Ham Maddeler: Kiev Kozmonotu
şu 1: balıkçıl ne demektir? balıkla beslenen canlı demek değil mi? evet. peki etçil ne demektir? o da et ile beslenen canlı demek. şimdi sorarım sana ey muhatap; balıkçıl bir kuş, örneğin martı da etçil sayılamaz mı? balığın eti et değil mi? örneğin ben de sürekli balık yiyen bir insan olsaydım ben de mi balıkçıl olacaktım. ama hiç balıkçıl insan duymadın değil mi? balıkçı kullanılır genelde. demek ki balıkçıl başka bir şey. gafa zehir.
şu 2: evde bi kettle (ketıl) buldum lakin alaaddin’nin lambası gibi. tabi ki sihirli olduğunu anlatmak için bu benzetmeyi yaptım yoksa içinden bi şey çıktığı falan yok okyaşınca. ayrıca ketıl okşanır mı? neyse uzatmadan bu ketılın neden sihirli olduğunu anlatayım. nescafe yapmak için su kaynatmam gerekiyor. ve suyu ketıla koymadan önce her zaman ölçerim bardakla. yani önce bardağı suyla doldurur sonra ketıla boşaltırım su ziyanlığı olmasın diye. işte ölçtüğüm suyu ketıla döküp kaynattıktan sonra aynı bardağa (suyu ilk başta ölçtüğüm bardağa) boşaltıyorum. ve her seferinde ketılın dibinde hatrı sayılır bir miktarda su artığı oluyor.
olaya bilimin ışığında yaklaştığımızda suyun artmasının aksine buharlaşmadan ötürü eksilmesi gerekiyor. ve ketıla suyu boşaltmadan önce de içinde önceden kalma su falan olmadığına eminim. bence ketılım sihirli. kendisini dedem kullanmıştı hastanede ilk kez. okuyup üflemiş falan da olabilir ketıla narkozun etkisiyle, bilemiyorum. ayıkken neden yapsın di mi yaptıysa bile.
şu 3: çağdaş rus edebiyatı çok öksüz gelmiyor mu sana da? çağdaş rusları dünya mandallamıyor sanki. çünkü hiç duymadım. ha bir tane duydum yalan olmasın o amca da amerika’da yaşayıp ingilizce yazıyor. rus edebiyatı deyince dostoyesvskiler, tolstoylar, gorkiler, gogollar geliyor. iki yüz yıl geçmiş aradan neredeyse. yok mu yeni bir şeyler ya. merak etmiyo musun oğlum?
şu 4: beyaz çikolatayı da reddediyorum.
şu da 5: ‘’değişen ne? etrafımıza düşen bir şey mi var? neden rıza? bir kıza…karşı…girişilen bir hareketi doğru bulmuyorum. değişen hiçbir şeyi doğru bulmuyorum. ve bir anane halinde tekrarlanarak yorulan bir şeyin içinde bulunmayı, hiç olmazsa takunya kadar acayip ve sesli bir şeyin bulunmasında emeği geçmiş bir bayı da anlamıyorum. doğru bulmuyorum. ‘’
h. barış beledin
ruveranva.tumblr.com