- 956 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gençlik 20
Durağı kardeşime bıraktım, bir süre kendi minübüsümüzde çalıştım.
Kırmızı ışıkta beklerken, Fatma karşıya geçiyor, uzun uzun baktım, içim üşüdü.
Fatma’da gördü beni.
Hamileydi, karnı burnundaydı. Hayattaki tesadüflerin çoğunun bir sebebi vardır,
Daha sonra olacakların temel taşlarıdır bunlar.
Fatma’dan hep intikam almak istemişimdir o zamanlar.
Bana yaptıklarının bedelini ona ödetmek istedim, muhtemelen bu bilinç altımda hep vardı.
Aradı beni, sonra mesajlaştık, hastanede nöbeti vardı.
En son konuşmamızda evliliğinden, hamileliğinden söz edip, ona bir soru sordum.
Eşin benimle arkadaşlığına olağan bakarmı, buna müsade edermi?
Hayır bunu kabul edeceğini sanmıyorum.
Öyleyse ben gizli kapaklı, kendime yakıştıramayacağım şeyler yapmak istemiyorum.
Görüşmeyelim.
Bu sözler, benim tarafımdan ilk defâ rededildiği için,
Onun hislerinin temeli sarsılacaktı.
Onunla küçücük bir ânı, beraber geçirmeyi, büyük bir Lütuf gibi görüyordum.
Bu çektiğim acıları azıcık bile olsa dindirmeme sebep oluyordu.
Şimdi ise doğrularıma ters olduğu için onu redediyordum.
Ben güzel sevdim, çok yücelttim, merhametim çok büyüktür Sevdiğim kadınlara karşı; hayatlarında bu sevgiyi bir daha bulamayacaklar, belki.
Bende bulamam.
Lokman amcam ticaretle uğraşıyordu.
Oto alım satım yapan bir dükkanı vardı, ve yükseliyordu.
Ticaret her adamın harcı değil, hamurunuzda olması lazım.
içimizde en fazla okuyan o.
Mühendislik okudu, Bingölde Üniversite 2. Sınıfı siyasi nedenlerle terk etti.
Amcamın ticaret kabiliyeti okul okuduğu için değildir okul sadece onun ticari kabiliyetini desteklemiş olabilir.
Onlarca Üniversite okuyup işsiz dolaşan, ticaretin t sinden anlamayan insanlar vardır.
Okul okumayan, okuma yazması olmayan kimselerin, paralarını para sayma makinesiyle sayma gereği duyduğunu gördüm.
Vilalarda oturup şık arabalara bindiklerine şahit oldum.
Ve bunların çoğu sıfırdan başlamıştır.
Amcam, insan ilişkileriyle edindiği ticari başarıyı bulunduğumuz semttin dışına, beni herzaman büyüleyen, farklı bir rahatlığın yaşandığı, o dönemler Çağaloğlu’ndan çıkıp, kitabın merkezi konumuna gelen; Taksim istiklal caddesinde, bir kitap evine ortak oldu.
Ada kitap evi, bileniniz vardır muhtemelen.
Hayatımın en kötü ve en güzel dönemlerini yaşadığım bu yerde, Balzac’ın, Vadideki Zambak kitabının etkilerini hayatımda göreceğimi; ozaman sorsanız bilemeyecektim.
Hikayenin bu kısmına gelmeyi istemiyordum henüz.
Hayatımın 10 yılını alacak bu hikayeyi henüz acısı bukadar tazeyken anlatmak istemiyordum.
Ama kaçışı yok,
bir sefer başladım geriye dönüşü yok.
Hani çok fazla okuyanımda yok ama, önemli değil.
Yazım dilim kötü bile olabilir, bu yüzden insanların sabır gösterip okumamasını anlayabiliyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.