordum. Onun gözlerinde beni sahiplenmişlik vardı ama ben bu kadar kolay bırakamazdım kendimi kimseye: ona olan güvenimi dün gece sarsmıştı. Peki bugün nasıl güvenebilirdim ona? Sigara dumanın verdiği sarhoşluktan olacak ki havada saçma uçuşlar yapıyordu. En sevdiğim kitabıma kondu "Suç ve Ceza" beni kirleten sineğin onu da kirletmesine izin veremezdim. VURDUM! bir kez daha vurdum yarısı elime yarısı kitaba yapışmıştı ırz düşmanı serseri sineğin cesedi. Ölmeden önce son bir kez daha kirletti beni ve bozdu bekaretini Dostoyevski’nin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.