- 663 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EYLÜL RENGİ
Eylül rengi gözleriyle çocuklar doldururken penceremi , anlıyorum ki romantik sonbahar günleriyle beraber okullar açılmış.
Mevsimince başka güzeldir eylül rengi . Küçükken resim yapmayı çok severdim ya , ordan biliyorum bu rengi.
– Pembe nasıl elde edilir öğretmenim? ( En sevdiğim renklerden biriydi ve karışımını bir türlü bulamazdım.)
Öğretmenimiz anlatırdı ;
– Maviyle sarıyı karıştırıncaaa yeşil , sarıyla kırmızıyı karıştırınca turuncu , maviyle kırmızıyı karıştırıncaaa mor.
– Ama bu siyaha benzedi sanki örtmenim.
– Acaba tüm renkleri karıştırsak ne olur? Diye parlak bir fikir çakarken beynimde öğretmen sorar ;
– Evet çocuklar , şimdi size bir soru .Tüm renkler karıştırılınca hangi renk ortaya çıkar?
– Siyah ! , Kahverengi ! , Mor mu örtmenim ?
– Bilemediniz çocuklar , beyaz.
Vay anasını kimin aklına gelirdi şu tertemiz lekesiz duran beyazın bütün renklerin karışımı olabileceği !
– Tüm renklerin karışımı olan bu beyaza biraz hüzün , çok az yağmur , biraz melankoli ve bir damla hayal gücü katıp karıştırılıncaaa işte size eylül rengi…
Monotonlaşmaya başlayan hayatıma eylül rengi katan bir öğretmen arkadaşımla yaptığımız sohbetler esnasında yine parmaklarıma bulaşıyor bu renk. Çocukluğuma doğru küçük yolculuklar yapıyorum çaktırmadan . O zamanlar hep büyük olmayı isterdim şimdi ise çocukluğumu özlüyorum. Velhasıl insan hiçbir zaman içinde bulunduğu anın tadını gerektiğince çıkaramıyor .
Arkadaşıma “ Öğrencilerinle yaşadığın en kötü anı nedir ? ”,
diye sorduğumda buruk hikayenin izlerini cümlelere dökmenin acziyetiyle hüzüne bürünüyor . Anıların hışmına uğramaktan korkarcasına endişe dolu bakışlarla etrafa gözatıp anlatmaya başlıyor ;
“ Bir gün hazırlanıp öğleden sonraki dersime yetişmek için alelacele evden çıktım. Bir kış günü için oldukça güzel bir hava vardı ve zaten yakın olan okuluma yürüyerek gitmeye karar verdim. Alışkındır öğrencilerim gülen yüzüme ve neşeli merhabalarıma . Bu yüzden fırsatı hiç kaçırmazlar beni gördüklerinde. İşte dördüncü sınıf öğrencisi küçük Büşra’mda onlardan biriydi. Karşı kaldırımda yürürken aniden beni fark etti ve “öğretmeniiiiiiiimmm” diyerek yola fırladı. Ahh yavrucuğum neden bakmazsın sağına soluna , hızla gelen bir motorsiklet çarptı minik kuzuma. Ortalığı kaplayan çığlıklar kızımın iniltileriyle son buldu. Ayaklarımın dibine düşerken korkuyla hala “ öğretmenim ” diyordu. Kendimi hiç bu kadar suçlu hissetmemiştim daha önce. O gün, o an , orada bulunmamayı ne kadar çok isterdim.”
Bu arkadaşın ben olduğunu kendimden bile sakınarak mısraların ardına gizleniyorum.
“Şimdi yıkasamda çıkmaz ki bu eylül rengi , ellerimden.
Kaderin verdiği yılları hep bu renge boyadım ben.
Bir sayfa bitti , şimdi yeni bir sayfa ömür defterimden.
Durmasın zaman boyanıp gitsin ; hazır , rengi ellerime değmişken.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.