Şiir Üzerine Düşüncelerim
Şiir, edebi eserler içinde hem en fazla yazılanı hem de okunanıdır. Duygu ve düşüncelerin yoğun olarak yer bulabileceği nadide yerlerin başında gelir. Ölçülü, ölçüsüz; kafiyeli, kafiyesiz her hali bulunur. Fakat duygusuz? Duygusuz olur mu şiir? Epik, didaktik, lirik, satirik; hangi türden olursa olsun, her şiirin beslendiği bir duygu vardır.
Her insanında içinde beslediği duygular vardır. Duygusuz insan düşünülebilir mi? Fakat bu demek olmuyor ki her insan şiir yazabilir. Evet, çok tabii her insanın duyguları vardır ve bu duygular kimi zaman kabarır, taşar. Fakat şiire dönüşür mü? Dönüşse bile yazanına şair denir mi? Denmez, denmemeli. Bizler, çoğumuz şiir yazan insanlarız fakat şair miyiz? Kaçımız şiirlerinde şairaneliği yakalayabildi? Hangimiz çıkıp da “Ben şairim.” diyebilecek öz güvene sahip? Ben değilim. Şiir yazarım fakat şair değilim.
Ha, hazır yeri gelmişken değinmeden edemeyeceğim. “Hobileriniz nelerdir? “sorusuna şiir yazmak cevabını veren insanların hep şiiri kirlettiğini düşünmüşümdür. Şiir yazmak bir hobi midir? Hobi nedir? Hobi: Birisinin olağan uğraşı dışında yaptığı iştir. Yani hobiler ikincildir. Şiiri ikinci plana atan insanlar yani onu bir hobi olarak gören insanlar şiire gerçek önemini veremezler. Şiir, aşktır. Aşkın hobisi olmaz diyordu değerli bir hocam. Ona mutlak suretle katılıyorum. Şiir, aşktır. Şiire asıl önemini veren onu yücelten; ona aşk gözüyle bakanlardır. Onu hobi olarak görüp ikinci plana atan değil.
İşte bu yüzden hepimiz seviyoruz fakat hangimiz aşığız? Hepimiz şiir yazıyoruz hangimiz şairiz?
Bırakın şairliği şiirlerinde şairaneliği yakalayanlara, siz şiir yazan olmaya devam edin. Belki bir gün şair olursunuz. Zira şairlikte şiir yazan olmaktan geçer.
Rümeysa Kocagöz
YORUMLAR
Jandarma Üsteğmen Özkan KOCAGÖZ olsaydı bu yazıyı beğenirmiydi sence?