- 1114 Okunma
- 13 Yorum
- 1 Beğeni
UYUŞTURUCU DOSYASI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Madde bağımlılığı, yaşla ters orantılı bir grafik çizen büyük bir sorun ve tehdit. Özellikle son yıllarda küresel boyutta yukarı doğru bir seyir izlemekte uyuşturucu denen tehlike.
İlk deneme sonucu esir alıp bağımlılık zincirine yeni halkalar eklenmekte üstelik her geçen gün artan korkutucu bir artış eşliğinde.
İtirafı zor olsa da şiddet de eş güdümlü bir seyir izlemekte ve ne yazık ki uyuşturucu ve şiddet arasında ciddi bir paralellik mevcut.
Dünya coğrafyasına baktığımızda görünen ve tespit edilen şu ki; işin bir ucu Taliban’a kadar uzamakta öyle ki uyuşturucu müptelaları bir şekilde intihar bombacısına çevriliyor. Asayiş açısından konuya eğilirsek; suç işleyen gençlerin çoğu madde bağımlısı.
Yüzde 2,7 oranında bir kitle illegal bir şekilde deneme gafletinde bulunup uyuşturucu ile tanışmakta.
Kimyasal yapıları birbirinden farklı olan uyuşturucu başlığı adı altında geçen maddeler, kullanıldıklarında merkezi sinir siteminin farklı bölümlerini etkileyip değişik belirtilere yol açmakta. Meydana gelen tahribat sonucu akıl ve irade işleyemez hale gelip kişide denge yitimi oluşup normal yaşam ve davranışlardan uzaklaştırıyor.
Olayı Türkiye açısından ele alırsak; 2013’te, önceki yıla göre uyuşturucudan doğrudan ölüm yüzde 43, dolaylı olarak ölüm oranı ise yüzde 155 arttı. Uyuşturucu kaynaklı, kaza, cinayet, kalp krizi, kavga ve içine düşülen bunalım sonucu intihar gibi dolaylı ölümler 2008’te 137 iken 2013’te 416’ya çıktı
Yapılan geniş çaplı araştırmalar göstermekte ki; terör örgütleri büyük oranda uyuşturucudan destek alıyor. İşlenen cinayetlerden tutun mafya ve suç örgütlerinin işlevlerinde bir şekilde uyuşturucu destekli bir bağlantı var. Özellikle sentetik madde adı altında piyasaya sürülen ve ilk sırada yer alan bonzai gerek tedarik edilmesi gerekse maliyetinin düşük olması açısından zehir tacirlerinin işini kolaylaştırmakta. Yüzde üç yüz gibi bariz bir oranda kendini gösteren artış işin boyutunu gözler önüne sermekte.
Her ne kadar en çok rağbet gören madde esrar olup kullanımında bariz bir artış olmasa da uyuşturucuya başlama yaşı türü ne olursa olsun ne yazık ki on yaşa kadar indi. Sentetik bir madde olan bonzai bunda büyük etken. Eroin kullananların sayısı sabit kalsa da liselerde gözlenen tablo içler acısı. Her on öğrenciden birinin bir şekilde uyuşturucu madde ile tanıştığı sonucu ise fazlasıyla düşündürücü.
Bağımlıda gözlemlenen bulgular göz önüne alındığında olayın ciddi boyutu da ürkütücü. Düşünce akışındaki bozulmalardan tutun ortaya çıkan psikoz tablosu tam anlamıyla bir vahamet.
Nüfusu göz önünde bulundurursak genç bir nüfus potansiyel olarak tehdit altında. Yeterli olmayan eğitim seviyesi olsun edilgen bir tutumda yetişen gençler olsun her açıdan tehlikeye maruz kalabilmekte.
Ergenlik döneminde üstesinden gelemedikleri problemlerde bocalama yaşayan gençler sorunlarının çözümünü uyuşturucularda aramakta. Gerek arkadaş grupları ile olan etkileşimleri gerek yasaklara karşı gelme isteği, sorumluluktan kaçma ve güvensizlik gibi duygu ve sıkıntılardan kurtulma ise uyuşturucuya başlamalarındaki temel etkenler.
Türkiye’ye göz atarsak milli eğitim bakanlığı, bu gidişata dur demek için düğmeye bastı. Acil Eylem Planı adı altındaki proje kapsamında pek çok kurum ortak çalışmaya başladı.
Geniş bir perspektiften bakarsak göreceğimiz şu ki; madde bağımlılığından mustarip olan ülkeler Türkiye ile de sınırlı değil. Ve dünya genelinde önlem almak adına sayısız ülke bir şekilde konuya el atmış bulunmakta.
Medikal tedavinin yanı sıra manevi destek adı altında çalışmalar da yürütülürken konu ile ilgili olarak camiler ve imamlar da koordineli bir çalışma yürütmekte. Açılım getirmek gerekirse; din, manevi değerler çalışmaya dahil edilip yürütülen rehabilitasyon ile eş güdümlü bir mecrada çalışmalar desteklenmekte.
Uluslar arası bir zehir kapanı tehdit ederken dünyayı adımlanan yol kısa ve daha da alınacak çok yol var. Önlemler her geçen gün daha da artmakta.
Uzmanların vurguladıkları nokta dikkatten kaçmamalı zira uyuşturucudan uzak durmanın ilk adımı çocuğun ailesi ile kurduğu içten ve sağlam iletişim. Ailelere düşen görev itibariyle uyuşturucu belasından kurtulmak daha doğrusu hiç tanışmamak mümkün. Ebeveynlerin tutumu, sevgi odaklı yaklaşımları bu tehlikenin bertaraf edilmesindeki ilk kıstas.
Konu gerek bireysel gerek toplumsal boyutu ile irdelendiğinde görünen o ki; uyuşturucu kullanım ve madde bağımlılığı aslında bir halk sağlığı sorunu. Koruyucu önlemlerin alınıp, mevcut önlemlerin arttırılması ise bu bağımlılığın panzehiri.
Ayrıca jandarma, narkotik polisi, sahil güvenlik ve gümrük teşkilatının iş birliği ile piyasaya arzın önlenmesi yapılan çalışmalarda önem arz etmekte. Gençleri eğitip bu maddeyi almamalarını sağlamak ise en temel noktaların başında yer alıyor. Destek veren kampanyalar, süreklilik arz eden bir karşıtlık politikası ile uygulanacak politikaların eş güdümlü birlikteliği ise oldukça önemli.
YORUMLAR
birileri birilerinin sırtından, acısından, kanından para kazanacak maalesef...
uyuşturucu sektörü, silah sektörü, fuhuş sektörü...insanların beyninde boza pişirme sektörü.
Gülüm Çamlısoy
Çok çok üzücü. Ama yola devam, mücadeleye devam ve ümitvar olmalıyız. Mecburuz ve asla da göz açtırmamak adına bilinçlenmeli ve üstümüze düşen yapmalıyız.
Teşekkür ederim varlığınızı ve yorumunuzu esirgemediğiniz için.
Saygılar, sevgiler...
Gülüm Çamlısoy
Çok çok teşekkür ederim.
Duyarlı yüreğiniz dert görmesin.
En içten sevgim ve sonsuz selamlarımla...
<3
Önemli bir konu.
Türlü sıkıntıların yanında,
gençliği zehirleyen bu realite,
önemli bir madde olarak kendini gösteriyor.
Her bir fert,
bu konuda azami dikkatli olmalı,
üzerine düşen görevi yerine getirmeli,
geleceğimizi kurtarmak için çaba sarf etmeli.
Galiba,
bu önemli mesele konusunda fazla hassas değiliz.
Başa gelmeden,
çocuklarımıza azami dikkat göstermeli,
yol gösterici olmalıyız.
Güzel bir çalışma.
Gülüm Çamlısoy
Konuya getirdiğiniz önem ve ehemmiyet sevindirci.
Bireysel gayretler işin temelindeki ana etken.
Farkındalık düzeyimiz ne yazık ki çok düşük bir seviyede bu yüzden kendimizden bile uzaklaşıyoruz.
İlk etapta yetişkin olarak gözümüzü ve gönül gözümüzü açık tutup davranışlarımıza yön vermeliyiz.
Çocuk sahibi olup, onu sokaklara salmak maharet değil.
Sevgi ise kuru bir sözcük değil ya da her türlü ihtiyacını karşılayıp sözüm ona ''daha ne istiyorsun,her şeye sahipsin'' deyip ilgiyi esirgemek de değil.
Önce masum gözüken bir bardak bira gibi bir alışkanlık geliştiriliyor ve ardı arkası kesilmeden alkol batağına düşüyor. Uyuşturucu kullanımı da aynen böyle:''Bir kez denesem'' demeye kalmadan yitip gidiyorlar.
Problemin varlığını kabullenmek zaten çözümün yarısı.
Sonsuz teşekkürler eşlik ettiğiniz için.
Selamlar, saygılar...
çok güzel bir çalışmaya imza atmışsınız ,tebrik ederim
dediğiniz gibi günümüzün en önemli sorunu.
sorun eğitim kaynaklı diyemem çünkü bu olay okullara çoktan girdi
asıl sorun sanırım ailelerin çocukları üzerindeki beklentileri, gerek okuyan gerekse
çalışan gençlik üzerinde ailelerin kurmuş olduğu geleceğe yönelik kaygı baskısı genç neslin
güven kaybına sebep oluyor.
ilk başlama noktası olan bir seferden bir şey olmaz kendini manyak iyi hissediceksin teklifine evet
diyen gencin bunu almasındaki tek sebep kendine olan güvenin yetersizliği ve ailesinin beklentilerini
karşıyalamama korkusu. esas incelenmesi gereken ve üzerinde durulması gereken ve bilinçlenmesi gereken
gençler değil ailelerdir.
dikkat ederseni uyuşturu kullanan gençliğin ailelerinin ekonomik güçleri hiç fark etmiyor,kimi esrar yada eroin kimi ise bonzai denilen ve çok ucuza satılan uyuşturucuyu alıyor ailelelerin tek söylediği hiç bir eksiği yoktu neden oldu anlamıyoruz . işte sorun tam olarak bu çocuk üzerinde ailenin beklentisi ne olursa olsun
gerçek sebep tir. M.e. bakanlığı ya da camilerde verilecek yardım sorunun merkezine inmekte yetersiz kalır
biz aile büyükleri sorunun kaynağı olduğumuzu kabul etmediğimiz sürece bu sorun büyümeye devam edicektir . yazınızdan dolayı sizi tekrar tekrar kutlarım
Gülüm Çamlısoy
Aile denen mefhum ve ailede verilen eğitim ve terbiye temelde yatan temel unsur.
Vurguladığınız üzere, ailenin ekonomik gücü asla bir etken değil çocuğun yaşadıklarında.
Evet, an itibariyle öğretmen olarak çalışmasam da gerek bir eğitimci olarak gerekse bir öğretmen kızı olarak, hep diyorum: EĞİTİM, GÜÇLÜ İLETİŞİM VE SEVGİ. Birbirini sevmekten aciz ve duyarsız insanlar olduk. Bu durumda dünyaya gelen masum bir yavruyu nasıl sevip kollayacağız. Okullara zaten ulaşmış uyuşturucu halkası. Öncesinde ve bir ömür boyu aile içi iletişim çocuğu, genci kötülüklerden uzak tutacak ana etmen.
Ne ileri boyutlu bir baskı ne de çocuğu başı boş bırakmak. Tatlı sert ve pedagojik bir yaklaşım sergilemek.
Çok çok teşekkür ederim sayın şairim. Getirdiğiniz yorum itibariyle ben de sizi kutlarım. Bilinçli insanlar olduğumuz sürece çözülmeyecek hiç bir sorun yok. Yeter ki egolarımızdan arınalım ve daha ılımlı insanlar olalım.
Gerçek anlamda fazlasıyla endişe duyuyorum gençlerden yana.
Saygılarımla...
çok fazla uyumaktan tüm bu çektiklerimiz... dikkat diye seslenip bizleri uyaran sözleriniz sayfada çok çok okunur diliyorum...
Tebrikler...
Gülüm Çamlısoy
Evet, her birimiz derin bir uykuya dalmış gereksiz şeylerle iştigal ediyoruz. Olan çocuklarımıza oluyor.
Çok çok sağ olun duyarlı yaklaşımınız için. Ziyaretiniz için ayrıca teşekkür ederim, efendim.
Sevgiyle kalın.
Selamlar, saygılar...
Gülüm Çamlısoy
Çok çok teşekkür ederim değerli katılımınız itibariyle.
Konunun boyutu oldukça endişelendirici. Bu yüzden paylaşma ihtiyacı hissettim. Sizler gibi duyarlı dostların konuya yaklaşımı çok mutlu etti.
Eksik olmayın.
sevgiler, saygılar...
Yazı önemli bir konuya dikkat çekmiş kutlarım ben bu uyuşturucu ticaretinin yapanlarının baronlarının ve torbacılarının bilinmediğine inanmıyorum,
bence hepsi biliniyor aynen CİA 'nı nasıl yaptığı yasadışı operasyonları finanse ettiği yada başka ülkede kullandığı
resmi olmayan istihbarat elamanlarını masraflarını karşıladığı gibi bu aralarda artan ve şiddetlenen uyuşturucu satışının resmi gizli bir el siz anladınız istihbarati örgütlerin yaptığını tahmin ediyorum.
Tırlar bir yerlere yardım götürüyordu,savcının durdurduğu ve üzerinde gizlilik kararı olan tırlar finansman
düşünmek gerek ve diğer yasadışı operasyonlar.
Gülüm Çamlısoy
Farklı boyutları bir bir irdelenmeli. Ve tüm aksaklıklara rağmen bizler yetişkinler olarak evlatlarımızı uzak tutabiliriz bu zehirden.
Uyuşturucuya yaklaştıran başka alışkanlıklar da göz ardı edilmemeli.
Masum addedilebilir alkolün varlığı kimi tarafından. Bir bardak ve bir bardak daha derken alkolün olumsuz yansıması da madde bağımlılığı kadar olmasa da basamak basamak yakın tutmakta sonun başlangıcına. Fazlasıyla örnek gözlemleyebiliriz eğer dikkatlice etrafımıza bakarsak. Çok uzağımıza da değil üstelik.
Çok teşekkür ederim aydınlık tutan ve eşlik eden yorumuz itibariyle.
Saygılarımla...
İğrenç bir suskunluk ve büyük bir çığlık...Asla bir affı olmamasi gereken bir konu...Bir insandan bir çok insana bulaşabilen en güncel ebula hastalığından bile tehlikeli bir durum.Gereksiz bir ihtiyacı gerekli kılan bağımlılık insanın düştüğü rezilligi çoğu kez ölümle sonlandırıyor.
Ortalık bunları saran ve tüketenkerle dolu lakin kimin canı yanıyorsa işte o zanan feryat kopuyor. Bence daha fazla geç kalınmadan etkin önlemler alınmalı. Aksi halde genç nesil belirsiz bir düşmanın esiri olacak ve bir gelecek olmadan hayatlar mahvolacak...
Duyarlı konu için çok teşekkürler
Saygılar, Sevgiler
Gülüm Çamlısoy
Egosantrik bir bekleyiş sonun varlığını yadısyıp ve emsalsiz bir dünya sadece bize dair olduğuna dair geliştirdiğimiz bir inanç.
Teknolojinin ve maddiyatın gölgelediği silik ruhlarız ve kayıp gidiyor genç nesil.
O kadar çok örnek var ki bizzat tanık olduğum/uz ve dahil olduğumuz. Eksik çok şey var biz çokluk ile imtihan ederken nefsimizi. Hisleri uyuşturulmuş yetişkinler.
Anne ve baba olmak demek değil ki sadece bir çocuk dünyaya getireceksin. Bu işin sadece fizyolojik boyutu ve doğanın bir kanunu. Bilinçsiz ve sevgisiz yetiştirilen bir nesil. Çok çok yazık.
Değerli dostum, getirdiğin yorumla bir kez daha dağladın kalbimi/zi.
Çok teşekkür ederim hem de çok.
Sevgiler, saygılar.
En iyi dileklerimle...
güncel yaşamda meydana gelen olumsuz gelişmeler anlamlı bşr yazı ile dile gelmiş.
Bu mesele biz vatandaşlardan çok Ülkeyi yönetenlerin sorunu.
On üç yıldır İktidarda olan bir hükümet döneminde böylesi alışkanlıklar kat be kat artmış, fuhuş kadın cinayetleri vs aldı başını gidiyor.
Her sokağa bir İmam hatip okulu açılsa bu durumla baş edilemez.Adam gibi bir Eğitim sistemi yok Yaz boz tahtası bir sistem. yeni Türkiyemizin halleri bu işte.
Vatandaşın durumunu düşünen yok.Kömürle yardımla insanlar mutlu olamaz.
Genç nüfusa iş lazım, istihdam lazım, Umut lazım.
Umutsuz ve geleceğinden endişel
i toplumları sonu bu oluyor.
Kimse kimseyi kandırmasın. ülkemizin geleceği hiçte iyi değil.Vatandaş dizilerle uyutuluyor.
Tv önünde zaman öldürüyor. Düşünme ve sorgulama tolumda bitmiş. gelişmişl ülkelerin toplum yapısı ,devlet yapısı, kurumların çalışmaları incelendiğinde çoktan sınıfta kalmış, kabile toplumularından daha kötü durumdayız.
Yazınız için tebrik ederim
Gülüm Çamlısoy
Yorumunuz itibariyle teşekkür ederim.
Masum ve deneyimsiz yavrularımız uyuşturucu denen illet yüzünden gerek bağımlı olup hayattan ve sağlıklarından soyutlanıyor ve neticede hayatlarından oluyor. Konu itibariyle biz yetişkinlere büyük sorumluluk düştüğü kanaatindeyim. Daha ilgili ve daha duyarlı olmalıyız. Bireysel çabalar önem arz etmekte. Şu bir gerçek ki, fazlasıyla ilgiye ve sevgiye ihtiyaçları var. Bir kaçış olarak gördükleri madde bağımlılığı aslında sonun başlangıcı.
Saygılar, hürmetler efendim...
Çelişkiler içinde bir yaşam sürüyoruz.
Bir yandan Bonzai ile mücadele kampanyaları Milli eğitim, diyanet, imamlar eliyle yürütülüyor ama gariban çocukların kimisi surların kovuklarında kalıyor, kimisi de açıkta yatıyor. Dertlerini bastırmak için tiner ve bali bağımlısı olmuşlar, nalburlara çocuklara tiner satmama talimatından başka önlem yok.
Son zamanlarda birçok TV kanalı bitkisel tedavi ürünleri pazarlar oldu. Çoğunun ortak sloganı sattıkları ürünün tamamen bitkisel olduğu ve yan etkilerinin olmadığı yönünde. Bu ise vatandaşta bitkisel ise korkma, zararı olmaz kanısını uyandırıyor. Oysa ki eczacılıkta kullanılan birçok ilaç ta sonuçta bitkisel kaynaklıdır... Zakkum da bir bitkidir. Dahası, esrar (hint kenevirinden), morfin ve saflaştırılmış ürünü eroin afyondan elde edilmektedir. LSD ise bir çeşit mantar olan çavdar mahmuzundan elde edilmektedir. Yani hepsi bitkisel. Tepe tepe kullanalım mı?
Artık günümüzde TV kanalları işi tamamen ticarete dökmüş durumda. Hiç birisi eğitici program yayınlamıyor. RTÜK ise bu kanalları mevcut iktidarın aleyhinde program yapıp yapmadıklarını denetlemekle görevli...
Bu kanalların boş şeylerle milletin kafasını dolduracak yerde günün belli saatinde eğitici programlar da yapmaları yasalarla zorunlu hale getirilse belki bonzai gibi zararlılar konusunda çocuklarımız daha iyi aydınlanır ve tedbirli olur.
Gülüm Çamlısoy
Ne yazık ki yanlış sergilenen çok tutum var. Değindiğiniz üzere, ilaç tanıtımlarından tutun bitkisel başlığı adı altında pek çok maddenin teşhiri ve tanıtımı yapılıyor.
Uyuşturucu gerçek manada hayata ket vuran ve ölümle nihayetlenen büyük bir sorun. Öncesinde alkol bağımlılığını da göz önüne alırsak olan çocuklarımıza ve gençlere oluyor. Anne babalara düşen sorumluluk fazlasıyla önemli. Eğitime verilmesi gereken önem ve bilinçli bir toplum her şeyin merkezinde.
Evet, boş şeylerle meşgul zihniyetler. Gereksiz ne varsa herkesin ilgi alanında.
Çok önemli noktalara değinmişsiniz ve ele aldığım konuya büyük katkı sağlamışsınız. Çok çok teşekkür ederim hem ziyaretiniz hem de getirdiğiniz yorum itibariyle.
Sonsuz saygılarımla ve en içten sevgimle, Kadir Babam.
Var olunuz.
Gülüm Çamlısoy
Var olun.
Selam ve saygılarımla, efendim...