6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1113
Okunma
Rüyayla, gerçek yaşantım arasında mı kalmıştım? yoksa ölümle yaşam arasında mı? bilmiyordum. Tek bildiğim, hastalığımın beni kendi pençesine alarak başka bir boyuta götürmesiydi. Ne zaman hastalığım nüks etse, kendimi bir rüyanın içinde buluyor, gerçek yaşantımı belli bir süre kabullenemiyordum.
Rüyada yaşadığım hayata, hastalığa yenik düştüğümde, ağrılarımın en son evresinde dönüyordum. Karanlığın içinde bir geçitten geçerek ışığa doğru ilerliyor, yeni bir hayata uyanıyordum.Hiç bir şey bıraktığım gibi kalmıyor, her rüya başka bir gerçeğe dönüşüyordu..Ağrılar, titreme nöbetleri, ateş, sadece kendime ait olduğunda nefes aldığım bir başka gerçeğe dönmekti benim için. Bazen rüyada kalmak hiç dönmemek istiyordum.
Ağrılarım dindiğinde genelde rüyadan uyanmış, gerçek yaşantıma dönmüş oluyordum.
Bir gün, diğerlerinden daha korkunç bir ağrıyla irkildim.Gördüğüm rüya diğerinden farklıydı.
Ateşler içinde yanıyordum, üşüme nöbetleriyle uykuya dalmışım. Kendimi bir uçağın içinde buldum. Tanıdığım biri, Yeşim kullanıyordu uçağı, ben arka sıralardan birinde oturmuş gökyüzüne bakıyordum. Yeşim sadece gökyüzüne bakmamı söylemişti, birden karların içinden geçtiğini görüp korkmuştum. Yeşim’e dikkatli olmasını söyledim ama içimde bir korku belirmişti. Bir ara gökyüzünde kaybolmaktan korktum. Her şey bitebilir korkusuyla göklere bakmaya devam ettim. Kara bulutların ve karların arasından sıyrılarak uçak alçaldı, düşmek üzereyken uçağın kanadından tuttum. Yeşim" bunu yapmamamı söyledi, ben ellerimi bırakarak tıpkı bir paraşütten iner gibi yavaşça yere indim. Gideceğimiz yere ulaşamamıştık ama en azından ölmekten kurtulmuştuk. Her yer karla kaplıydı, kimsecikler yoktu etrafta. Koskoca bir boşluğa saplanmıştı kalbim. Çaresizlik, yalnızlık hatta kaybolmuşluk hissi uyandı içimde. Bu kez uçamamıştım, uçak beni istediğim yere götürememişti.
Ellerim, buzdan bir kalıba koyulmuş hissiyle uyandım. İçimin titrediğini hissettim. Yavaşça kalkıp, hırka, çorap ve ne bulursam giydiğim halde, Üşümeye engel olamıyordum. Bir süre , anne karnında cenin pozisyonu alarak ısınmaya çalıştım. Belli bir zaman titreme nöbetleri geçmedi, dayanılmaz bir noktadan sonra, ısınmış olduğumu hatırlıyorum. Belki hastanedeydim, hatırlamıyorum, uyumuşum yeniden.
Yine aynı rüyanın için de buldum kendimi.
Göklere yükselen bir tepeden bakıyorum sana. Arayasa ben geldim. Uçabiliyorum şimdi yeniden, korkularım uzak şehirlerden gelen bir tını kadar sağır, sevmek korkunç bir şey değil. Asıl sevememek, sevmeyi bilememek ne acı. Sevdiğini sanmakla eş, sevgiyi bilmeden yaşadığını sanmak. Biz biliyoruz Arayasa her şeyi. Karıncaların, en şekilsiz böceklerin, ölüme nefes almadan gittiklerini. Derin bir nefes aldım, kendimi maviliğin koynuna bıraktım.