Birbuçuk asırlık muhteşem düğün
İbretlik Hikâyeler – 11 BİR BUÇUK ASIRLIK MUHTEŞEM DÜĞÜN
Allah’ım, bu makaleyi hata etmeden yazıp bitirebilmem içim; " BANA İŞİMİ KOLAYLAŞTIR. Tâ-hâ 20/26)" (amin)
Bu yazının tamamı (bana göre) bazı belgelere dayansa da, yine de geleceğe dair bir konuda haddimi aşan yorumlaragirdiğim için, bu yazının tamamında geçerli olmak üzere; ilgili tarafın affına, sevgili okyucularımın da hoşgörüsüne sığınırım. (ALLAHUALEM, ALLAHUALEM, ALLAHUALEM..)
Bir anekdot ile söze başlamak istiyorum. Hz. Ali’ye, bir gün bir müşrik gelir ve ısrarla sorar. "Eğer idda ettiğin ve inandığın bir Tanrı varsa bana göster. Varlığını iddaa ettiğin gibi bir şey varsa, onu neden bana gösteremiyorsun? Çünkü, öyle bir "Rab" yok. Şayet olsaydı, ben de dahil herkes görürdü.." gibi bugünkü ataistlerin de savunduğu zırvaları, ısrarla tekrarlar. İlmin kapısı olan Hz. Ali, ilimden, ahlâktan ve edepten.. mahrûm olan bu adamın sözle ve ilimle ikna olmayacağını anlar ve şöyle basit, fakat bir o kadar da düşündürücü olan şu sözleri söyler: "Eğer, şayet Allah yok ise, benim Allah’ın varlığına inandığımdan ve yapmış olduğum ibadetlerden dolayı, hiç bir kaybım yok. Çünkü, şu yapmış olduğum ibadetler en fazla spor yerine geçer ki, onunda insana zararı değil faydası var. Ancak; ya bir de benim iddaa ettiğim gibi şayet Allah var ise, işte o zaman senin halin nice olur ve seni Cehennnem ateşinden kim ve nasıl kurtarır?.."
Değerli okuyucu, aşağıda okuyacağınız makaleyi okumadan bütün fikirlerinizi bir tarafa bırakarak, tarafsız bir bakış açısı ile okuyun. Makale bittiğinde yine kendi eski fikirlerinize dönün. Eğer şayet, ortaya koymuş olduğum belgelerim ve iddaalarım size göre yanlış ise; okumanın sonunda siz yine kendi eski fikirlerinize döneceğiniz için, hiçbir kaybınız olmayacak. Şayet bu iddalarım doğru ise, ilk defa bazı kişilere ve olaylara bakışınız kökünden değişecek ve dolayısiyle de, Dünya ve Ahiret’iniz çok daha farklı şekillenecektir. Eğer şayet, böyle bir fırsatı kaçırmak istemez iseniz, buyrun beraber okuyalım.
Çok önemli bir not: Aşağıdaki kişi ve olayları hakkındaki yapmış olduğum görüş ve düşüncelerimle ilgili olarak, ilgili kişi veya kanuni temsilcileri; bu yazının muhtevası ile ilgili yapacakları tüm karşı cevapları, reddiyeleri, tüm tenkit ve uyarı cevapları.. eksiksiz olarak ve hiçbir tarafını eğip bükmeden aynen söylendiği gibi peşinen kabul ediyor ve yazının kabul edilmeyen bu bölümlerini; bir beşer olarak benim aczimden, cahilliğimden, zannımdan ve yanlış anlaşılmış ve anlatılmış olan bir teorimden.. ibaret olarak kabul edilmesini, özellikle arz ve rica ederim. Ayrıca bu yazının şayet itiraz edilirse, itiraz edilen bölümleri içinde, özürlerimi beyan ve affımı da kendilerinden talep ederim.
Kuş uçar..sa, özgürdür; susar ise DİL,
SEN, çok muhteşemsin!.. Biracık haddin bil;
Düşmanın, içindedir; gel bu nefs’i, sil...
Hindimisin ki; daim, şişer durursun,
Bir damla, meniden oldun.. biraz, eğil...
Yukarıda okumuş olduğunuz bu "İBRETLİK HİKÂYE, sizler için EDEBİYAT DEFTERİ.COM
adına yazılmış "SURPRİZSİTE.COM"un bir ARMAĞANIDIR..
Selâm ve dua ile.
17/10/2014
Mürsel Münevveoğlu
Surprizsite.com ve Has-gül vakfı.com
Genel Yayın Yönetmeni
KonaK-İZMİR.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.