AY IŞIĞINDA KARAGÖL
Karadeniz yaylalarının ortasında bulunan zirve tepedeki kara göl;
Karagöl yaylası Giresun-Sivas ve Ordu illerinin zirvede birleştiği nokta;
Suyu karanlık sanki lacivert ile siyahın karışımı,yaylalara gidince kara göle çıkmadan olmaz,bizde öyle yaptık,kara gölün eteklerinden tepeye kadar tırmanmak gerekiyor,hazırlıklı gidiyorduk,dolunayda bir gece kalmayı planlamıştık,uzun bir tırmanıştan sonra zirveye vardık,manzaranın cazibesi bir büyülemişti ki bayıldım, tüm yaylalar ayaklar altında manzara gerçekten harikaydı,karagölün kendi manzarasına diyecek hiçbir şey yoktu adeta büyülüyordu.
Gerçektende koyu lacivert ile siyahın karışımı gibiydi suyun görünümü, elimi suya dokundurduğumda buz gibiydi gölün yamaçlarında geçen kıştan kalmış karlar vardı,çocukluğumuzda büyükler kar kurtlanır yaylalarda derlerdi,geçen kıştan kalan karların nasıl kurtlanacağını keşfetmek için karları karıştırmaya başladım ellerim buz kesti sanki bir an, ama efsane gibi anlatılan kurtları bulamamıştım,
Bir rivayete göre gölde balık olduğu söylenirdi,tek eksiğimiz balık oltasıydı onu da yanımıza almamıştık.
Naim, akşam hazırlıkları için güzel bir yer seçmişti,çadırlarımızı hazırladık
akşam dolunayın doğuşunu seyretmek için hazırdık artık,bir ara ürpermişim buz kesen yayla rüzgarları kara gölün zirvesinde ıslık çalar gibi esiyordu. Aklıma arkadaşım Cafer Vayni’nin karagöl ve yaylalar ile ilgili yazdığı özlemleri geldi,şöyle diyordu;
"Bu yaylalar var ya bu yaylalar.Çocukluk hatıralarıma en güzel şekilde sinmiş.Aklımı başımdan alıyor bu yaylalar.Beni bam başka yerlere götürüyor.Kısa gibi gözüken ama bir türlü bitmeyen mesafeler.Kaygılar,siste kaybolma endişeleri.Havlayan kangal köpeklerinin sesiyle yerleşim yeri bulmalarım.Rahmetli babam ve dedemin de ömründe hep iç geçirerek yad ettiği yaylalar. Bektaş,karagöl,Kenger,Paşa Konağı,Eğribel,Pezik obası..Hepsi de gözümde tütüyor.Hissettikçe kentteki bütün sıfatlarımdan sıyrılmak,50 koyunla bir soğuk pınar başında dinlenmek ve birde söylenen türküyü dinlemek ve dinlendirmek özlemini hep duyuyorum...Cafer VAYNİ"
Haksızda değildi özlemekte karagöl’ün bir kenarında kar kütlesi,bir kenarında açmış renk, renk çiçekler bir taraf da şırıl, şırıl akan buz gibi sular ve zirvenin manzarası eşliğinde dolunay belirdi, mehtabı dolunayda seyretmek ise doyumsuzdu,ben bu manzaranın keyfini sürerken birde ne göreyim Naim ay ışığında kitap okumuyor mu?harika bir fikir,nereden geldi aklına diye sordum,bir daha aya bu kadar yakın olmayı bulamam ayın bana sunduğu bu fırsatı değerlendiriyorum belki bir gün yazmaya başladığımda konu başlığım bu olacak "AY IŞIĞINDA KİTAP OKUMAK" Naim ay batımına kadar kitap okumaya devam etti, bense ay ışığında karagölün doyumsuz seyrine dalarak sonsuz duygular içersinde sabahlamıştım.Uzun zamandır hasret kalınmış sevgiliyi koklayıp ciğerlerime çekercesine,zirvedeki oksijeni sabaha kadar bir sevda gibi ciğerlerime çekmiştim.
Şahin KALAFAT