- 3412 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MERAL'e
Sevgili Meral,19 Ekim senin doğum günündü.Kutlu olsun.Seni ve senin değer verdiğin her şeyi Allah sana bağışlasın.Sağlıkla ve huzurla hep güzellikler seninle olsun canım benim.
Senin bu özel ve güzel gününe uygun olması sebebiyle tanıştığımız zamandan bu güne kadar geçen zaman diliminde benim için ne ifade ettin bilmeni istedim.Belki aramızdaki dostluk ve kardeşlik bunun yanında arkadaşlığımız adına güzel şeyler düşünsen de bana ait olan kısmını hiç bilmedin,bilemedin.Çünkü bunlar yılların içimde oluşturduğu duygulardı.Bir anda çıkıp gelmediği için demek ki zamanı şimdi imiş.Benim için ne ifade ediyorsun şimdi kelimeler yetersiz kalsa da sana anlatmaya çalışacağım.İnşallah,
Trabzon’dan Samsun’a geldiğiniz 1976 yılı idi sanırım.Lise 2.sınıfta Devrim Lisesi’nin fen bölümünde seninle birlikte okumaya başladık. O sınıfta bu gün hala görüştüğümüz Nurcan arkadaşımız da vardı.Sanırım o da Sinop’tan gelerek bize katılmıştı.O dönem başlayan bu arkadaşlığımız hala devam ediyor ne mutlu bize!
Aramıza katıldığınız o günler hala dün gibi aklımda.Sınıfın hareketli bir o kadar da göze batan öğrencileriydik.Derslerde olağan üstü başarılı olmasak ta fena da sayılmazdık.En azından kalmadan 3 yılda bitirdik liseyi.Yediğimiz ,içtiğimiz ayrı gitmezdi.Kimin cebinde para varsa o gün simit ve çaylar ondandı ya da elimizdekini kardeş payı yapardık.Okulda görüşmelerimiz için yetmez evlerde de görüşürdük.Ailelerimiz kızmasın diye annelerimiz de tanışmıştı.Annem evde yoktu bir süredir.Gelip anneni kuçaklamıştım bir gün ve ağlamıştık özledim diye..Annemin yerini tutmasa bile annen benim annem ;,baban benim babam gibiydi.Zaman zaman gelir siz de kalır ders çalışır sonra mutfağa girer birlikte bir şeyler hazırlar ,bulaşıklarımızı da yine birlikte yıkardık.Sadece sen mi ablaların ve kardeşlerin de bana kendi ailemi hiç aratmadı.Okul dışındaki zamanlarımızda birlikteydi.Bazen şakalarımız yüzünden gülmekten katılırdık.Hocalarımız bizi derste uyarmak zorunda kalabiliyorlardı.Cafer bey(matematik) ,kimya öğretmenimiz.Ben en çok tarih ve edebiyat dersini severdim.Tarihçi Erol bey’in dersleri hala benim için bir numaradır.Genellikle dışarıdaki arkadaşlarımızda ortaktı.Bir yerde oturup sohbet ederdik.
2 yıl sonra lise bitti ,biz üniversite sınavına girdik.Kadere bak ki hepimiz Samsun Eğitim Enstitüsünün Türkçe Bölümünü istedik.Girdiğimiz sınavlarda da başarılı olunca hepimiz aynı okullu olduk.Anne babaların çocukları ölür diye okutmadığı o dönemde ülkenin karışık ,kaos ve kavganın kol gezdiği zamanda birer öğretmen olarak yurdun çeşitli yerlerinde görev almak üzere de kalmadan mezun olduk.
Okul döneminde farklı sınıflara düşmüştük.Ancak bu bizi yine ayırmadı.Ders çalışmamız gerektiğinde büyük sınav dönemlerinde yine birlikte idik.Siyasi düşüncelerimiz ayrı idi ama bunları hiç kavga aracı yapmadık.Tartışmalarımız hep bir kalite içinde idi. O yaşta düşüncelerimizle değil;insan oluşumuzla birbirimize candan bağlıydık.Biz önce arkadaştık ,kardeştik.Biz önce bu yurdun çocuklarıydık.Biz vatana aşık sevdalılar hep doğrudan iyilikten ve barıştan yanaydık.Biz neden sen böyle düşünüyorsun diye tartışmadık kim yanlış yapıyorsa ,doğru olmayan ne ise onu tartıştık.Çünkü amacımız iyi birer öğretmen olmaktı.Biz ikimizde öğretmen çocuğuyduk.Babalarımız bu yurdun evlatlarına hizmet veriyordu.Boğazımızdan hiç haram para girmemişti.Sade insanlardan oluşuyordu ailelerimiz.Amacımız çok paramız olsun hiç olmadı.Çocuklara,kendi çocuklarımız kadar bu yurdun çocuklarına nasıl faydalı olabilirimin derdindeydik.O yüzden hiç fikirlerimizi kişileştirip kalp kırmadık.Birbirimizi olduğu gibi kabul etmesini her yaptığımız güzel bir iş ve davranışta birbirimizi alkışlamasını bildik.Dertlerimizi paylaştık ekmeğimizi paylaştığımız kadar,ama özel hayatlarımızı arkadan konuşup dedikodu yapmadık.Biz güzel arkadaşlar ,güzel insanlardık ve bu güne gelen bir arkadaşlığımız olmuşsa bu kanımca bu yüzdendir.Hayatımda çok özel ve çok güzel bir yerdesin bil istedim.
Sana teşekkürü bir borç biliyorum canım arkadaşım.Rahmetli anneni ve babanı burada anmadan geçemeyeceğim.Her kapıyı açışta gülen yüzü ve her zaman açık sofrasıile sevgili annen benim için özeldi.Bir sebepten dolayı da okulu bırakacakken sevgili hocamız Ali Hikmet FIRAT yani babanız bana okulu bıraktırmamıştı ALLAH ebeden razı olsun.Bütün bu yazdıklarım seni anlatmaya yetmedi.Zira çok güzel özelilklerin var daha .İyi ki seni tanımışım .İyi hayatımda yerini almışsın.
Sana ve çocuklarına ömür boyu mutlu sağlıklı günler dilerim arkadaşım canım kardeşim.
semiray
YORUMLAR
Ben de naçizane öğretmen çocuğuyum. Hatta hem annem hem de babam. Mesleğinin insanı daha ziyade babamdı. Ama benim en iyi öğretmenimde annemdi. Annem gerçi resim öğretmeniydi ama branşının insanı değildi. Aynı zamanda konservatuar Türk musikisi bölümü mezunu idi. Mükemmel sesini ev de iş yaparken az dinlemedik. Resim yaptığını görmezdim ama şarkı söylemesi muhteşemdi. Dedim ya branşının insanı değildi. Müzik öğretmeni olsa belki öğrencilerine karşı daha verimli olurdu diye düşünürüm hep.
Fakat dediğim gibi asıl öğretmen olan, olabilen babamdı. Eski öğretmen okulu geleneği. İlkokul öğretmenliği ile Edirne ve Bursa Kız Öğretmen okulunda çalıştığı yıllardan sonra düz liselerde felsefe grubu derslerin öğretmenliği, vs.
Öğretmenlik anılarınız beni nerelere götürdü. Teşekkür ederim sayın hocam...