- 540 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
CENNET
Tümlemek hayatı bir su birikintisinde. Su kadar saf ve duru yıkanırken yağmurlarda…
Korkmak kadar bariz ve yalın tümlenen kadar edilgen ve ibraz edici en az düşlerin yansımasındaki berraklığın yürekteki ışığı en derinden nükseden.
Baharın coşkusunu hissetmek kadar özel ve naif ocak ayının beyaz dağ öbeklerinde.
Kopmak mı, asla. Vazgeçmek mi… Varsın ödensin bedeller peyder pey hatta yüklüce ve tek seferde. Savrulmaktansa savurmak kadar doğal ve gerçek hem de elinin tersiyle. İstifli acılar yaksa da genzi bin kez hayırlı korumak kollarken bazen korkularını bazen çalıntı hayatların müdahil olduğu tüm sanrıları.
Yetkin ve hükmedici olabildiğince ve esefle kınarken yalnızlığını, yutkunmak ve bir kez daha ve devamı gelirken arşı alaya yükselmesi ruhun bedeni muhafaza edebildiğince. Ölmek kadar gerçek, aşk kadar duru, insan kadar yalnız ve olabildiğince masum. Yadırgansa da, itelense de, ötekileştirilse de…
Kolay mı vazgeçmek. Geçmeden zaman yakalamak ucundan, eşelemek toprağı henüz ölmeden.
Yadsınmak kadar korkutucu, demeden yadırganmak kadar akla zarar, sıfat gibi belirleyici belki de ayracı hayatın: Bir sayfadan diğer sayfaya atlamak kadar kolaya kaçan ya da sonlandırmak hikâyeyi kahramanı henüz sonlandırmamışken o bitimsiz arayışını ve ermeden kerevete.
Gülümseyebilmek kadar sıcak, aşkın ateşi kadar yakıcı, kar kadar beyaz, ağaçlar gibi dimdik ve kökleri derinlerde. Bir çiçek kadar narin ve kırılgan ama bir o kadar güçlü görünenin tam tersi.
Doya doya sevmek içerken hayat pınarından.
Hadi uzat elini ve dokun bulutlara. Bırak her şeyi geride: Her şeyi ve herkese sadece O, tek kollayan ve kucaklayan. Bitimsiz, nefretsiz, yalıtılmış bir o kadar engin devinimi ezelden ebediyete uzanan…
Fi tarihinde açmıştım gözlerimi ve ölmeden öldüm defalarca her gün yeniden doğarken bir kez daha ağladım hayatı. Yalnızlığım zararsız ve hicap etmediğim. Sevebildiğim kadar ve sevebildiğim müddet kara melek gelmeden o belirsiz randevuya.
Cennet sevdiğimin dizinin dibi nefret cehennemde soluklanmışken her şeye rağmen.
Aşka âşık bir ruh benimki: Bitimsiz bir döngü bana dair ve benden mükellef tek varlık.
Var oluşun tek kaynağı yokluğun gölgesi git gide kısalırken.
Hiçliğin ve hiçlerin tek yanılgısı nefrete tapmak sevgi çağlarken gönülde…
YORUMLAR
Hayata dair bazı telaşeleri taşıyoruz anlık olduğunu düşünerek. Ama ömürlük oluyorlar nedense... Hiç bitmek bilmiyorlar. Hayatımızı erteliyoruz. Kim sonsuz yaşıyorsa! Sonra robotlaşmış bedenler, katılaşmış yürekler, hissiz ifadeler. Yağmuru hissetmek, bulutlara dokunabilmek, çiçeklerin zarafeti, ağaçların toprağa olan bağlılığı, sevmek sevilmek unutuluyor. Unutuyoruz. Her zaman bilmek lazım demiyorum ama hatırdan da çıkarmamak gerek bence... Bu kıymetli yazınızla hafızamı tazelediniz. Şu yoğun iş tempomda hayatı anımsadım, nefes aldım. Teşekkür ederim. Saygı ve sevgilerimle...
Gülüm Çamlısoy
Ne zaman ki ters giden bir şeylerin varlığını hissetsem kendime olan inancım pekişiyor, kaybetmemek adına neyi mi? Çok şey çoktan kayıplara karışmış hem de farkındalık düzeyinin çok gerisinde.
Yetilerim ve hayat elverdiği ölçüde kendime verdiğim çok söz var: ANLAŞILAYIM YA DA YADIRGANIYIM...
Olabildiğince sevginin eşliğinde çünkü sahip olduğum en güçlü silah.
Çok çok teşekkür ederim bir nebze de olsa yüreğe dokunabilmişsem...
saygılar, sevgiler...
Sağlıcakla kalınız. Kolay gelsin. :)