- 570 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Seçme Ayıklama
Seleksiyon dediğimiz mekanizmayı nasıl anlamalıyız? Bunu birim olaylara nasıl yaslamalıyız? Doğanın diyalektiği, nasıl bilinçlenirler. Bu yazıyı okuduğumuzda bunları anlayıp, bunların kıvılcımlaşmalarını oluşturmalıyız. Seçme ayıklama, bir bağ ve ilişki durumu özel bağıntısı olmanın girişme tipidirler.
Düz bir alan düşünelim. Bu alan, dört bir tarafa bakan ve bağıntıları olan bir sonsuzluk gibi davranır. Bu alan içinde bulunduğunuz yere göre diyelim size 500 metre uzaklıkta; doğu güney doğrultusunda 300 metre derinlikle, 50 km uzunlukta ,100 metre eninde keskin inişli bir kanyon olsun.
Zihninizde sonsuzluk gibi davranan alan, bir yönü ile sınırlanmış olur. Artık doğu-güney doğrultusu içindeki alanınız içine pek bir yabancı insan tehdidi giremez. Alan bir yanıyla ve kendilikten bir seçme ayıklama gerçekliğine uğramış durumdadır. Buna kimse karar vermemiştir. Kanyon kendi şartlarıyla oluşmuştur.
Alanınızın size göre 2 km kuzeyinde; bir ucu doğuya doğru kanyona dayanan, doğu-kuzey sınırlarında içinde aslanların, kaplanların cirit attığı balta girmemiş orman olsun. Bu ormanlık alan demek; kendi seçme ayıklamasını yapmak demektir. Yani sizin bölgeye, kuzeyden gelip, her elini kolunu sallayarak girenlerin, artık bölgenize serbestçe giriş yapamaması demek olur.
Bu kendilik kesikli sürekli kanyon ve ormanlık alanın konumu sizin alanınız için iki taraflı ve kendilikten seçme ayıklama işlerliği yapan mekanizma gibi çalışırlar. Seçme ayıklama yapan kanyon, orman gibi mekanizma çevrenin kendi kesikli sürekli parça olaylarıdırlar. Kanyon oluşurken, kanyonun bir yere seçme ayıklama yapma ya da yapmama gibi hiçbir amacı (bilinci) yoktur.
Şimdi bu kes de bulunduğunuz yerin 10 km batısında, kuzeyin balta girmemiş ormanlarıyla değinim yapan ve kuzeyden batı yönünüz boyunca Güney batıya doğru akan bir azgın ırmak olsun. Irmak ta kendi seçilim düzenlemesiyle sizin bölgeye bir seleksiyon yapacaktır. Artık üç yönünüzde gelebilecek tehditler, önceden yüzde yüz iken; şimdi bölgenize girebilecek tehdit yüzde onlara, yirmilere, otuzlara düşmüştür.
Bu çok büyük bir olaylaşma ve kendilik bir çevre izolasyonudur. Özel bağıntılı; kesikli sürekli durum olaylaşması demektir. Şimdi alan bölgenizin güney yönünde ve size 20 km uzaklıkta bir ucu batıda azgın nehre dayanan bir ucu doğuda kanyona dayanan ya da kanyonla arasında 10 metrelik dar bir kıstak yapacak şekilde çevreleyen büyük bir bataklık alan olsun.
Bölgeniz önceden sürekli bir alan gibi davranırken; bölgeniz çevreye karşı tamamen yüzde yüz açıklıkta iken; dört bir yandan izole edilerek içte kapalı devre bir özel bağıntılı alan olmuştur.
Önceki duruma göre bölgeniz şimdi yüzde otuz, yüzde yirmi, yüzde on aralığına dek daralmış olan kendilik bir seçme ayıklama mekanizmasının çalışması altındadır. Dünya alanları hep böyledir. Zaten bataklık alanın, kanyonun, nehrin, ormanlık alanın kendileri kendi içlerinde kendi başına bir seçme ayıklamalı özel bağıntılı alandırlar.
Doğu taraftan bölgenize gelen insanlar; asma köprü yapmadıktan ve kuş gibi uçup; örümcek gibi davranır olmadıkça kanyonu geçemezler. Bir yalıtma elbette her şeye karşı değil. Ama bir şeye ve birkaç şeye karşı bile yalıtımlı olması, ortamı umulmadık düzenli olay süreçlerine dönüştürür. Bu dönüşmeye rağmen doğudan gelecek domuzlar, aslanlar, insanlar vs. bu kanyonda geçemezler.
Ha keza ormanlık alan da, kuzeyden gelecek insanları ve kuzey çöl aslanlarını engeller. Kuzeyin kutup ayılarını engellerler. Birçok takipçinize bu ormanlık alan yer ve yön kaybettirir. Böylece tehdit olur pek çok şeyi; belki her kezin de değil de; binde bir, on binde bir, olasılıkla tehditleri kaçak, patlak, çatlak olaylar durumuna indirir. Sistem girişmesi bu biçimde seçme ayıklama yapacaktır. Ki bu sizin yalıtılmış bu bölge içinde, hayli yüksek oranla güvende olmanız demektir.
Deve kuşu, kivi kuşu gibi kuşu gibi uçamayan kuşlar hariç kuşlar bu seçme ayıklama alanının zorunlu belirmesidirler. Bu yalıtımı aşarlar. Ama bulunduğunuz alan dışındaki insanlar, kutup ayısı vs. patlak ve çatlak “rastlantıları” oluşla bu özel bağıntılı sistem içinde, ara sıra; hep var olacak firarilerdir.
Görülüyor ki sonsuzluk devinmesi gibi gelen bir alan, burada kanyon, orman, ırmak ve bataklık gibi olay kesikli sürekliliğiyle parçalı yapılara bölünmektedir. Yani süreklilik yoktur. Süreklilikler parçalanır. Süreklilik, kesikli sınırlı olaylarla vardırlar. Kesikli sınırlı olaylar da; süreklilik içinde vardırlar. Görülüyor ki seçme ayıklama olayları çevrenin kendi içinde kesikli sürekli olaylaşma sürecidirler.
Esasta birbiri ile hiç ilgili değiller. Ne kanyon ne bataklık sizin alanınızla alakalı değiller. Ama bir kez oluşup ortam girişmesi yapınca da birbirinden enerji alıp vermeye; birbiriyle düzenli ilişkiler kurmaya başlarlar. Bataklık yayılmaya, insan onu kurutmaya uğraşır. Orman genişlemeye insan onu geriletmeye uğraşır. Kanyon geçirmemeye direnir, insan üzerinde geçer veya dikliği tırmanır vs.
Kesikli sürekli, parça olay durumlar; kendi içinde özel bağıntılı, sınırlı sonludurlar. Bunların girişme ve kesişme bağıntıları bir irade, bir eğilim göstermeden değinim yaptığı bir alan bölgeye seçme ayıklama filtresi ya da seçme ayıklama kılıf zarı gibi işlevle, kendilik çevre bağıntısı durumlarını da oluşmaktalar.
***
Not: Bu örnek tamamen yazarın fikir ürünüdür. Ne fikir olarak, ne ilham olarak; hiçbir yerde alıp rastladığı bir paylaşım da değildir. Tıpkı diğer yazılarındaki, diğer çıkarımları gibi kendi ürünüdür.
23.10.2014
YORUMLAR
Anladığım kadar bilinç, bilinç altı ve etkileri ve kavramsal toniklerin zihinde elenme ve kabul süreci anlatılmış aslında birazda kolektif bilinçten oluşan seleksiyon ve eleme mekanizması da paylaşsanız iyi
olurdu,bir bütünsel diyalektik bir inceleme olurdu ve tümevarımcı yöntemle birleşir ve seçme ayıklamacı yöntemin gerçeğin tespitinde gerekli argümanları vermiş olurdu.Diyalektik tutkunuzu selamlıyorum.