Zamanla Geçecek Herşey
Hastane koridorundayım. Bilindik koridorlarla aynı fakat burası daha bir başka… Ayın ışığı yan duvarlara vuruyor, duvar soğuk, soğukluk sırtıma vurmaya başladı. İleride iki adam birbirleriyle dertleşiyor gözüküyorlar. Ben çömelmiş, sigaramı içerken… Ben çömelmiş sigaramı içerken gözümün önüne her ne geldiyse, gözyaşları sessizliğe eşlik ediyor. Hiç bu kadar birbirlerine yakın olmadıklarını hissediyorum. Aklım aradan çekiliyor, gönül, gözyaşları, sessizlik dertleşiyorlar bir süre. Akıl araya girmek istiyor, buna izin veriyorlar, vedalaşıp gidiyorlar. Tak… Eyvah yakalandım…
Burada sabahları çok eğlenceli geçiyor sayılamaz. Kitaplarım olmasa burada ne kadar kalabileceğimi Allah bilir. Verdikleri ilaçlar kitap okumama engelsede bunlar benim en tadımlık kitaplarım. Dışarıya izin verdikleri yok ya, sigara içmeme müsaade ettiklerinden güneş ışığını ve çam ağaçlarını izleyebilmem için 5 dakika izin veriyorlar. Burnumda kanama var, kağıt kan oldu. Kanlı sayfam benim…
Bugün hastanede bir telaş bir telaş. Bir adam, benimle konuşmaya çalışan bir adam, durumu acil olan bir hastaya çok büyük bir yardım etmiş. Hemen getirilmesi gereken kan uzak bir hastanede varmış. Bunu duyar duymaz, o hastaneye gitmiş ve o kanı getirmiş. Hastanede bir sevinç, ya demek böyleleride hala varmış diyenlerden ağlamaya varan bir sevinç. Kısa yazıyorum biliyorum, daha uzun yazmak isterdim ama ya yakalanıyorum ya da birkaç dakikada bunları yazabiliyorum…
Beyin hücrelerim büyük bir yükün altına girmiş, taşıyamamış şimdi ise beni öldürüyor. Doktorlar kitaplarımı elden aldılar. Halbuki onlar benim tadımlık kitaplarım. Neymiş, düşünülmeyecekmiş. Neymiş, konuşmak bile yasakmış. Ben ise aldığım ilaçlardan ona neymiş diye karşılık veremiyorum. Neymiş ölürmüşüm. Ah yine g
Aradan geçen süre bana hayal aleminde 5 dakika kadar geldi. 5 dakika hayaldesiniz ve aradan bilmem kaç ay geçmiş. Bana güzel bir yerde, güzel bir odanın içinde güzel kitapların bulunduğu bir yer ayarladılar. Günlerim o kadar güzel geçiyor ki… Benimle yaşıt kimse olmamasına rağmen, yaşı geçmiş insanlarla çok güzel vakit geçirdiğimi söyleyebilirim. Hiçbirinin çocukça davranışları yok, hepsi bilgili insanlar. Bana hayatı söylüyorlar. İlaçlarıma devam etmem arada bir canımı sıksada kendimi güzel hissediyorum. Alışkanlık yaptı sanırım, ama sanırımlarla gelen cümleler bizi kararsızlığa, yanlışlığa, zanna ittiğinden dolayı bu sanırımı hemşerilere söylemiyorum. Bilselerde ne olacak sanki, bunu hayatın boyunca kullanacaksın demeyecekler sanki, bendekide yani…
Hayat aslında o kadar güzelmiş ki. Ne düşünce var ne de yaşanmışlıkların insan üzerindeki etkisi. Bunu yaşlı sakallı dedeme anlattığımda, yanıldığımı söyledi. Susturdum onu. Yanlışlığını bulmak istemiyorum dedim. Baksana dedim. Şuradaki Aysel Teyze ne güzel ailesiyle sohbete dalmışlar, içi nasılda gülüyor. Dün nasıl kriz geçirdiğini sende gördün. Ben şu an Aysel Teyze’nin bu haliyim ve bunu hiçbir zaman terk etmeyeceğim dedim. Güldü bana peki dedi. Ben ney çalıcam dedi, dinlemek istemediğine emin misin diye sordu. Evet cevabını verdim. Nedenini düşünmüyorum.
Sahilde oturmuş kim bilir neler yazıcağım. Yazılcak hiçbir şey yok aslında. Yazmak canımı sıkıyor artık. Eski adetimden kalma. Eski adetin yerini birazdan yapacağım, bisiklet aldı. Ben bisiklete binmeyi seviyorum. Martılar bağırıyor şimdi, ne anlatıyorlarsa. Ağaçlar rüzgarla bir olmuş kulağa hoş gelen birşeyler mırıldınıyor, ne mırıldınıyorlarsa. Denizin sesi kulağa bir hoş geliyor. Fener bana… Fener bana hiçbir şey hatırlatmıyor. Burnum kanıyor, kanlı sayfam benim. Zamanla olacak biliyorum. Her şey zamanla geçecek. Biliyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.