9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
873
Okunma
Paylaşımın temel sorunlarına eğilmek zorunda kalıyoruz yıllardır. Sanki gelişsek, birilerinin şiirin engelleyecekmişiz gibi politikalar bile izleniyor narsizm yüzünden sanal sayfalarda.. Eğitiminizi sürdürürken, "önce ben" diyemezsiniz; ortak zeminlerde at koştururken de, sadece "benim şiirim" de...
İçtenlikle paylaşmış olduğumuz yıllanmış deneyimler; benzer koşullarda çaba göstermiş birçok dostumuzun ortak kaygılarıdır. Aslında bundan şikayet edenlerin sayısı oldukça fazla, belki de çoğu belli bir mengeneye sıkışmış durumda, belki de sisteme uyarak, "hiç olmazsa şiirim okunuyor" avuntusunda.. Ne kadar gerçek olduğunu, hangi değerde karşılık bulduğunu bilseler, daha bir seçici olabilirlerdi şu sanal sayfalarda.
Yıllardır neredeyse aynı sıralarda deneyimlendik, bir bakıma paylaşım müfredatına koşut eğitimler aldık şu sanal sayfalarda. Paylaşımın, vericilikle eşdeğer olduğunu, sürekli almanın gerçekte getirisi olmadığını veya ürün vermediğini gördük. Dostlarımızın çoğu kere yakınmaları ve değinmeleri üzerine, paylaşım ve şair konusunu tazeleme fırsatı bulduğumuzda; bugün de aynı paylaşım sofrası açmazının var olduğunun ve ek olarak birkaç yeni kaleme de bu sorunu duyumsatmamız gerektiğinin farkında olmalıyız.
Kendimce yaşadığım ilk gelişme adımı, şiirimi Antoloji’ye açmamla başlamıştı; sizinle ilgilenmediklerinde, iki yolunuz vardır: İlki, bir gün sizin değerli şiirinizi keşfedecekler, belki de geç olacak ancak, çok şey kaybedeceklerdir; ikincisi ise şiirinizin henüz onları etkileyecek düzeye gelmediğinden dolayı hırsla bir sonrakini yazmak ve bu etkileşimin sonunda ise çok şey kazanacağınızdır. Her iki yolu da seçenleri görecek kadar uzun yaşamış olduğumu biliyorum sanal sayfalarda..
Çözüm mü; herkesin sorduğu, ama yanıtını vermekten çekindiği bir başlıktır bu; hap gibi de sunulmaz hiç. Elbette ki kendi şiirinin önünü süpürmekle başlıyor bu çözüm; ancak herkes aynı düzeyde olmayınca, karşıdakinin çöpü ortada kalıyor; ortam kirlenmesini görmemezlikle de sürüp gidemiyor sanat yurdunuz. Yani yine sizin taşınmış olduğunuz sanat sokağının öte berisiyle de ilgilenmeniz gerekiyor; çünkü sokağın kalitesi, sizin mevkiinizi belirliyor; kimlerle haşır neşir olduğunuz, uğraşınıza da yansıdığı için. Kaliteyi yükseltmekle, kendinizi daha yukarıya taşımanın ne kadar ilgili veya ayrılmaz olduğunu başka nasıl betimleyebilirdik ki..
İşte paylaşımın denklemi: Şiirimdeki kalite değeri = Başkalarının şiirindeki ortalama kaliteden süzülen dersler.
Gördüğünüz üzere paylaşımın; ortama sayfa düşürenlerle ilgilenmekten, sonrasında ise bu bağlantının sanat meyvelerinden geçen bir süreçle ilgili olduğu anlaşılıyor. Hevesimizi kırmadan kalemlerle konuşmak kolay iş değil gerçekten; şiirin kalitesini, olabileceği farklı basamaklara değinerek söyleyebilmek enerji isteyen bir iştir. İşte yorumlaşma; makaleye dönüştürdüğümüz düşüncelerimizle de yaymaya çalıştığımız üzere, böylesi sitelerin vazgeçilmezidir.
Şiirin olmadığını, sizde bir şey bırakmadığını söylemekse, zaten bunu dünya nüfusu kadarınca yapıyoruz; yani dünya bizi duymuyor. Şu karınca kararınca sitede, küçük paylaşım ortaklıklarının getirisini kullanmaksa, kalemi geliştirmek için yapılabilir en iyi, ayağı yere basar çabadır.
Sonuçta varılan yere baktığınızda, paylaşımın kalitesinin nelere yol açtığını algılarsınız hemen; çünkü iletişim, şiir-okur ilişkisi, sanal sayfaların vazgeçilmez tetikçisidir. Şiirle okur, geri bildirim açısından kopuksa, yönlendirme sıfırsa; gelişim sürecindeki hiçbir kalem, kendini hedefe kitleyemez; karavana atışlarının sonu da gelmez. Şairdeki gelişimle, şiirdeki paylaşımın ayrılmaz kardeşliğinin gerekçesi de budur zaten.
Şiirle haşır neşir olan kalemleri, aydınlığa çıkmak için el ele olmaya, daha iyisi için tartışmaya da (konu üzerinde geliştirme çabasına) davet ediyorum.. Umarım, doğru düşünüp, daha ilerisini görenlerden oluruz.