- 560 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ADINI ÖMRÜM KOYDUĞUM YOLCULAR 1
Adını ömrüm koyduğum yolcular…
Ben; bedeninde seni, bende seni sevmemi sevdim. Ihlamur kokulu kıraçlarda gelincik endamını, kara zemheride kardelenliğini sevdim. Üstünü kapkara karların kapladığı koca dağ gibiydin. Sessiz, dingin; acılar üfürük olmuş ötüyordu doruklarında. Ne kadar çok benziyordun bana…
Gördüğümde seni; çığların önündeki kar adamdım ben! Sen; “Seviyor sevmiyor” diye yaprakları kopartılmış papatyalar gibiydin. Ama ayçiçekleri gibi ayaktaydın. Ben donmaktaydım acılardan. Hislerim, sevmelerim buz tutmuştu! ...
İşte böyle bir anda; kenarlarını çerçeveleyip duvara astığım umut, şangur şungur sesleriyle birlikte kalbime düşmüş; Gözlerinden yüreğime bir köprü kurulmuş, adını ömrüm koyduğum yolcular, hep sana gider olmuştu. Her seferinde faili meçhul olmayan cinayetler sonucu ellerinde çiçekler ile geri dönmesini beklediğim bir yolcum sırra kadem basıyor, başsağlığı dilemesini beklediğim dudakların milim kımıldamıyordu. İntikam alır gibi öldürdüğünde, sevindiğini bilsem adını ömrüm koyduğum yolcuları değil bir tek şartla, beni yok etmeni bile isterdim. Bir tek şartla diyorum ölmeden önce; dağı, taşı, ovayı, kuşları, insanları, hepsini ya da birini sev veya dene. Beni gör, görmesen de hisset, hissetmesen de anla, anlamasan da canın sağ olsun… Ama yaşa! ...
Tamam; baktığın filizden bile sille yediğin, güvenini gömdüğün, umudunu ayaklarına taş bağlayıp deryalara attığın bir yaşam içindesin ve ne yazık ki yaşamak adına haklı değilsin! ...
Ey benim duygularımı bir damla tebessümüne sular seller gibi yolcu ettiğim, şimdi neden haksız olduğunu anlatacağım sana… Dinle;
(devam edecek)
Ender Pehlivan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.