2002 yılında aramızdan ayrılan ünlü felsefeci ve aynı zamanda üniversite hocası olan Robert Nozick,otuz yıl üniversitede ders verir;ancak en büyük özelliği hiçbir konuyu art arda anlatmayıp,öğrencilerinin karşısına her zaman yeni ve güncel bilgilerle çıkmaktaymış.
Sadece 1982-83 yıllarında "Hayatta En İyi Şeyler " hakkındaki konferansında konuları ikinci kez tekrar etmiş.
Bu konferansları da hayatın,aşkın,evliliğin,dondurmanın tadının,gücün,şöhretin keşfi olarak tanımlamıştır.
Dilimize 20 yıl kadar önce çevrilen Anarşi,Devlet ve Ütopya adlı kitabın da yazarıdır.
Burada devletin asli işinin vatandaşların güvenliğini sağlamak olduğunu anlatır ve bu rolünü de yerine getirebilmesi için "sınırlandırılması "gerektiğini savunmaktadır.
Dilimize yerleşen "gece bekçisi devlet" kavramı da onun buluşudur/nitelemesidir.
Görüşlerinin tamamına katılmasam da,bu kavramı çok önemli ve anlamlı bulduğumu belirtmeliyim.
Ülkemizde şiddetin yeniden "boy verdiği" zaman diliminden geçmekteyiz.
Yaşadığımız yerde güvende olmamız,can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü olması gereken devletin,"bekçilik" rolünü oynamasına çok ihtiyacımız var sanıyorum.
Kaldı ki gecedeki "ihtiyacımızın" çok daha önemli olduğunu düşünerek,"gece bekçisi devlet" kavramını beğenmekteyim.
Çünkü "güvenliğin" olmadığı yerde hiçbir şeyin yapılmasının da mümkün olmadığını biliyorum.
Bu bakımdan,özgürlüklerin kötüye kullanılmasının engellenilmesi için devlete;devletin de yetki ve gücünü kötüye kullanmasının engellenilmesi için özgürlüklere ihtiyacımız vardır.
Yani bir denge içinde düşünmek ve anlamak gerekir bu iki kavramı:Devlet ve özgürlük.