- 634 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
YAMYAMLAR ADAM OLURKEN
Acaba? diyorum kendi kendime. Kendisine bu kadar uzun süre ve böylesine büyük zararlar vermiş kötülüğü dokunmuş bir başka ülke bir başka toplum var mıdır?
Ve bu verilen zararların bir çoğu farkında olmadan istemeden mi yapılmıştır? Ve neden çeşidini ve dozunu daha da arttırarak süregelmektedir hala?
İnsan bindiği dalı nasıl kesmeye kalkışır? Hı? Biz ne zaman adam oluruz? sorusu yaşanan sorunların temel kaynağı olabilir mi sizce?
Yani adam olamamak! Bu soru cümlesine hemen her gün gazetelerin sayfalarında rastlamıyor muyuz a dostlar? Birbirimize bu soruyu sormuyor muyuz yemek masalarında. Ülkeyi kurtarma seanslarında. İçki kadehlerinde yıllardır? Ne dersiniz?
Ama gelin görün ki; adam olmaya ne niyetimiz ne vaktimiz oluyor. Onca incelikli ve öncelikli işler varken!
Ee sen gel de bu durum karşısında iflah olmaz komplekslere ezilmişliklere kapılma! Başına durmaksızın ‘adam olmadığı!’ kakılan bir insan nasıl olur da adam gibi davranır ve insana yakışır/yaraşır işler başarabilir?
Örneğin ben kendimi hiçbir çağa aitmişim gibi hissedemiyorum. Çünkü mağara devrinde bile bir ‘adamlık’ olgusu varmış. ‘Mağara Adamı’ tanımı gibi mesela.
Bizim kendi kendimize yaptığımız bu yakıştırma, ne dil alışkanlığı ne şaka ne mecazi bir anlam içeriyor.
Doğrudan doğruya kendi kendimize hakareti içermiyor mu?
Bu anlamda sayın Fatih Altaylı’ nın da günahı çok! Her yazısının altında bu soruya rastlamak beni bir kez daha kederlere salıyor!
Oysa bazen öyle İnsan Portrelerine rastlıyorum ki..
Bu ne ilahi bir yansımadır diyorum dilim tutularak. Nasıl şaşırıyorum. Nasıl imreniyorum. Bu nasıl bir çabadır. Nasıl bir emektir. Nasıl bir insanlık sevdadır ve nasıl bir ahlak yüceliğidir? Diyorum yine kendi kendime.
Yerimden kalkıp ayakta izlemek geçiyor içimden. Tıpkı okurken kendimden geçtiğim yaşamlarda olduğu gibi.
İçinden çıkılmaz gibi görünen sorunların bile çözümünü sağlayacak kolay bir yolun, hatta bir püf noktasının bulunabileceğini düşünüyorum ben.
Gazeteci-yazar Sayın Yılmaz ÖZDİL bir tarihte köşe yazısında şöyle bir gerçeği dillendirmiş verilere dayanarak.
Ne savaş ne şehit cenazeleri ne insanları hane hane bölen Kürt –Türk meselesi. Hatta Kuran’ı Kerim’in yeniden yazılması konusu bile toplumun ilgisini çekmiyormuş sanıldığı kadar.
İlk sırada yer alan en önemli konu: Emekli maaşlarının ne kadar olacağı imiş.
Yani geçim derdi. Yani yoksulluk. Yani tokun, açın halinden haberdar olmayışı.
Yani hiçbir aklın anlayışın adaletin dini inancın ve ahlakın kabul edemeyeceği böylesi bir haksızlığın hükmünü hala sürdürüyor oluşu.
İkinci sırada ise, az buçuk Irak olayı yer alıyormuş.
Başlardaki örtü meselesinin yüzüne bile bakan çıkmamış.
Ankara’dan ötesini yurt toprağı, insanını ise adamdan saymadılar yıllar yılı.
İşlerine geldi “yaşar!” saydılar. İşlerine gelmedi “yaşamıyor!” dediler.
Yani: “Yaşar ne yaşar ne yaşamaz” türünden karalar karası güldürünün ta kendisi!
İşlerine geldiğinde göstermelik olarak protesto ettikleri ülkelere özel uçaklarını kaldırıp, yanlarındaki yörelerindeki kadınların iç çamaşırlarını bile oralardan getirttiler hayasızca!
Sizce biz ne zaman adam oluruz aziz milletim!”
Tülin Öztunç
Fatih Altaylı. TEKE TEK köşesi YAZILARIMDAN.
YORUMLAR
Karsimizda öyle bir yazar var ki Memleketimin en önemli bir cok yazarlarini okuyor anladigim kadariyla .
Sadece bu yazinizda degil bunu bircok yazinizda okuyarak tespit ettim.
Ve sizin bu yazdikalriniz biliyorum daha genis kitlelerce de okunuyor sevgili Devrim Dost.
"Biz adam olmayiz "
Benim umudum yok.
E biz ne oluruz o zaman ?
Allah sonumuzu hayirli kilsin .
Sevgimle.
DEVRİM DENİZERİ
Size öyle bir sır vereceğim ki Sizde inanmayacaksınız. Daha önce yazılan bir yoruma verdiğim cevapta değinmiştim. Hiç okumuyorum artık. Öyle çok okuyan biri olmadım zaten. Gözlemlerim tahminlerim yurdum insanını çok iyi tanıyor olmamdan kaynaklanıyor olsa gerek. Yoksa ne gezip dolaşmaya ne gazete kitap almaya gücümüz yetiyor.
Bu yazı serimi de yıllar önce Fatih Altaylı'nın köşesinde kaleme almıştım.
Sağolun varolun.
Bu ülkede korku,arsızlık çok;adam az,çoğuda gençken kara toprağın bağrında yatıyor, şehittir.Korkaktan adam olmaz ,kendi üretmeyen ,kendi emeğiyle geçinmeyenden adam olmaz çünkü nafakası bir yere bağlıyken
,iki dudak arasındayken birinden adamlık beklenmez,egemenlerin mucize buluşudur size iş veriyoruz sizden çok var siz bana muhtaçsınız kapıda bekleyen çok var işte mesele bu adam olmak için kendin üreteceksin,köyleri boşaltılar vasıfsız işgücü akınıyarattılar adam çoktu iş yoktu,okullar vasıfsız iş gücü üniversiteler milyon işsiz üretiyor
adam olmayan kadınlar ve adamlar ,üretmeyi elimizden aldılar topraklar boş dışardan buğdaya kadar ithal düşünün durum bu Sosyalist ekonomik doktrin yaşanan her şeyin temeli ekonomiktir.
çok söz var bu kadar yeter,selamla
Bu mantıkla bu hayahal dünyaları ile kimse adam olamaz
Olmaya da niyetleri yok ,geçmişide geleceğide bop
Çünkü millet olarak vicdanımıza hükmediyorsa 5 çuval kömür 3kğ kurtlu pirinç makarna
Küfü yeşillenmeye yüz tutmuş salça
yediği önünde yemediği arkasında ene yaslanan kalça
Daha,daha daha menzil açılmış adam olmazlığa,
her şey yasa olarak girmişse torba çuvallara
________________________________________Muhteşem
Okuyup anlayana ve ders alana
Saygılarımla
_____* * * * * * * * * _____