Yağmurun Avuçlarında Saklı Hakikatler
[ Gök annenin memelerinden düşen yağmur taneleri,toprağı heyecan ve neşenin zirvesine taşırken,içimde,iliklerime değin uzanan taşlı yolda,aşk ateşiyle tutuşma hayali sonrası,maddi ve manevi bütün kirlerden arınma arzusunun sessizce uyanışına hasret dalıyla bağlanmak istiyorum.Bilhassa ölüm temalı besteler yapma hususunda mahir güz mevsiminde,cihan sahnesini emre amade kulun tarifi imkansız coşkusuyla yıkayan yağmur taneleri,beden sarayımızı derin şefkat hissiyle sarıp sarmalar;incelik ve narinlik abidesi katreler,meleklerin ellerinden tutuşlarıyla zevkin doruğundaki sarhoşluk salıncağında gönüllerince eğlenir,sevgi deryasına yürek şehrinin tüm kapılarını kapatmış çorak gönüllere pamuk yumuşaklığında inen yağmur yaprakları ,gerçekleşecek müspet devrimin temeline vesile olma kalemiyle imza koymanın saadetini sarı kadehlerde yudumlar.Ağaçların boyunları eğik,rükudan secdeye gitme hazırlığındaki solgunluk şiiri yazan ;ama hala canlılığını koruyan yaprakları,sevda türküleriyle kulak ülkemin tarihi yapılarını süsleyen demir kapıların pasını siler,ilkbaharda dünya mektebinin yemyeşil koridorlarında nazlı nazlı sallanacak kadim dostlarına,mısra kuşunun hassas,rengarenk kanatlarında selam yollar.Şehirlerin dev kametli askerleri diye nitelenmesi mümkün dairelerin çatı kısmını yorgan misali örten saçlar üzerinde ,trampet çalınır,huzur gülleri kokan odasının geniş penceresinden dışarıyı seyre koyulan,tefekkür vadisinin yamaçlarında ruhu gökyüzünün sakinlerine özenmiş ,dil bahçesinde dua çiçekleri yetiştiren,nur simalı ninenin her bir kırışığında nice çile yumakları yatan yanaklarından yaşlar aheste aheste süzülürken,zihin sinemasında uykudan yeni uyanmanın mahmurluğuyla dalgın ,gözleri çapaklanmış anılar ,geçit töreni için hazırlık meşalesini yakarlar.Küçük çocuklar,ışın oklarını sadağında itinayla saklayan güneşin işlerinin azalması hasebiyle izne ayrılma kararına üzülürken,bulutların çelik-çomak oyunu akabinde çıldıran şimşeklerin gövde gösterisiyle girdikleri korku mağarasına annelerini çağırırlar.Yine de masumiyet şekeri yavrucaklar,minik ellerindeki şemsiyeleriyle caddenin yorgun kaldırımlarını arşınlama noktasında son derece gayretli olur;zaman zaman "çile bülbülüm çile" şarkısını söyletseler de ısrarları karşısında pes bayrağı çekilince,muzaffer komutan edasıyla merdiven basamaklarını gururla inerler.Munis damlalar,minik yavruların enselerine gül esansı sürüp,sine sandıklarına merhamet isimli kıymetli madeni koyarlar.Cenabı Hakk’ın sonsuz rahmetinin nişanesi sayılan yağmur bayramında dert misketleri hafıza ibriğindeki beşik içerisinde ninniyle uyutulur,stres ırmağının ağzına vurulan mühürle ümit ovalarına gönüller aşk ve şevkle akın ederler.