Acaba...
Bir adam var mıymış? Hadi canım ordan var mıymış? Nerde hani kimse görmez mi? Yoksa çok mu görünmüş? Belki çok karanlıktır...
Bir yabancı içinde ben olmaya çalışan... bir cevapsız soru belki içinde cevabını taşıyan. Gidemeyeceğin kadar uzak belkide yanındaki komidinde bulabileceğin bir kul tablası.
Bir yalan belki asla cesaret edilemeyecek kadar zor olan açıklaması. Yatıpta uyuyamadığın akşamlar belki ...
her gün kadar sonucu belli bir adam... var mıymış? Yoksa var olmaya çalışmak mı bunun adı?
İçinde bir yaratık eski tevratta geçen. Bütün dinlerin söylediği bir canavar, bütün evrimin öngördüğü bir mutant benliğini serbest bırakmaya çalışan.
Kalbinin sesi fısıltı kadar vasat ve bas bas bağıran içinde ’’ beni serbest bırak’’ Hiç söyleyememiş dudakları oysaki içindeki savaşı.
Yaşamdaki amaçsızlığını her daim tartışan ve bütün cevapları veremeyecek kadar aptal bir adam.Acaba var mıymış acaba olmaya mı çalışırmış acaba hiç olmamış mı?
Yollar gibi... bir sürü yolcu düşünceler ve bitmeyen yolları. Belki birbiriyle kesişen olmayacak virajlarda. Belki benliği hatalı bir sollama kafa kafaya çarpışan yaşamıyla... Eksiyle karışan bir baklava gibi sanki dünya.
Her tepkide bir figan kopan içinde ve sadece susmakla yetinen. Etrafa savururken küfürleri içinden özürler akıp giden. O kadar zor ki bir ağacın konuşabilmesi gibi.
Bir kitabın sana söylediklerini, bir şarkının yaşattığı hisleri, bir aşkın verdiği heyecanı ve bir hayvanı okşamanın içinde yaşattığı mutluluğu asla kendinle paylaşamamak gibi. Bir şarkıyı tersten söylemek gibi bir adam var mı? Olumsuzluğun formülü kadar zor mu onu yaşatmak?
Yağmur yağıyor. Birileri mi ağlıyor? Yoksa bir taş şu mu tanrının gidenlerin peşinden döktüğü? Şarkı söylüyor damlalar sanki. Toprak sıkı sıkıya sarılmış diğer bir tanesine. Ve iki aşk olabildiğince uzak birbirinden bu bütünlüğün içinde. Hep bir gidiş ve hep bir sağanak gözyaşı. Giden bensem eğer benliğimden kaçarak uzaklara ve geçtiğim yerlere serptiğim tüm şekerleri eritmişse yağmur bir zamanlar.
Bir zamanlar o adam varsa ve kaybolmuşsa eğer...
hep bir gidiş ve hep bir bulamayıs yönünü,
hep bir susuş ve hep bir çığlık içten içe,
hep bir opus ve nefret dolu bakışlar,
hep bir oluş ve asla sonrasını bilemediğimiz...
hep bir oluş ve hep bir sağanak gözyaşı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.