- 960 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Gençlik 22
Ada ilk gün; sabah otobüse bindim.
Henüz kimse gelmemişti, elemanlar yavaş, yavaş geliyordu.
Murat koca sakalı, heybetli boyuyla içeri adımlarını attı.
Kasa personelide geldi, Emre kırımcalı; soyadını hala hatırladığıma Şaştım, belkide gözlüklü, zayıfça, beyaz tenli haliyle akılda kalabilecek tiplerdendi, Nurşen sonra hep güler, çabuk gerilirdi.
Bilinç geldi kitaptan gözlükleriyle.
Müzikçi İlker, yapılı Vücudu bol pantolunu, kitaptan Umur kara geldi sonra, soyadı gibi gizemli biriydi ince, zayıfça uzun boylu.
Çetin sonra yine kitaptan, sinema ve tiyatroculuk okuyordu kıvırcık güzel yüzlü.
Güvenlik geldi sonra kapıda, kadro tam derken Aykut geldi.
Saçları uzun, arkadan bağlı uzun boylu.
Sonra muhasebeden Funda hanım geldi.
Pelin sonra muhasebede sekreter, uzun boylu bem beyaz tenli bir kız.
Nurşen ve Emre kasada, bilgisayar programını anlattılar bana, tahta zemini silerken Hüseyin abi gülümsüyor.
Kızıyorum şimdi ona ama, iyidir Hüseyin abi.
Cafe işletmesinden Meltem hanım iri yarı uzun boylu heybetli bir kadın, Sabiha ortağı, kısa saçlı düzgün vücutlu bir kadın, sonra Beser ve kasım usta aşçı.
Berk cafede hafif tombul ciks takılır pahalı gözlükler takar havalı bir çocuk.
Tanıştık hepsiyle bir bir.
Meraklı, meraklı bakıyor herkes bize.
Patronun yeğeni ve kardeşi olduğumuz için kimileri için hedef, kimileri için merak uyandıracaktık.
Eskiden beri çalışanlarımıza karşı hep mütavazi davranmaya çalışırdık, aileden gelen bir şey bu.
Hikaye bunun neresinde diyeceksiniz belkide? bu hikayenin iskeleti.
Bugünlük bukadar yeter.